Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Şu manzaraya bakın, anlamanız ve çözmeniz için siyaset uzmanı filan olmanız gerekmiyor. Türkiye’nin dünü ve bugününe az çok vâkıf olmanız yeter.
Şikecilikten yargılanan, Aziz Yıldırım, “Pike” lakaplı Mehmet Ağar’ı kaldığı cezaevinde her biri kendi alanında meşhur isimlerin olduğu bir heyetle ziyaret ediyor. İşadamları, sporcular, kulüp yöneticileri vs.
“Şikeci”den “Pike”ye bir vefa ve dostluk gösterisi ki, bizim gibiler anlayamaz bu büyük vefayı, bu büyük dostluğu!
Yıldırım ve yanındaki zevatı taşıyan helikopter pideleriyle meşhur o küçük kasabaya iniyor ve halk Ağar’ı ziyarete gelenlerden bir imza alabilmek için kuyruğa giriyor.
Nasıl da nostalji kokuyor bu manzara, dünün Türkiye’sini nasıl da iyi anlatıyor..
Kaybedilmiş muktedirliğin yeniden aranmasının, eski “itibarlı” günlere dönmenin mücadelesi bu.
Ve bu manzara, Türkiye’nin bir zamanlar nasıl ve kimlerin hükümdarlığı altında kaldığını, kulüp patronlarıyla ve bir polis şefi arasında kurulan “dostlukları” çok iyi ifade ediyor.
Tahayyül gücünüze kalmış artık, bu manzaraya, mafya ve siyasetin gücünü de ekleyebilirsiniz.
1990’lı yılların o karanlık o “faili meçhul” zamanlarında, bir polis şefinin kurabildiği muazzam ilişkilere ve hani nasıl derler, herkesi kucaklama kabiliyetine şaşmamak mümkün mü?
O polis şefinin yolu, “dostluk ve vefa” adına tabii, şimdi de bir taşra kasabasının cezaevinde, şikeden mahkûm olmuş bir futbol patronuyla kesişiyor.
Zor günlerin dostluğu bu, kolay değil tabii.
Medya bu dostluğu, bu vefayı bize cafcaflı sözler ve haberler eşliğinde sunuyor.
Kürt sorunu çözülmesin diye, oluk oluk akıtılmış kanın bir numaralı “sanıklarından” Mehmet Ağar meğer Kürt Raporu hazırlıyormuş!
Raporu hükümete bile sunacakmış!.
Falan da filan..
Musa Anter’in katil zanlısının yirmi yıl Şırnak’ta normal bir hayat yaşadıktan sonra tamamen bir gazetecilik başarısı sonucu yakalanmasını haber bile yapmayanlar, yüzlerini Mehmet Ağar’a döndüler yeniden.
Bin operasyon yönetmiş ve henüz hiçbir şeyin hesabını vermemiş Ağar’a sayfalarını cömertçe açıyorlar. O sayfalar, Ağar’ı, neredeyse önemli bir “düşünür”, siyasete katkı sunacak bir siyasetçi olarak tarif ettikçe, kamu vicdanı biraz daha kanıyor, suçun cezasız kalmasına ve muhtemelen kalacak olmasına kahrediyor insan.
Mehmet Ağar’ın devletin zirvesine tırmandığı ve önüne gelen her engeli aşıp, ölümlerle, yargısız infazlarla biten operasyonları yönettiği zamanlarda meğer ne kadar da kıymetli ve muktedir dostları olmuş!
Muktedirlerin arasında bir polis şefi!
Şimdi ona vefa zamanı!
Ağar, Aziz Yıldırım’dan Adnan Polat’a, sporculara, artistlere kadar uzanan geniş bir ziyaretçi listesine sahip.
Ziyaret eden edene, vefa borcu ödemek için kuyruğa giren girene..
Ağar Kürt Raporu bile hazırlıyormuş daha ne olsun!
Bu türden haberlere imza atanlar, Ağar’ın mağdur edip sonsuz bir acıya mahkûm ettiği insanların bu haberleri görünce neler hissettiğini düşünüyorlar mı acaba?
Onun gerçek portresini bu zavallı halktan neden gizliyorlar, yoksa Ağar çalıştıkları gazetelerin patronlarının da sıkı bir dostu mudur, her şey mazide kalmış bu dostluk ve vefa adına mı yapılıyor yoksa?
“Medyanın Ağar’ı” ne kadar sahici, ne kadar gerçek?
Bu köşede daha önce yazmıştım, o yazıdan bir bölümü yeniden alıyorum, bize unutturulmak istenen Ağar’ı bir kez daha hatırlamak için tabi:
“O, hayata ‘Pike’ lakaplı bir Mülkiyeli olarak başladı..
Sonra merdivenleri hızla tırmandı.
Emniyet müdürü, Emniyet Genel Müdürü, milletvekili, Adalet ve İçişleri Bakanı ve parti lideri oldu.
Ama kabul etmek lazım ki, Mehmet Ağar’ı, Mehmet Ağar yapan, Susurluk’a attığı imzadır.
Bu ülkede binlerce ölünün, binlerce cesedin üstüne inşa edilen duvardan bir tuğla dahi çekilemeyeceğini bize hatırlatan da odur, bin operasyon yönettim diyen de..
Ayhan Çarkın’ın itiraflarıyla yeniden gündeme gelen Susurluk sürecinin başındaki isimdir Mehmet Ağar.
Hiç kimse, bu ülkede, ‘Polis Genelkurmay Başkanı’ sıfatını Mehmet Ağar kadar hak etmiş değildir.1991- 1996 yılları arasında işlenen 1500’ün üstünde faili meçhul cinayetin 830’u Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürlüğü dönemine rastlıyor.
‘Yöntemlerimi beğenirsiniz beğenmezsiniz, o ayrı konu, biz görevimizi yaptık’ diyordu Ağar.
İnfazlar ‘her sokağa bir ceset’ kampanyasının sonucuydu. Ancak bir süre sonra öldürülecek ‘devlet düşmanı’ sıkıntısı baş gösterince, Susurlukçular, kendi içlerinden infazlara girişmeye başladılar.
Ağar’ın yönettiği ‘bin operasyonun’ arasında Kürt infazları özel bir yer tutar.
Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Hacı Karay ve Adnan Yıldırım Susurluk çetesi tarafından infaz edilen isimler arasında yer aldı.”
Gerçek Ağar, bu Ağar’dır işte..
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012