Vedat Bilgin

15 Temmuz olayının sonuçları: 1- Darbeler devri kapandı
19.07.2017
944

 Bir olayı anlamak için sebeplerini analiz etmek ne kadar önemliyse, sonuçlarını araştırıp ortaya koymak da o kadar önemlidir. Tarihin akışını değiştiren bir olay olarak nitelendirdiğim 15 Temmuz olayı (15 Temmuz’da ortaya çıkan ihanet ve büyük Türk milletinin buna verdiği cevap) sonuçları bakımından ele alınıp incelendiğinde ilk görülecek husus bundan sonra darbelerin defterinin kapanmış olması gerçeğidir.

“Birkaç yıl önce artık Türkiye’de neden darbe olamaz diyerek yaptığım analizlerde Türk toplum yapısının değiştiğini, artık bildiğiniz kendi kavramlaştırmama göre, köylülükten çıkan, farklılaşan, sınıflaşan, kentli orta sınıfların ve modern ekonomik ilişki ağlarının yükseldiği, piyasa ve modern kurumların geliştiği bir ülkede askerlerin darbe yapma şartlarının tarihsel ömrünü doldurduğunu söylüyordum.”

Eski toplum ve darbeci gelenek

Siyasi bakımdan devlet yapısını demokratikleştirecek reformların arka arkaya gelmesi, ekonomide yaşanan sıçrama kabilinden gelişmeler, küresel ekonomiye açılma ve uluslararası ilişkilerde bölgesel bir etki alanına sahip olan Türkiye’de darbe yapmaya kalkmak ancak gerici bir tavır olurdu. Ayrıca böyle bir şeye kalkışacak ahmakların bütünüyle dünyadan habersiz olmaları gerekirdi. Dolayısıyla ordu içinde eski tarz cunta heveslileri bulunsa da asla böyle bir şeye kalkamayacaklarını savunuyordum.

Türkiye’nin yaşadığı toplumsal değişme dalgalarının ortaya çıkardığı yeni toplumsal tabakalar yeni kurumsal yapı karşısında yapısal olarak darbeciliğin tükenmesini, bir anlamda ‘aydın-bürokrat-militer unsurların oluşturduğu tarihsel iktidar blokunun’ iktidarının sonunu getirdiği analiziyle böyle bir önermede bulunurken yanılıyor olamaz mıydım?

“Sık sık söylenen, ilk bakışta doğru gibi görünen ‘1960’ta halk Menderes’e sahip çıksa sokaklara dökülse 27 Mayıs darbesi başarılamaz, Başbakan idam edilemezdi veya Süleyman Bey 12 Mart ya da 12 Eylül’de şapkasını alıp gitmeseydi, halk sokağa çıksaydı darbeler yapılamazdı, akim kalırdı’ yorumları elbette doğru değildir. O zamanların %70-80 oranında tarımsal toplumunda köylüler sokağa çıksa kimin umurunda olurdu! Köylüler tarlalarını ekmese veya ateşe verip ürünlerini yaksalar ancak kendilerine zarar verir açlık yoksulluk çekmekten başka bir netice alabilirler miydi? Süleyman Bey şapkasını alsa da, bıraksa da onu Başbakanlık koltuğunda bir gün dahi tutmaya kimin gücü yeterdi?”

Sivileşme dinamiği darbeciliği öldürdü

Meseleyi doğru değerlendirmek gerekir: İki binli yılların ilk çeyreğindeki Türkiye artık devlet karşısında, devletin beşeri zümreleri karşısında toplumu güçlü olan bir Türkiye’dir. Darbeye direnecek toplumsal grupları üreten bu sivilleşme dinamiği, aynı zamanda ordunun klasik cunta-darbe mekanizmasını da felç etmiştir ki, kapalı bir cemaat/gizli örgüt halinde ortaya çıkan FETÖ yapılanmasının ihanetine meydan okuyan siyasi lider olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan da, siyasi aktörler de bu dinamiğin siyasetçileridir.

Klasik darbe mekaniğinde, cunta karar verip harekete geçtiğinde önce Ankara Radyosu ve televizyon ele geçirilerek işe başlardı. Öyle ki Ankara Radyosu’nu ele geçiren 27 Mayısçıların binanın kapısının iki yanına diktiği iki silahlı asker Özal onları oradan çekip alana kadar orada nöbet tutarlardı. Bugünkü iletişim çağında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halka çağrı yaptığı iletişim ortamının bizatihi kendisi bile sivilleşme dinamiğinin toplumla bütünleşmesini sağlayan gücünü ortaya koymaktadır.

“Bütün bunlardan daha önemli bir şey ise darbeye karşı meydana çıkan halkın, ülkeye ve demokrasiye birlikte sahip çıkılacağını yaşayarak ortaya koyduğu tavırdır. Bunun tarihi olarak ‘demokrasiye sahip çıkma bilincini’ yarattığını ve buradan geriye gidişin olmayacağının altını çimek istiyorum. Bugün bu bilinç, halkta bir ‘özgüven’ yaratmıştır ve 15 Temmuz’un yıldönümü bunu perçinlemiş bulunmaktadır.” Artık bütünüyle darbeler devri kapanmıştır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar