Taner AKÇAM
Son operasyonlar konusunda yaygın ve kabul gören bir fikir var.
“Yolsuzluk değil, operasyonu yapana bakmak daha önemli.”
Hırsızlık ve operasyon yapan karşı karşıya konuyor ve esas dikkat “yılanın başını ezen” bu “operasyoncu ekibe” çekiliyor.
Ana tez, ortada niyeti kötü bir ekibin olduğu ve meseleye bu bilgi ile yaklaşmak gerektiği!
Bu ekibin kötülüğüne ilişkin bazı kanıtlar da sayılıyor; Kürt açılımını baltalamak; KCK tutuklamaları; H. Fidan hakkında soruşturma açmak vb.
Bu bakışa göre, darbeci Ergenekoncular ile bu operasyoncu ekip arasında çok fark yok ve operasyonlara karşı, hükümeti desteklemek gerekir.
Aslında yapanın karakterine bakarak, yapılan işten kuşku duymak çok yeni bir yöntem değil. Buna sıkça başvurulur ve çoğu zaman işe de yarar.
Yalnız yukarıdaki iddiaları ileri sürenlerin zorlandıkları bir husus var.
Ergenekon soruşturmalarını da aynı ekip yapmıştı. Ve şimdi, bu ekibin kötü siciline dikkat çekenlerin hepsi, o zaman sıkı bir Ergenekon soruşturması destekçileri idiler.
Bu nedenle, “şeytan” olarak tanımladıkları ekibin “kötü siciline” Ergenekon’u eklememeye özel dikkat gösteriyorlar.
Eklerlerse, eski Ergenekoncu çevrelerin eleştirilerini doğru kabul etmek zorunda kalacaklar.
Nitekim bugün Yeni Şafak ve Star gazetelerini rahatlıkla, Ergenekon soruşturmaları dönemininHürriyet ve Cumhuriyet gazeteleri gibi okuyabilirsiniz. Aralarında çok fark kalmadı. Eskiden Ergenekoncuların söylediklerini şimdi bunlar tekrar ediyor.
Demek ki yapanın karakterine bakarak, yapılan işe tavır almak her zaman doğru bir yöntem değil.
Durumun içinden nasıl çıkacağız?
Birinci izah, operasyoncu ekip “şeytan” olsa bile ara sıra doğru işler de yapacağıdır.
Ama, eğer bu doğruysa, tavrınızı sadece operasyoncunun karakterine bakarak alamazsınız.
Örneğin, “sicili bozuk” operasyoncu, Ergenekon soruşturmalarını yapıyorsa, tavrınızı soruşturmalardan yana koyarsınız, ama yapılan hataları da eleştirirsiniz.
Nitekim yukarıdaki tezi savunanların çoğu böyle davranmıştı.
Öyleyse, mantıken yolsuzluk konusunda da böyle davranmaları gerekir.
Çünkü, darbecilik, faili meçhul cinayetler ile hırsızlık arasında fark yoktur. Hepsi suçtur.
İkincisi daha radikal bir tutumdur; tavrınızı “yılanın başını ezenin” karakterinden bağımsız, esas olarak ve sadece yapılana göre belirlersiniz.
İlkesel olarak nerede durduğunuz ve yapılan iş konusundaki tutumunuz esas belirleyici olandır.
Darbeci, faili meçhul cinayet işleyen, yolsuzluk yapan da gözyaşına bakılmadan temizlenmeli ve hapse atılmalıdır, dersiniz.
Bu radikal tavır, “şeytan” olarak tanımladığınız çevrenin Kürt barışı konusunda takındığı tutuma karşı çıkmak için de işinize yarar. Yapanın karakteri nedeniyle değil, yaptığı şey yanlış olduğu için tavır alınması gerektiğini savunursunuz.
Üçüncü bir tavır da olabilir: Eylemi yapanın karakteri, sizin eylem konusundaki tutumuzu belirlemede etkin olabilir. O zaman “sicil” önemli!
O hâlde soru şu: Acaba, operasyon yapanın “şeytan” veya “melek” olması yolsuzluk konusunda takınılacak tutumu nasıl etkiler?
Eğer etkileyecekse, bu tartışma yapılmalı!
Ama o zaman soruşturmayı yapanın “şeytan” veya “melek” olması arasındaki farkın, yolsuzluk konusunda takınılacak tutumu nasıl etkileyeceği de anlatılmalı!
Lafı evirip çevirmenin anlamı yok.
Darbecilere karşı alınacak tavır ile; hırsızlık yapana karşı alınacak tavır arasında hiçbir fark yoktur. Suç suçtur.
Yapacağınız tek şey, suçu kim işlemiş ise, derhal yargılanıp hak ettiği cezayı almasını savunmaktır. Gerisi teferruattır.
Ancak ve ancak suç işleyenin üstüne acımasızca gittiğinizi gösterebilirseniz söylediklerinizi dinleyen bulursunuz! Yoksa zan altındasınız: Ya hırsız ya da hırsıza destek veren olarak!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.05.2025
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020