Şahin ALPAY
7 Haziran 2015 genel seçimleri Türkiye tarihine demokrasinin yeni bir zaferi olarak geçti. 1950’deki ilk zaferde halk tek–parti rejimine “Yeter!” dedi.
1983 seçimleri askerin dayatmak istediği, askere sadık partiler aracılığıyla yönetilme projesini bir kenara itti. 2002 seçimleri, bürokratik vesayet rejiminin tasfiyesine giden yolu açtı. 2015 seçimleri ise sandıktan beslenen otoriterliğe son dedi. Özgürlükçü demokrasiyi yaşayarak öğreniyor, yaşayarak sindiriyoruz. Bundan böyle ne askere, ne de sandığa dayalı otoriterlik sökmeyecek; insan hakları, hukuk devleti ve azınlıklara saygıya dayalı demokrasi giderek yerleşecek. 7 Haziran seçimleri, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sandığı kadar ilkel bir toplum olmadığını; halkın kendini vasisi zanneden bir tek adam tarafından sürü gibi güdülmeyi kabul etmeyeceğini ortaya koydu. AKP’nin iktidarını sürdürmek için bütün devlet imkanlarını kullandığı, tarafsızlık yemini etmiş bir Cumhurbaşkanı’nın açıkça iktidar partisinin kampanyasını yürüttüğü bir seçimde, halk yüzde 87 gibi yüksek bir katılım oranıyla sandığa giderek, tek başına iktidar olma imkanını AKP’nin elinden aldı; yolsuzluğa boğulmuş, topluma nefret saçan bir iktidara unutulmaması gereken bir ders verdi. En az 65 yıllık bir çok–partili yaşam tecrübesine sahip olan Türkiye’de seçmen bir kez daha özgürlüklere sahip çıktı; halkın kolektif aklına ve sağduyusuna güvenmeyenleri, “Müslüman toplumda demokrasi olmaz…” diyenleri bir kez daha mahcup etti. Bu seçim, “Bazen herkesi, bazılarını da her zaman kandırabilirsiniz, ama herkesi her zaman kandıramazsınız…” sözünün Türkiye için de geçerli olduğunu gösterdi. Giderek keyfileşen, yozlaşan ve otoriterleşen AKP iktidarı, “paralel yapı” safsatasını kullanarak, Mart 2014 yerel seçimlerinden ve Ağustos 2014’teki cumhurbaşkanlığı seçiminden başarıyla çıktı, ama bu seçimde “milli irade”ye yenik düştü; Erdoğan’ın tek–adam olma emellerinin köküne kibrit suyu ekildi. Meşruiyeti sorgulanmaya başlayan Erdoğan, eğer cumhurbaşkanı olarak dönemini tamamlamak istiyorsa, bundan böyle ülkeyi kutuplaştırmaktan, muhaliflerine nefret saçmaktan vazgeçmeli; haddini bilmeyi, yani anayasanın ve yemininin çizdiği sınırlar içinde davranmayı öğrenmeli. AKP de, eğer giderek küçülmenin önüne geçmek istiyor ise, Erdoğan vesayetinden ve (ağır bir yenilgiyi seçim zaferi olarak göstermeye çalışan, seçim sonuçlarından habersizmiş gibi konuşan Ahmet Davutoğlu başta olmak üzere) siyasi kariyerini Erdoğan’a bağlamış olanlardan kurtulmanın bir yolunu bulmalı.
Evet, sonuçlar seçimlerin yenilenmesini kaçınılmaz kılabilir. Ne var ki, muhalefet partileri seçmene verdikleri sözü tutmalı ve AKP ile asla işbirliğine girmemeli. AKP ile koalisyona girmeye kalkışan partiler, bundan sonraki seçimde ağır bir yenilgiye mahkum olacaklarını akıllarından çıkarmamalı. Bir önceki yazımda altını çizdiğim üzere, muhalefet partilerinin hukuk devletindeki büyük tahribatın giderilmesi için asgari müştereklerde buluşabilmeleri, bunun için bir ittifak yapabilmeleri gerekir. Bu bağlamda, 17/25 Aralık Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturması zanlılarının yargı önüne çıkarılması; soruşturmayı yürüten yargı ve emniyet görevlilerinin görevlerine iade edilmeleri; sulh ceza hakimliklerinin ilgası ve bu mahkemelerce haksız yere tutuklanan kimselerin derhal tahliye edilmeleri; HSYK ve Yargıtay kanunlarında yapılacak değişikliklerle yargı bağımsızlığının güven altına alınması; basın özgürlüğünün güçlendirilmesi; barajın en çok yüzde 5 düzeyine indirilmesi şarttır. Şurası muhakkak ki hukuk devletindeki büyük tahribat giderilmeden Türkiye yoluna devam edemez. Öte yandan tek–adam, tek-parti iktidarının yol açtığı yozlaşma ve otoriterleşmeden çıkarılacak değerli bir ders, Türkiye koalisyon hükümetleriyle yönetilmeye alışması, bunu başarması.
7 Haziran seçimlerinin en önemli sonuçlarından biri de, muhakkak ki Selahattin Demirtaş önderliğindeki HDP’nin yüzde 10’luk barajı paramparça etmesi. HDP’nin Demirtaş önderliğindeki başarısının, Kürt sorununun barışçı ve demokratik bir şekilde çözümünün ve Türkiye’nin bütünlüğünün güven altına alınmasının yolunu açtığına inanıyorum. İrlanda’da IRA, İspanya’da ETA, Güney Afrika’da ANC ile edinilen tecrübeler, haksızlığa ve zulme karşı silahlı direnişlerin barışçı bir mecraya yönelebilmesi için barışçı-siyasi mücadele yollarının açılması yanında, direniş hareketinde iç dengenin sivil–silahsız–siyasi kanat lehine değişmesine bağlı olduğunu gösterdi. Bundan böyle barış görüşmelerinin tarafı, Meclis’teki HDP olmak zorunda.
Kâbus sona erdi! 7 Haziran’dan sonra Türkiye geleceğe iyimserlikle bakabilir.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020