Neşe Düzel
“Tarlabaşı’nın ağzında yakınımda önce bir el silah patladı. Sonra iki el daha ateş edildi. İki saniye sessizlik oldu. Yaylım ateş başladı. Provokasyonu başlatmak için mi, yoksa grubu alana sokmak için mi atıldı ilk silah bilmiyoruz.”
“Yaylım ateşi başladığında Sıtkı Coşkun, kürsüden ‘Emniyet mensupları bakın! Sular İdaresi’nin tepesinde insanlar var. Ateş ediyorlar. Niye durdurmuyorsunuz? Bakın... Inter’den de ateş ediyorlar!’ diye bağırıyordu.”
“45 tane sol örgüt vardı. Maocular, Üçüncü yolcular, Latin Amerika’yı örnek alanlar silahlı mücadeleye inanıyorlardı. Aydınlık, çok küçük bir Maocu gruptu ama onun çatışmadığı grup yoktu. Diğer sol gruplarla da, Maocularla da çatışıyordu.”
***
NEDEN AHMET MUHTAR SÖKÜCÜ VE ALAİDDİN TAŞ
Siyaset bilimci ve tarihçi Halil Berktay’ın başlattığı 1 Mayıs tartışması büyük bir yankı uyandırdı. 35 yıl önce yaşanmış bir olayın böyle büyük bir hararetle tartışılması, aslında solun biraz kırılgan ve utangaçça da olsa herkesin önünde tartışmaya hazır olduğunu gösteriyor. Tartışma, 1 Mayıs’la başladı ama gerçek tartışma daha derinlerde. Solun kendi tarihiyle, hatalarıyla, yaptıklarıyla yüzleşip, belki de “yeniden doğmasının” sancısı bu. Sol belki bütün bu konuları daha önce kendi içinde konuştu, tartıştı, özeleştirisini yaptı ama bunlar hep bir iç konuşma olarak kaldı, kendi yayın organlarında, bloglarında ve ortamlarında gerçekleşti. İlk kez bu tartışma Taraf gibi çok çeşitli kesimlerin okuduğu bir platformda yapılıyor. Biz de bu hafta bu konuyu ele aldık. Hem yaşanan 1 Mayıs tartışmasına tanıklıklarıyla katkıda bulunabilecek, hem de solun geçmişiyle hesaplaşabilecek iki isimle bu konuyu tartıştık. Ahmet Muhtar Sökücü ve Alaaiddin Taş, o dönemde İGD’nin iki yöneticisiydi. Onlarla, 1 Mayıs’ı ve solun o zamanki durumunu, örgütler arasındaki ilişkileri ve çatışmaları tartıştık. 1970’lerin İlerici Gençler Derneği Genel Başkanı olan Ahmet Muhtar Sökücü. 1980 darbesinden sonra yurtdışına gitti ve on bir yıl Fransa’da siyasi mülteci olarak yaşadı. Vatandaşlıktan çıkarıldı. Ancak 1992’de Türkiye’ye dönebildi. Alaiddin Taş ise 1980 öncesi İGD Genel sekreteriydi. Dokuz yıl İtalya’da siyasi mülteci olarak kaldı. 1990’da Türkiye’ye döndü.
***
1 Mayıs 1977’de Taksim’de miydiniz?
Evet.
Hangi örgüte üyeydiniz?
AHMET MUHTAR SÖKÜCÜ: İlerici Gençler Derneği’nin genel başkanıydım ben.
ALAİDDİN TAŞ: Ben de 1 Mayıs 1977’de İGD kortejinin güvenliğinden sorumluydum. 1978’de İGD’nin genel sekreteri oldum.
O gün Taksim’e İGD kaç kişiyle gitti?
SÖKÜCÜ: İGD’nin Türkiye çapında 130 şubesi ve 42 bin de üyesi vardı. O gün 1 Mayıs’a bizden on binlerce insan katıldı.
TAŞ: Zaten o gün sadece Taksim alanı değil, alana giden bütün yollar da doluydu. Sadece alanda 250-300 bin kişi vardı.
İlk silah patladığında siz tam olarak neredeydiniz?
SÖKÜCÜ: Ben Intercontinental Oteli’nin merkez kapısının yirmi metre önündeydim. İGD’liler olarak biz blok olarak Taksim’in Gümüşsuyu tarafındaydık. .
