Ümit KARDAŞ
J.Y. Coetzee’nin “Barbarları Beklerken” isimli romanının baş karakteri
“Sulh Yargıcı” barbarlığa geri dönmüş sözde uygarlık karşısında dehşete kapılır. Uygar bir devlet tahayyülüyle açık bir yenilgi arasında kalan modern hümanist ya da entelektüel, aciz olduğunun, sözlerinin hiç hükmünün kalmadığının trajik bir şekilde farkındadır. Akıl Çağı’nın telakki ettiği hümanizm artık iflas etmiştir.
İmparatorluk ya da devlet, var olmak için düşmanlara ihtiyaç duyar. İmparatorluğun icat ettiği düşmanların arasında en faydalısı “barbar” sürüleri olarak hayal edilenlerdir. Böylece korku siyaseti, alınan acil tedbirlere ve merkezi iktidarın güçlendirilmesine gerekçe sunar. Ancak devletin özünde aynı zamanda bir ölüm arzusu da vardır. Coetzee’nin “Sulh Yargıcı” da yıkıcı arzular besler; “Bazen ne istiyorum biliyor musun? Şu barbarların gerçekten gelip bize bir ders vermesini istiyorum…” (Victor Brombert-Fanilik Üzerine Düşünceler)
Erich Fromm’a göre; Mısırlı firavunlar, Romalı Sezarlar, Hitler, Stalin, Trujillo gibi isimlerin hepsi ortak özellikler sergiler. Bu insanlar mutlak güce ulaşmışlardır; ağızlarından çıkan söz, hayat ve ölüm de dahil olmak üzere mutlaktır ve istediklerini yapma konusunda kapasitelerinin, şehvetlerinin ve güçlerinin sınırı yoktur. Bu Sezarvari çılgınlık, herkesi en güçlü ve en bilge kişi olduğunu kabul etmeye zorlar; bu nedenle kendi megalomanisi makul bir duygu gibi gözükür. Öte yandan, birçok kişi ondan nefret edecek, onu alaşağı etmeye ve öldürmeye çalışacaktır, bu nedenle patolojik kuşkuculuğu da bir gerçeklik kırıntısına dayanır.
Albert Camus, bu saplantıyı “Caligula” isimli tiyatro oyununda anlatır. Roma İmparatorluğu’nun hükümdarı olan Caligula imkânsızı elde etme arzusu içinde Ay’ı, Güneş’i fethetmeye kalkar, en sonunda ölüme de sahip olmaya çalışarak hayatı halkına eziyet haline getirir.
Mutlakçı, tekçi, otoriter bir rejimde insan nasıl özgür olabilir? Gücün suç ortağı olmadan yaşamak mümkün müdür? Zorbalığa ve ölüm rejimine karşı çıkan entelektüel de bir ölçüde bu rejime ortak değil midir? Hümanist söylemle iktidar yapısının zalim gerçekleri arasında örtük suç ortaklığı mı var? Bu soruların cevaplarını vermek kolay değil.
Fromm’a göre; insan ancak kendi yıkılmaz egosunun yanılsamasını bir kenara bırakabilirse, açgözlülüğünü besleyen bütün nesnelerle birlikte egosundan vazgeçebilirse, işte o zaman dünyaya açık olabilir ve kendini dünyaya açabilir. Ruhsal açıdan bu tam uyanık olma süreci, narsisizmin yerine dünyayla ilişki içinde olmaya özdeştir. Şiddet, nefret, ırkçılık ve narsistik milliyetçilikten güç alan bu “çürüme sendromu”na yakalanmış birçok kişi vardır.
Hepimizin içinde bulunan faşizm, gündelik davranışlarımıza ve ruhlarımıza musallat olmakta, bizi tahakküm altına alan ve sömüren iktidarı sevdirirken aynı zamanda bu iktidarı arzulatmakta. İktidara, devlete ortak olan içimizdeki faşist düşünceden nasıl çıkacağız?
Michel Foucault, faşizmin tüm formlarına karşı bir yaşama sanatından söz eder ve sorar: “Neden her kişi kendi hayatını bir sanat yapıtına dönüştürmesin? Neden şu ev ya da tablo bir sanat yapıtı olsun da benim hayatım olmasın.” Abdülgaffar el Hayati ekler: “Hayatımızda musiki yok diye şikâyet etmeyiniz! Musiki her kişinin bir nağme olmayı becermesiyle tecessüm eder.”
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025