Serdar KAYA
Kanada’nın Quebec eyaletinin durumu, Türkiye’nin doğusu ile karşılaştırılmaya müsait bir vaka durumunda. Ancak karşılaştırmalara konu olan bütün vakalar gibi bu iki vaka arasında da önemli benzerlikler ve farklılıklar var.
Quebec
Kanada’da, ülkenin geri kalanının aksine, Quebec eyaletinde Fransız dili ve kültürü hâkim. Yani ülkenin belli bir bölgesinde spesifik bir azınlığın yoğun olarak yaşaması söz konusu. Bölgede, 1960’lardan bu yana, bu kimlik farklılığı üzerinden bağımsızlık talebinde bulunan ayrılıkçı bir kesim de var. 1960’lı yıllarda bu ayrılıkçı kesimin içinden Quebec Özgürlük Cephesi adlı Marksist-Leninist bir terör örgütü de çıktı. Bu örgüt o dönemde çeşitli terör eylemleri düzenlese de, Quebec ayrılıkçıları 1970’lerden itibaren şiddetten uzak oldu.
1993 yılından bu yana Kanada parlamentosunda ayrılıkçıları temsil eden Bloc Québécois adlı bir parti de bulunuyor. Ulusal bir parti olmasına rağmen Quebec bölgesinin çıkarları üzerine siyaset yapan parti, 2011 genel seçimlerinde oyların yüzde 6’sını aldı.
Bugüne dek Quebec’te bağımsızlık adına iki referandum yapıldı. 1980 yılında yapılan ilk referandumda (bağımsızlık için) yüzde 40,4 evet ve yüzde 59,5 hayır sonucu elde edildi. 1995 yılındaki ikinci referandum ise, yüzde 49,4 evet ve yüzde 50,5 hayır gibi dar bir marjla sonuçlandı.
İkinci referandumun ardından, Kanada Yüksek Mahkemesi referandumu ve ima ettiği ayrılma sürecini değerlendirdi. Yüksek Mahkeme, vardığı kararda, mevcut Kanada anayasasının Quebec’e tek taraflı olarak federasyondan ayrılma hakkı vermediğini belirtti.
Karar, uluslararası hukuka da vurguda bulundu. Buna göre, Kanada hükümeti Quebec’i sömürgeleştirmediği, işgal etmediği ve Quebec’e yönelik ayrımcı politikalar uygulamadığı için, ortada uluslararası hukukun tatbikini gerektiren bir durum da yoktu. Zira bu üç şarttan herhangi birinin mevcut olmadığı durumlarda, uluslararası hukuk ülkenin sınır bütünlüğünden yanaydı. Dolayısıyla, Quebec’in bu konuda düzenlenen bir referandumun sonucuna dayanarak Kanada’dan ayrılması ne ulusal ne de uluslararası hukuka göre legal olabilirdi.
Ancak, mahkeme, bütün bunların yanı sıra, Quebec’te net bir çoğunluğun açık bir şekilde Kanada’dan ayrılmak istemesi durumunda anayasal düzenin bu talebe kayıtsız kalamayacağını da belirtti. Buna göre, Quebec’in bağımsızlık ilan etmesinin önünde gerek ulusal gerekse uluslararası hukuk açısından herhangi bir engel yoktu. Dolayısıyla Quebec böyle bir ilanda bulunabilir, bu ilanın geçerli olup olmadığına da uluslararası kamuoyu (Quebec devletini tanımak ya da tanımamak suretiyle) karar verebilirdi.
Kürdistan?
Quebec örneğinden, özerk ya da bağımsız bir Kürdistan tartışmasına katkıda bulunabilecek çeşitli sonuçlar çıkarılabilir:
• Kanada’dan farklı olarak, Türkiye, Kürtlere yönelik ileri seviyede ayrımcı politikalar izledi. Bu ayrımcı politikalar doğrultusunda, uzun yıllara yayılan çok sayıda ciddi insan hakkı ihlallerinde de bulundu. Dolayısıyla, Quebeclilerden farklı olarak, Kürtlerin uluslararası hukuka göre ayrılma zeminleri çok daha güçlü.
• Kanada Yüksek Mahkemesi’nin de işaret ettiği gibi, bir ülkenin anayasası ayrılma talebine yönelik herhangi bir süreç öngörmese bile, belli bir bölgede yaşayan vatandaşların net bir şekilde ayrılmayı talep etmeleri durumunda bir demokrasinin buna kayıtsız kalması giderek zorlaşıyor.
• Kürt siyasetinin çok da uzak olmayan bir gelecekte bağımsızlık ilan etme kararı alması mümkün. Ama Kürtlerin ne kadarı böyle bir karara destek verir, Türk devletinin buna tepkisi ne olur, ve uluslararası camiada kaç ülke Türkiye’yi karşısına alarak bu Kürt devletini tanımak ister, orası meçhul.
• Türkiye’den farklı olarak, Kanadalılar ayrılıkçıları hain ilan etmiyor, ayrılma talebinin varlığını sorgulamıyorlar. Ayrılma talebini veri kabul ederek o noktadan itibaren neler yapılabileceğini konuşuyorlar. Birbirini tehdit etmekten ziyade, (merkezî ve yerel hükümetler arasında) iknaa ve pazarlığa dayalı bir süreç yaşanıyor.
• En önemlisi de, Kanada’da, “Quebec ayrılırsa, diğer eyaletlerdeki Frankofonların başına neler gelir”, “Quebec’te yaşayan Anglofonların hakları ihlal edilir mi”, “Nüfus mübadelesi gerekir mi”, “Annesi Frankofon babası Anglofon olanlar ne olacak” gibi soruları pek kimse sormuyor. Bu farklılık, aynı zamanda iki ülkenin siyaset ve demokrasi geleneği arasındaki uçurumun da bir göstergesi durumunda.
Sonsöz
Yukarıdaki son maddedeki dört sorudan ilk ikisi, bir ülkedeki şiddet eğiliminin yaygınlığı ile ilgili. Son iki soru ise, siyaseti etnik temelde algılıyor olmanın bir sonucu. (Önümüzdeki pazar bu durumu detaylandırmaya çalışacağım.)
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014