TAŞ: Ben de kürsünün yakınındaydım.
Silahın nereden patladığını gördünüz mü?
SÖKÜCÜ: DİSK Başkanı Kemal Türkler’in konuşması bitmişti. Her mitingde yapılan saygı duruşu bu kez sona bırakılmıştı. Bu yüzden meydanda bir sessizlik vardı. Miting olay çıkmadan bir bitse diye diken üstündeydik. İşte o sessizlikte Tarlabaşı civarından tok bir ses geldi. Eğer saygı duruşunun sessizliği olmasaydı o ilk silah sesini alanda zaten kimse duymazdı. Tabanca sesine benziyordu. Yanımda iki arkadaşım vardı. Duydunuz mu demeye kalmadı, çok seri ve sert makineli tüfek sesine benzeyen seri ateş başladı.
Siz silahın nereden patladığını gördünüz mü?
TAŞ: Görmedim ama duydum. Çünkü ben ilk silah sesinin geldiği yere yakındım. Tarlabaşı’nın ağzındaydım neredeyse. Kemal Türkler konuşmasını bitirmişti. Ne yapalım diye DİSK yönetimiyle görüşmeye çalışıyordum. O yüzden de kürsüye gelmiştim. Bazı sol gruplar artık alana kadar dayanmışlardı.
Anlamadım...
TAŞ: Alan tıklım tıklımdı, fakat onlar alana girmeye çalışıyorlardı. DİSK güvenlik görevlileriyle aralarında orada itiş kakış oldu. Kürsüyle aralarında her halde 60-100 metrelik mesafe vardı. Ben de tam bu mesafenin orta yerindeydim. İlk silah buralarda bir yerde patladı. İlk silah sesinin ben Tarlabaşı’nın ağzından geldiğini çok iyi duydum.
Tarlabaşı’nın ağzında hangi sol gruplar vardı?
SÖKÜCÜ: Maocu gruplar Tarlabaşı’ndan geliyordu. Kurtuluş, Dev-Genç ise çoktan alana girmişlerdi. Atatürk Anıtı’nın çevresindeydi onlar.
TAŞ: Benim gördüğüm şu. Tarlabaşı’nın ağzında DİSK güvenlik görevlileri vardı. Onlar her yerde vardı zaten. O gün 20 bin DİSK görevlisi alanın güvenliğini sağlıyordu. Tarlabaşı’nın ağzında da DİSK güvenlik görevlilerinin arkasında bir başka blok grup daha vardı.
Kimdi onlar?
TAŞ: İşçi mi, sendika mı bilmiyorum ama başka bir gruptu bu. Maocu gruplar tam onların arkasındaydı. Bunlar, öndeki o grubu dağıtıp alana girmek istediler. Maocu gruplarla itiş kakış oldu orada. Dediğim gibi ben alanın Tarlabaşı ağzına yakındım ve oraya yakın bir yerde ilk silahın patladığını duydum. Şuna iyi tanık oldum. Önce bir el silah patladı. Sonra iki el daha ateş edildi aynı taraftan. Birkaç saniyelik bir sessizlik oldu. Ondan sonra yaylım ateşi başladı.
İlk silahın, saygı duruşunu beklemesi tesadüf mü acaba?
TAŞ: Şöyle yorumlamak da mümkün. DİSK Başkanı Kemal Türkler’in konuşması bitmişti. Artık 1 Mayıs bitmişti ve bu gruplar psikolojik baskı altındaydılar. “Miting bitti. Bir an önce önümüzü açalım ve alana girelim” çabası içindeydiler. Belki o baskı altında ilk silah patlamış olabilir. Onlar ya da başka birileri yaptı bunu. Kim yaptı belli değil.
Yaylım ateşi de mi alana girmek için açıldı?
TAŞ: Tarlabaşı’nın ağzında, işçilerin ya da Maocu grubun ya da başka bir grubun içinde birinin bu provokasyonu başlatmak üzere ateş etmiş olabileceğini de düşünmek mümkün. Ama kimin ateş ettiğini görmedik biz. Bu yüzden şu grup yaptı diyemeyiz. İlk silahı kim niye ateşledi? Provokasyonu başlatmak, kitleyi panikletmek için mi yoksa grubun alana girmesini sağlamak için mi, bunları bilmiyoruz.
