Sanem ALTAN
Bu ülkede hiç savaşı övdüğü için, savaşın devam etmesi gerektiğini söylediği için yargılanan yazarlara, politikacılara, hukukculara rastladınız mı siz?
Rastlamadınız değil mi?
Peki, yıllarca mahkemelerde Kürt sorununun yalnızca barışla, demokrasiyle çözüleceğini söyleyenlerin yargılanması bir tesadüf müydü?
Tabii ki hayır.
Bu ülkede bir kesim insan yıllarca savaştan para ve güç kazandı.
Barış ve demokrasi kelimelerinden nefret ettiler, bilinçli olarak toplumu da ettirdiler.
Bunu da açıkca söylemeyemedikleri için yıllarca savaşla vatanseverliği, barış ve demokrasiyle hainliği bir tutan kurallar, kanunlar yarattılar, mitingler, açıklamalar yaptılar.
Biz de hepsine boğun eğdik.
Barış çağında savaşa dolanan bir toplum olarak yaşadık.
Sorunları barışla çözmek günahların en büyüğü ilan edildi.
Barış isyetenler ‘PKK ağzıyla konuşuyor’ diye lanetlendi.
Kürt sorununu kendi elleriyle yaratıp, sonra yarattıkları sorunu bahane edip çıkartıkları savaşla kendi egemenliklerini pekiştirdiler, para ve güç tutkusu yüzünden genç insanları ölüme gönderdiler.
Sonra, fırtınanın ardından aniden açan güneş gibi etraf aydınlandı, hepimizin içi ısındı. Gökkuşağı da durur mu, o da geldi peşinden…
Etraf şenlendi.
Barış artık korkulacak bir söz olmaktan çıktı.
‘Barış olsun’ diyen insanlar arttı.
Günah,barışı istememek oldu.
Öcalan ve PKK kanadıyla müzakereler başladı.
Tüm ülke barış için pervane oldu…
Hatta bizim ülkeden 63 akil insan çıktı…
‘Aslında 63 değil 163 ama biz kadroyu dar tuttuk’ havası yerleşti, insanlar akil seçilmediklerine küstüler bile.
Ama değişmeyen bir şey kaldı; demokrasi korkusu.
Yıllarca barış ve demokrasi sözlerini lanetleyenler, bugün barışın arkasına saklanarak demokrasiyi çok daha güçlü, çok daha rahat bir şekilde lanetliyorlar şimdi.
‘Barışı yapıyoruz yetmez mi’ cümlesinin ardına sığınarak bizim de demokrasi taleplerimizden vazgeçmemizi istiyorlar.
‘Barış geliyor ülkeye siz hala demokrasi derdin demisiniz?’ bile diyorlar.
Çocuklar ölmüyor belki şu sıra ama çocuklarımızın geleceği ölüyor.
Demokrasinin olmadığı bir ülkede yetişen, düşünmeleri, sorgulamları yasaklanan çocuklar, demokrasilerde yetişen çocuklarla rekabet edemezler.
İlerde girecekleri bir yarışı, o yarışa girmeden kaybederler…
Bakıyorum da, barışla beraber demokrasi isteyenlere karşı yaratılmaya çalışılan nefret dalgası, patlayan küfür salvoları, gerçek ortaya çıkacak diye duyulan telaş artıyor.
Ben demokrasi olmadan istenilen barışın yeterli olduğunun söylenmesini sahtekarca buluyorum.
Hatta çok sahtekarca buluyorum…
Silahları susturarak çocuklarımızın bugününü kurtardık.
Onların yarınlarını ise ancak demokrasiyle kurtarabileceğiz. Onları bugün kurtardığımız için mutluyum, evet...
Ama bugünkü sevincin karşılığında onların geleceğini satmayı kabullenmeye yatkın durduğumuz için de üzülüyorum.
Hatta çok öfkeleniyorum…
İstiyorum ki bugün gördüğümüz güneş hep ışısın, çocuklar artık aydınlıkta yaşasın bu ülkede.
Bugünün sevinci, yarının kederi olmasın.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
28.02.2016
26.02.2016
21.02.2016
17.02.2016
10.02.2016
5.02.2016
31.01.2016
29.01.2016
27.01.2016