Mustafa Karaalioğlu
Ekonominin içinde bulunduğu krize ilişkin; bazıları gerçeği inkar eden bazıları da gerçeğin bütün kırıntılarını dahi göze sokan bir uçtan bir uca analizler dinliyoruz. Hepsi hiç şüphesiz çok değerli ve özellikle bilgi ve rakamlara güvenin azaldığı ortamda gereklidir de. Kaldı ki bir ülkede herkesin üzerinde istediği gibi serbestçe konuşabileceği alanların başında ekonomi gelir. Zenginin, fakirin, vasıflı olanın, olmayanın ortak ilgi alanı gelirini artırmak ve korumak olduğu için konuşmaktan men edilemeyecek konu budur.
Aslında ekonominin hangi şartlarda iyi olduğunu ve olabileceğini, hangi şartlarda ise ne kadar kendinizle övünürseniz övünün kötü olduğunu ve olabileceğini salim kafayla düşünen herkes bilir. Rakamlar sıralandığında hemen karmaşıklaştırılabilen bir alandır ama gerçekle yüzleşmek de o kadar kolaydır. Çarşıya pazara, markete, bankaya gittiğinizde bütün o noktalı virgüllü rakamlar birden sadeleşir ve ekonomi iyi mi kötü mü kolaylıkla anlarsınız.
İşler yolunda gidiyorsa ekonomi sokakta konuşulmaz, tersi durumda ise bugün olduğu gibi başka bir şeyden bahsedilmez. Mesele bu kadar basittir. Dolayısıyla gerçeği inkârın faydası yoktur.
***
Merkez Bankası geçtiğimiz günlerde uzun bir direnişin ardından döviz rezervlerini açıkladı. Böylelikle net rezervimizin 26 milyar doların altına indiğini öğrendik. Bu rakam bir ekonomi için tek değilse de önemli bir göstergedir. Ama ekonomiyi de içeren asıl önemli gösterge hukuk rezervlerinin ne kadar gerilediğidir. Belirleyici olan, toplumun hukuk sistemine ne kadar güvendiği, uluslararası toplumun bu ülkenin yargısına ne kadar itimat ettiğidir.
Hukuk rezervimiz hangi seviyede ona bakalım. Ve hukuk rezervleri zayıflayan bir ülkenin başka rezervlerde hayalkırıklığı yaşamaya devam edeceğini artık anlayalım.
Türkiye, 2019 hukukun üstünlüğü endeksinde 126 ülke arasında 109’uncu sıradadır, başka söze gerek var mı? Böyle bir endeks olmasa bile ülkenin içinde bulunduğu hukuk ve temel haklar problemlerini görmezden gelmeye imkan var mı? Peki, hukuku bu kadar gerilemiş, insanlarında hukuk duygusu kaybolmuş bir ülkede ekonominin güçlü olması, üretebilmesi ve çağı yakalaması; demokrasiye güven duyulması ihtimali var mı?
Mesele hukukun ekonomiyle yakın ilişkisi değildir. Yani, hukuk bir ülkeye ekonomi iyi olacak diye değil hayatın her alanında huzur ve güvenliğin tesisi için lazımdır. İnsan olmak hukuka bağlı olmak ve hukuka göre muamele görmeyi gerektirdiği için şarttır. İyi bir ekonomi, güçlü bir dış politika, dünyayla rekabet, gelişmek, üretmek, eğitimli olmak hukuk devleti olmanın neticeleridir.
Bir ülkenin, bir toplumun, bir milletin; şanlı tarihten, muhteşem geçmişten, bulunmaz ve benzersiz coğrafyadan ya da genç nüfustan önce övüneceği şey bir hukuk devleti olabilmektir. Bunu başaran milletler çok şeyi başarır; hukukun üstünlüğünü tesis eden toplumlar başı dik yürür ve geleceğini güvence altına alır.
Madem rezerv saymaya başladık, madem envantere göz atmak vakti geldi o zaman gerçeği görelim de bütün rezevlerin en kıymetlisi olanı güçlendirmek için daha fazla vakit kaybetmeyelim.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
20.12.2025
13.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
27.11.2025
24.11.2025
22.11.2025
17.11.2025
15.11.2025