Ama artık şunu biliyoruz. İlk silah Tarlabaşı’nın ağzında patladı öyle mi? Sizden, o ilk ateş edenleri gören, teşhis eden hiç kimse yok mu?
TAŞ: Hiç kimse yok. Çıkan bir gazete haberine göre, gazeteci Coşkun Aral, alana zorla girmek isteyen sol grupların içinde bir kişi gördüğünü ve ilk ateşi onun açtığını söylüyor. Fotoğrafı da olmasına rağmen bu şahsın araştırılmadığını anlatıyor.
Bu fotoğrafı Savaş Ay çekmiş. “İlk ateş, Halkın Kurtuluşu örgütünün içine sızmış iki genç tarafından açıldı. Önce biri belinden tabancayı çıkarıp ateş etti. Sonra ikinci genç aynısını yaptı ve ben o ânı fotoğrafladım. Bu fotoğraf Hayat dergisinde çıktı” diyor.
SÖKÜCÜ: O zaman bu fotoğraf poliste de vardır. Niye araştırılmadı? Bakın... O gün Tarlabaşı tarafında Uzel Fabrikası’ndan üç işçi vuruldu. İki işçinin öldüğü söylendi. Maden İş’in yöneticisi Murat Tokmak da o bölgede vuruldu. Resmî kayıtlara göre, o gün 34 kişi öldü. Bir kişi panzerle ezildi, dört kişi kurşunlanarak öldü, geri kalan da ezilerek boğularak hayatını kaybetti. Ve bu olay araştırılmadı. O sırada iktidarda Milliyetçi Cephe hükümeti vardı. Bu olayla ilgili hiçbir mahkemede dava açılmadı. Kurşunların balistik araştırmaları bile yapılmadı. Devlet bu olayı sakladı. “Devlet sırrı açıklanmaz” dediler.
1 Mayıs’ın devlet sırrı kapsamına girdiğini kim söyledi?
SÖKÜCÜ: DİSK sordu bunu. “1 Mayıs’la ilgili bilgiler açıklanmaz” diye devletin açıklaması oldu. İlgili savcı bu olayı soruşturmak için girişimde bulundu ve kısa süre sonra görevinden alındı. 1 Mayıs, 12 Eylül’e bir hazırlıktı. 12 Eylül’e giden taşların döşenmesiydi.
İlk silah, Maocularla DİSK’lilerin karşılaşması sırasında mı patladı?
TAŞ: Ben sadece silah sesini duydum. Bu silah patlamadan önce DİSK görevlileriyle bir grup arasında bir itiş kakış yaşanıyordu. Pankart yoktu. Tarlabaşı’ndan gelen, alana girmek isteyen grupla DİSK görevlileri arasında itiş kakış olmuş olabilir.
Bu durumda şunu biliyoruz ki, ilk silah kalabalığın arasından patladı. Hep söylendiği gibi Sular İdaresi’nin üzerinden ya da Intercontinental’den değil, öyle mi?
TAŞ: İlk silah Tarlabaşı’nın ağzında yakınımda patladı. Üç el silah patladı. Öyle arka arkaya da patlamadı. Önce bir el. Bir süre geçti. Sonra ikinci ve üçüncü el.
Sonra binlerce silahın patladığı anlatılıyor. Bu doğru mu? Böyle binlerce silah patladı mı?
TAŞ: Doğru. Polis kayıtlarına göre, alandan iki bin boş kovan toplanmış. Bu kurşunların nereden geldiğini bilmek için balistik raporu gerekir. Bu mermiler için balistik raporu alınmadı. Oysa bütün bu mermilerin tek tek nereden, nasıl, hangi mesafeden ve yükseklikten atıldığını balistik raporu ortaya çıkarırdı. Savcılık bunu istemiş ama dosya yarım kalmış.
O ilk silah sesinden sonra ateş edenler kimlerdi?
SÖKÜCÜ: Ben gördüğümü söyleyeyim. İnsanlar, ilk refleks olarak silah seslerinin geldiği yerlerden uzaklaşmaya çalıştılar. Can havliyle uzaklaştıkları yerler de Intercontinental Oteli ile Sular İdaresi binalarıydı. Bu yüzden de bu binaların önünde kaçışan insanlardan oluşan kocaman iki yay oluştu. Bir de Pamuk Eczanesi’nin üstünden ateş edildiği söylendi. Fotoğraflar ortaya çıksa, insanların hangi binalardan kaçmaya çalıştıkları görülür zaten.
