Nuray MERT
Ünlü bir fıkra vardır; Osmanlı devrinde yanlışlıkla Hoca zannedilip Cenaze namazında imam yapılan ünlü ayyaş Bekri Mustafa, cenazenin kulağına eğilip, ‘orada sana dünya ahvali sorulursa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin, gerisini anlarlar’ demiş. Bizimki de o hesap; ‘ülkedenizde neler oluyor’ diye sorulunca; son olarak İç İşleri Bakanı seçime ‘darbe’ demiş derseniz, gerisini anlarlar.
Daha neler, neler var, ama gerçekten gerisini anlatmaya gerek yok. ‘AK Partisi bu seçimi kazanırsa bir daha seçim yapmaz’ diyenlere, ‘yok artık, unutmayın bu parti kendisine karşı onca baskıya rağmen seçim kazanarak iktidara geldi ve bunca yıl iktidarda kaldı’ diye itiraz eden biriyim. Ama, mevcut iktidarın seçim söylemleri bu tür iddiaları ciddiye almayı gerektiren bir hal aldı, durum vahim.
Tam da bu nedenle, doğrusu üzümün çöpü, armudun sapı var ama, hala Millet İttifakına oy vermek konusunda ‘üzümün çöpü, armudun sapı’ diye olmazlanma lüksümüz yok diye yazıp duruyorum. Hal böyle iken İttifakın sağ kanadından, ‘Kılıçdaroğlu’na oy vermek için tabanımızı tam olarak ikna edemedik’ türünden laflar neyin nesi?
Her şeyden önce, daha önce seçime girip, tabanı olup olmadığı sınanmamış bir siyasi liderin listesinden seçime girdiği ittifaka ikna edemediği seçmeni zaten kendi tabanı, seçmeni saymaması gerek. Veya, ‘tabanımız var ama bize oy vereceklerin bir kısmı Kılıçdaroğlu’nun adaylığı yüzünden oy vermeyecek’ demeye getiriliyorsa, o zaman İttifak dışında kalarak muhalafet yapın, hiç olmazsa iktidar ittifakına karşı başka bir alternatifi devreye sokun demek lazım. Nerden baksanız tutarsızlık, ama tam da seçim arefesinde kötü haber!
Diğer taraftan, sonunda Millet İttifakının ‘Kürtlerle yakın durmayalım, iktidara koz vermeyelim’ ihtiyatını aşması, seçime Yeşil ve Sol Parti adı altında girecek olan HDP’nin de kararsız bir resim vermek yerine Kılıçdaroğlu’nu desteklemesi iyi haber. Ancak, sol cenahta da, tam da böylesi bir dönemeçte HDP ve TİP ayrışması izah edilir gibi değil. HDP’den ayrı çatı altında örgütlenen bir partinin, kendine özgü bir siyasi anlayışı olması son derece doğal, ama milletvekilliği seçimine ayrı liste ile girmeye karar vermesi, en azından benim ve benim gibi düşünenler açısından gerçekten anlaşılır gibi değil. Sonuçta, sadece Başkanlık değil, seçim sonrası Meclis aritmetiği de, son derece önemli. Hal böyle iken, güçlü bir tabana sahip HDP’ye destek olmak yerine, köstek olmak neyin nesi? Kusura bakmasınlar ama, halihazırda milletvekili olan TİP’lilerin biri CHP, diğer ikisi HDP listelerinden seçildiklerini unutmuş görünüyor. Kendi ayakları üzerine durmak denemesi için fazlasıyla riski bir dönem olduğunun farkında olmayabilirler mi? Değillerse, hatırlatalım, HDP’ye kaybettirdikleri her oy büyük bir vebal olacak.
Şu ana kadar HDP dışındaki sol partiler ancak HDP listelerinden milletvekili olabildiler, yani HDP’nin tabanı üzerinde solculuk yaptılar. Sorunları toplumsal tabanlarının olmaması, bu zamana kadar bu gerçeği görüp üzerinde düşünmeleri gerekirdi. Şimdi kendini solda görmek isteyen dar bir şehirli çevrenin ilgisine kanıp, içinde bulundukları siyasi ittifaka rağmen, milletvekilliği alanında rekabete girişmeleri bana büyük bir sorumsuzluk gibi görünüyor. Bügüne kadar, sol siyaset içinde HDP ve Kürt siyasetine bazı konularda itirazların olanlar, zamanında açıkça yapıcı eleştiriler seslendirmekten hep uzak durdular. Şimdi TİP’e yakın duranlar arasında, zamanında HDP’nin hendek siyasetine alkış tutuyordu. Kendi çocuklarının gözünü çöpten sakınırken, otobüsler ile Diyarbakır’a gidip hendeklerde ölüme mahkum bırakılan Kürt gençlerine övgü diziyordu. Doğrusu, HDP’nin de en ufak bir eleştiriye tahammülü yoktu, ama önemli olan onları memnun etmek değil, önemli bir tartışma alanı açmaktı. Kürtlerin ilgisini kaybetmek göze alınamadı. Zamanında, Kürt siyasetinden arkadaşlara, ‘Türk söylemez, söylenir’ diye hatırlatır, takılırdım.
Şimdilik bu uzun mevzuyu daha fazla uzatmayayım, halihazırda asıl önemli olan, Millet İttifakı dışındaki muhalefetin tek adresinin Yeşil ve Sol Parti olduğunun altını çizmek.
Not: Bu yazı Ahmet Şık’ın Kürt siyaseti konusundaki sözleri ortaya çıkmadan yazılmıştı, o da tüy dikmiş oldu, fazla söze hacet yok.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.11.2025
19.10.2025
4.10.2025
15.04.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024