Murat BELGE
Rüyamda veya uyanık hayatımda, “şefaat” demeye çalışırken dilim dolanıp “seyahat” demedim Evliya Çelebi’nin başına geldiği gibi. Demediğim halde, demiş kadar oldum. Geçen hafta “İzmir’den” diye yazmıştım, bu yazıyı ise Gaziantep’ten yazmaktayım. Biz Türkler özellikle “gezgin” olmakla tanınmayız. Onun için ben kendimi Evliya Çelebi kategorisine giren “Türkiyeli seyyah”lardan sayıyorum. Son durumda da, “âkil” sıfatıyla dolaşmaktayım. Bu sıfatı bir türlü kendime yakıştırıp kuşanamadım ya, belki “nâkil” olabilirim.
Gaziantep’e yanılmıyorsam beşinci gelişim. Türkiye’de, öteden beri, birden fazla gittiğim her yerde ilkin “Ne kadar değişmiş!” tepkisi gösteririm. İlk olarak yetmişlerde geldiğim Gaziantep tam da bu duyguya uyan bir yer. Sanırım özellikle doksanlardan bu yana bu kent, Anadolu’nun bazı başka kentleri gibi, ciddi bir gelişme temposu yakaladı. Bu bakımdan Gaziantep Türkiye’nin bir süreden beri içinden geçmekte olduğu büyük toplumsal değişimin temsilî kentlerinden, merkezlerinden biri oldu.
Bu değişim çeşitli adlarla anılıyor, “Anadolu kaplanları” gibi; ben de bunu öncelikle Türkiye’nin “buluğ çağı”nı sonuna erdirip “reşit/ ergen” olma aşamasına varması süreci olarak görüyorum. Cumhuriyet’in kurucu ideolojisi, belki kaçınılmaz olarak, ama aşırı derecede “patriyarkal” bir ideolojiydi. Bu da, kurulan yeni sosyo-politik yapının aşırı derecede “merkeziyetçi” olmasına yol açtı.
Bu “merkeziyetçi” tutumun öncelikli amacı, yeni “devlet”e “sadık” yurttaş yetiştirmekti. Ama bu “ideolojik” ve “politik” amaç, doğal olarak, o alanlarla sınırlı kalmadı; toplumsal yapının her köşe bucağında ve her düzeyde etkileri yayıldı. Bu etki ya da sonuçlardan biri, ülkedeki kentlerin, “teşbih” yerindeyse, Ankara’ya (ve Ankara’nın izin verdiği ölçüde İstanbul’a) bağlı “uydu-kentler” haline gelmesi oldu.
Ama Cumhuriyet’le birlikte, Cumhuriyet’i kuranların zihnindeki ideolojik dünyayı da aşan bir süreç başlamış oldu. O sürecin devamıyla birlikte, kurucu ideolojinin hedefinde olmayan sonuçlar da ortaya çıktı. Yani, devlet harı harıl devlete bağlı bir burjuvazi oluşturmaya, biçimlendirmeye çalışırken (“tekelci devlet kapitalizmi” dediğimiz yöntemle), kendi kıt imkânlarıyla uğraşıp kendi işini kuranlar da oldu. Bunlar, “olmak”la kalmayıp büyüdüler, işlerini büyüttüler, dallandırıp budaklandırdılar. Kolay değildi işleri ve büyük ölçüde yeraltından akan bu suların birden yeryüzüne çıkması, gözle görülür, elle tutulur hale gelmesi, bir hayli zaman aldı. Ama şimdi o aşamaya geldik. Bu tür bir süreç ve gelişmenin daha belirgin olarak gözlemlendiği yerlerden biri’de Gaziantep.
Cumhuriyet elbette yeni bir kuruluştu; ama yeniliğine özellikle vurgu yapıyordu. Osmanlı geçmişiyle bağını koparmaya, böyle bir bağ hiç yokmuş gibi davranmaya özen gösteriyordu.
Gel gör ki, geçmişle bağları koparmak kolay değildir “kolay” bir yana, belki mümkün de değildir. Yüzyıllar boyunca oluşmuş, çevresiyle iş yapmış, bu arada kendine de bir kültür yaratmış kentler (yöre, bölge, her neyse) değişen koşullarda eski konumlarından uzaklaşsalar da, kendilerini daha rahat toparlayabilecek potansiyellere sahip olurlar.
Gaziantep işte o kentlerden biri.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025