TAŞ: Ben o sırada artık kürsüye çıkmıştım. DİSK ve Maden İş uzmanlarından rahmetli Sıtkı Coşkun’un yanındaydım.
Kürsüden ne gördünüz?
TAŞ: Sıtkı Coşkun o gün 1 Mayıs’ı saatlerce yönetti. Mikrofondan bütün kortejleri o karşıladı. Yaylım ateşi başladığında Sıtkı Coşkun yine kürsüden bağırıyordu. Ateşin nereden edildiğini görüyordu ve polise sesleniyordu. “Emniyet mensupları bakın... Sular İdaresi’nin tepesinde insanlar var. Ateş ediyorlar. Onları niye durdurmuyorsunuz? Bakın... Inter’den de ateş ediyorlar! “ diye kürsüden bağırıyordu. O sırada polis, AKM’nin önündeki dev DİSK pankartını yakmaya başladı.
Naklen katliam yayını yapmış adam. İnsanlar ölüyor, polis pankart mı yakıyor?
TAŞ: Yaylım ateşi bir kaç dakika sürdü. AKM’nin önünde, daha sonra 1 Mayıs’ın simgesi haline gelen elleri zincirli bir işçinin çok büyük bir pankartı vardı. Polisler DİSK’in bu 1 Mayıs pankartını yakmaya başladı. Sıtkı Coşkun, “niye yakıyorsunuz” diye polisleri uyardı. Dediğim gibi yaylım ateşi bir kaç dakika devam etti. Sonra AKM’nin önünde görev yapan Emniyet’in iki panzeri harekete geçti ve alana girdi. Bu panzerler ses bombaları attılar. İnsanlar daha da panikledi. Yerde yatan Meral Özkol’u bir panzer ezdi. Ben bütün bu olayları kürsüden izledim.
Başka ne gördünüz?
TAŞ: Polis kuvvetleri Intercontinental’in önündeki kitleye saldırdılar. Sıtkı Coşkun’un ve Belediye Başkanı Ahmet İsvan’ın uyarılarıyla amirleri tarafından geri çekildiler. Ahmet İsvan elinde telsiz, sürekli Sular İdaresi’ni işaret ediyordu. Bir polis amiriyle konuşuyordu. O sırada bir polis, amirinin gözü önünde Ahmet İsvan’a arkadan geldi ve vurdu.
SÖKÜCÜ: Bizim bazı İGD’li arkadaşlarımız, Sular İdaresi’nin üst katlarından birtakım adamların indirilip, binanın önündeki askerî araca bildirilip götürüldüklerin görmüş. Kimdi bu insanlar? Kimler aldı götürdü onları?
Silahlar patladığı sırada meydana giren beyaz bir Renault’dan makineli tüfeklerle ateş edildiği söyleniyor. O beyaz arabayı herkes görmüş. O arabadan makinelilerle ateş edildi mi?
TAŞ: Aracın penceresinden silahlarını çıkarmışlardı. O gürültüde o arabadan ateş edip etmediklerini anlamadım. O gün kürsünün önündeki demir parmaklıklara çok kurşun geldi. Kürsünün tam önünde birisinin göğsünden yaralandığını gördük. Çıkan sesler daha çok makineli tüfek ve daha güçlü silahlardan çıkabilecek seslerdi.
Yüzbinlerce insanın bulunduğu söylenen mitingde binlerce silah patlıyor, bir arabadan makinelilerle kalabalığa ateş açıldığı söyleniyor ama kurşun yarasıyla ölenlerin sayısı dört. Biri de polis. Bu kadar silah patlamasına rağmen bu kadar az insanın vurulması biraz çelişkili bir durum değil mi?
TAŞ: Hayır değil. Kim yapmış olursa olsun, bu provokasyonun tek bir amacı vardı. İnsanları panikletmek, korku yaratmak, insanların bu büyük toplantısını iptal ettirmek. İnsanlar panik içinde yerlerdeydi. Ezilen ezildi, kaçan kaçabildi. Ama şu var. Hiç kimse kitleye direkt ateş ederek bir katliam yaratmak istemedi. Eğer kitleye ateş edilseydi binlerce insan orada telef olurdu. 1 Mayıs 1977’nin evveliyatı var. 1 Mayıs 1977 neden önemliydi?
Neden önemliydi?
TAŞ: Elli yıldan sonra ilk kez 1 Mayıs İşçi Bayramı 1976’da kutlanmıştı. Gene DİSK düzenlemişti ve kimsenin burnu bile kanamadan muhteşem bir şekilde kutlanmıştı. Toplumda 1 Mayıs’la ilgili korku duvarı artık aşılmıştı. Belli ki 1976’daki bu kutlama bazı çevreleri çok rahatsız etmişti. Ayrıca o dönemde...
Evet...
TAŞ: O dönemde Milliyetçi Cephe hükümeti çok sıkışmıştı. Ekonomik sıkıntılar büyümüştü, Cumhurbaşkanı seçilemiyordu. Her gün dört beş kişi ölüyordu. Ülkede bir kaos vardı. 12 Mart ıstırabından çıkan gençlik çok hızlı bir şekilde tekrar örgütlenmişti. Sağ ya da sol, toplumda her kesim örgütlülüğünü arttırmıştı. İşçiler, kadınlar, sanatçılar, teknik elemanlar herkes örgütleniyordu. Polis teşkilatı bile POL-DER adı altında, bekçiler BEK-DER adıyla, öğretmenler TÖBDER diye örgütlenmişlerdi.
Sadece sol mu örgütleniyordu?
TAŞ: Hayır. Sağ ve sol herkes örgütleniyordu. Sendikalar hızla güçleniyordu. Memur ve işçi maaşlarına zam talebi için kitlesel hareketler oluyordu. Bu toplumsal muhalefet ve hak arayışı 1977’de zirveye çıktı. Bu, sermaye de dâhil birtakım iktidar çevrelerini ve iktidarı savunan derin güçleri rahatsız etti. Zaten mitingden bir iki ay önce sol ve sağ basında sürekli spekülatif haberler yayımlandı. “1 Mayıs çok kanlı olacak. Olaylar çıkacak. Bu olayların da müsebbibi sol olacak” senaryoları yazıldı. Toplum buna inandırıldı. 1 Mayıs’taki provokasyon sola yıkılmak istendi. Bu doğru değil...
Mitinge katılan sol gruplar silahlı mıydı?
SÖKÜCÜ: Tümü silahlı mıydı bilemeyiz ama bizim İGD’li arkadaşlarımız, alanda bazı gruplardan bazı insanların ceplerinden tabancalarını çıkarıp havaya ateş ettiklerini görmüşler.
TAŞ: Dev-Genç yöneticisi Bülent Uluer, “Silahlar sıkılınca bizim arkadaşları kontrol edemedik, onlar da havaya ateş etmeye başladılar” dedi.
Hangi gruplar silahlıydı o dönemde?
SÖKÜCÜ: Silahlı mücadeleyi savunan gruplar silahlıydı tabii. Sol da sağ da silahlıydı.
TAŞ: 45 tane sol örgüt vardı. Silahlı mücadele yapan sadece Maocular değildi. Üçüncü yolu savunanların, Enver Hoca’yı, Küba’yı, Latin Amerika’yı örnek alanların da çoğu silahlı mücadeleye inanıyordu.
Esas çatışma İGD ile Maocular arasında değil miydi?
TAŞ: Çatışma demeyelim, gerginlik diyelim. Çünkü biz silahlı değildik. Silahlı mücadeleye karşıydık. Ama tabii ki esas kavga, gerginlik Maocu gruplarla İGD arasındaydı.
SÖKÜCÜ: Bizim o dönemde 130 arkadaşımız sağ ve sol grupların tek taraflı silahlı saldırısıyla öldürüldü. Bunların dörtte birinden fazlasını Maocu gruplar öldürdü. Biz silahlı mücadeleye karşıydık.
1 Mayıs’tan bir gün önce bir Maocu genç, bir İGD’li tarafından öldürülmedi mi?
SÖKÜCÜ: 1 Mayıs’tan iki üç gün önce afişlemeler sırasında Kocamustafapaşa’da öyle bir olay oldu. Bu bizim politikamıza uygun değildir diye biz bu olayı kınadık. Mesela 1 Mayıs’ta alana Gümüşsuyu’ndan ve Saraçhane’den gelecektik. Fakat Saraçhane’den Maocu gruplar da geleceği için bir tehlike, sıkıntı olabilir diye o gün Taksim’e sadece Gümüşsuyu’ndan çıktık. Ayrıca alanda bir çatışma çıkacağına dair toplumda bir psikoloji oluşturulduğu için, biz böyle bir çatışmanın tarafı olmak istemedik ve önlemimizi aldık. Bizim grubumuzda silah patlamadı.
