Nihat Ali Özcan
Geçen hafta, sosyal ve ekonomik sorunlarının çoğunu çözmüş Yeni Zelanda’da kanlı bir terör saldırısına tanıklık ettik. Cuma namazı için toplanan cemaate yapılan saldırıda 49 kişi hayatını kaybetti. Terör eylemi dünyanın çeşitli yerlerinde farklı tartışmalara neden oldu. Dikkat çeken husus, saldırının tanımlanması ve sınıflandırılmasında mutabakatın olmaması ile teröristin yazdığı “manifestosunun” ele alınış biçimiydi.
Terörizm ders kitapları ortak bir terör tanımının olmadığını yazar. Yüzden fazla tanımdan söz edilir. Ancak nereden bakılırsa bakılsın, bu olayın tipik bir terör saldırısı olduğuna şüphe yok. Politik motivasyonla hareket geçen saldırgan, “düşman” gördüğü bir grup masum insanı hedef alarak şiddet uygulamış ve çok sayıda insanı katletmiştir.
Bu hadisede olduğu gibi terör, politik (dini, ekonomik, sosyal) amaçların gerçekleşmesi için kullanılan bir “metottur”. Failin ideolojisinin, kurbanların kimliğinin ve statüsünün hiç önemi yoktur. Kısacası, bu yöntemi kullananlar teröristtir ve Yeni Zelanda saldırısı da tipik bir terörist saldırıdır. Trump’ın dediği gibi, sadece “korkunç bir katliam” değildir.
Batı’nın bazı mahfillerinde ve medyada tereddüt yaratan ikinci husus, terör eyleminin gerisindeki “motivasyonunun” açıkça belirtil(e)memesidir. Saldırının “dini referanslı” olduğu konusunda tereddüt yoktur. Oysa politik hedefin teşhisi noktasında herkes meşrebine göre tavır alabiliyor. Nitekim burada da aynı durum söz konusu.
Yeni Zelanda terör saldırısının ardından yapılan “motivasyon” tanımlamalarında Soğuk Savaş döneminin yerleşik sağ-sol ayrımına referans verildiğini görüyoruz. Saldırganın temel motivasyonunu, “yeni aşırı sağcı”, “ırkçı” olarak tanımlama çabaları gözden kaçmıyor. Elbette bunun birden fazla sebebi var.
Yerleşik sınıflandırmanın dışına çıkmak, motivasyonu dinle, “Hıristiyanlıkla” ilişkilendirmek, uzun çabalar sonunda inşa edilen, İslam’ın “terör yapma tekelini” kırabilir. Ne de olsa Batı, dini/mezhep referanslı “şiddet” sorununu aşalı yüz yıllar oldu! Dahası böyle bir yaklaşım, Yahudi soy kırımının esasını oluşturan ırkçılığın etkisini de azaltabilir. Ayrıca politikacıların elinde sağ-sol gibi bir şablon varsa ve bu seçmenleri incitmiyorsa onunla yola devam etmekte ne zarar olabilir?
Sebebi her ne olursa olsun, önümüzdeki dönem de terör saldırısının bu “muallakta” kalan motivasyon sorunu tartışılmaya devam edilecektir.
Bu süreçte dikkat edilmesi gereken husus, teröristin yayınladığı manifestonun ele alınma biçimdir. Manifestoda yer alan fikirlerden yola çıkarak dünyayı anlamlandırmaya çalışmak teröristin zekâ düzeyine inmek, onun istediği yolda gitmek demektir.
Manifesto, aşırıcılığa müptela olmuş birinin, bir caniye dönüşmesinin basit, ilkel fikri serüvenidir. Nasıl radikalleştiğini, canilik eşiğini nasıl aştığını gösterir. Terör saldırısı için kendisini haklı gösterme nedenlerini, fantezilerini, zihin dünyasını anlamaya yarar. Daha çok terörizm çalışanları, psikolog ve psikiyatristlerin ilgi alanına girer. Çünkü bu sağlıklı bir dünya okuması değildir. O yüzden de tarih ve siyaset bilimcilerin itibar etmesi gereken bir metin hiç değildir.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2019
11.06.2019
28.05.2019
21.05.2019
8.05.2019
23.04.2019
19.04.2019
16.04.2019
10.04.2019