Bu gruplar arasında daha önce silahlı çatışma çıkmış mıydı?
TAŞ: Çok çatışma oldu. Mesela Aydınlık grubu çok küçük bir Maocu gruptu ama onun çatışmadığı grup yoktu. Herkesle çatışıyordu. Üçüncü Yol ya da diğer sol gruplarla da çatışıyordu. Maocularla da çatışıyordu. Maocular da kendi aralarında çatışıyorlardı. Diğer sol gruplar da Maocularla çatışıyordu. Yani sorun sadece İGD ile Aydınlık arasında değildi.
Solda en büyük çatışma Sovyet yanlısı çizgiyle Çin yanlısı çizgi arasında değil miydi?
TAŞ: Evet, genel olarak bu doğru ama... Küresel baktığımızda Sovyet çizgisiyle Çin çizgisi arasında... Yani Leninci çizgiyle Maocu çizgi arasında inanılmaz bir farklılık ve kavga vardı.
Devletin baskısının ve denetiminin çok kuvvetli olduğu bir Türkiye’de o silahlar nereden bulunuyordu?
TAŞ: Biz silahın içinde hiç olmadık ama... Türkiye silahı temin etmek için bir cennetti. Silah kaçakçılığı, mafya örgütlenmeleri, sınır ülkelerine giriş çıkışlar vardı.
1 Mayıs günü, DİSK güvenlik görevlilerinde silah var mıydı?
TAŞ: Yoktu benim bildiğim. Onlar, korteje sızmaları önlemeye çalışıyordu...
DİSK, neden Maocuları Taksim’e sokmama kararı almıştı?
SÖKÜCÜ: 1 Mayıs’tan önce o sol grupların “Alana sahip olacağız. O revizyonistlere (Sovyetçilere) göstereceğiz. Kürsüyü ele geçireceğiz” diye bazı provokatif demeçleri oldu. DİSK de onların alana girmesi büyük olaylara neden olabilir diye onlar alana girmeden mitingi bitirip, insanların salimen dağılmasını sağlamak istedi. Böyle bir zamanlama yaptı. Onlar, alana girmeden miting bitmişti. Tam bittiği anda silahlar patladı.
O dönemde DİSK, TKP’ye mi bağlıydı?
TAŞ: DİSK, TKP’ydi demek doğru değil. DİSK bağımsız bir sendikaydı. TKP bir komünist partisidir. Komünist parti de işçi sınıfı hareketidir ve işçi sınıfı içinde örgütlenir. Dolayısıyla nerede fabrika, sendika varsa komünist partisi oradadır. TKP, sendikaların ve işçi hareketinin içinde güçlüydü. Zaten bütün sol gruplar sendikaların ve DİSK’in içinde güçlü olmak istiyordu. Elbette DİSK’te, TKP’yi savunan kesimler vardı. Genel sekreter Mehmet Karaca TKP üyesiydi. Ama Genel Başkan Türkler komünist değildi. TKP’li değildi.
TKP ile Maocular arasında böylesine ölümüne bir kavga çıkmasının nedeni neydi?
SÖKÜCÜ: Global bakmak lazım buna. 1968’den sonra dünyada gelişen duruma bakmak lazım. Sovyetler Birliği ve diğer sosyalist ülkeler Çin’le ayrıştılar. Çin Arnavutluk’la birlikte karşı konuma geçti. Bu, çok güçlü bir ideolojik savaşa yol açtı. Bu çatışma Latin Amerika’dan Afrika kıtasına dünya çapında yaşandı. Afrika ulusal kurtuluş hareketlerinin içinde bile farklı örgütlenmeler sözkonusu oldu. Hatta başta Amerika olmak üzere Batı, bu ayrılıktan yararlanmak için belirli çabalara da girdi. Moskova ile Pekin’in ayrışması için çaba harcadı.
Ne yaptı? Ajan faaliyetlerinde mi bulundu?
(DEVAMI YARIN)
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2013
15.09.2013
23.04.2013
22.04.2013
15.04.2013
25.03.2013
18.03.2013
11.03.2013
10.12.2012
4.12.2012