Yalçın AKDOĞAN
İmralı görüşmeleriyle başlayan süreç, çözüm yolunda atılan önemli bir adımdır, AK Parti hükümetinin başlattığı önemli bir inisiyatiftir. Bu sürecin bizatihi kendisi ‘dönüştürücü’, ‘makulleştirici’ bir etki yapacaktır. Bunu, çözüme yaklaştırıcı, çözümü hazırlayıcı bir etki olarak görmek gerekir. Zaten çözüm noktasına gelinmesi bir değişimi, bir dönüşümü, bir yeni durumu ifade eder.
Sürecin hassasiyetleri farklı bir dil, farklı bir üslup, farklı bir anlayış geliştirilmesini gerektiriyor. Sorunun içindeki tüm aktörlerin kendilerini gözden geçirmeleri, daha yapıcı, daha uzlaşmacı bir karaktere bürünmeleri başlı başına büyük bir kazanç olacaktır.
Bazen lafın tamamının söylenmemesi, hissiyatın frenlenmesi, karşıdakinin tepkisinin dikkate alınması süreç için bir kazançtır, bazen de işin farklı boyutlarının da hesaba katılarak denge söylemlerinin geliştirilmesi bir faydadır. Çözüm arayışları, farklı siyasi anlayışların benzeşmesi demek olmadığı gibi, bunlar arasındaki mücadelenin de ortadan kalkması demek değildir. Ama çatışmacı ve kutuplaşmacı yaklaşımın törpülenmesi, siyasi rekabetin makul çerçevede devam ettirilmesi önemlidir.
***
Bu meselede çözüme yaklaşılması elbette çok kolay değil. Çünkü algılar, kabuller, duyarlılıklar, bakış açıları çok farklı...
İnsanların kendi elleriyle ördükleri devasa duvarları yıkması, kendi kendilerine oluşturdukları ezberleri bozması, kendi önlerine döşedikleri hatları, çizgileri kaldırması hiç de kolay değil.
Özellikle BDP’li siyasetçiler o derece uç noktaya savruldular, o kadar büyük bir kutuplaşma meydana getirdiler ki, buradan makule kaymaları oldukça zor. Siyasi mücadeleyi bir ‘savaş’, siyasi rakibini ‘düşman’ gibi konumlandıran bir anlayışın demokratik siyasetin normal mücadele ölçülerine ulaşması daha fazla duyarlılık, daha fazla hassasiyet gerektiriyor.
BDP’nin sürece müdahil bir aktöre dönüşmesi sadece çözüme katkı sağlaması açısından değil, demokratik siyasetin normal ve sahici bir aktörü haline gelmeye başlaması açısından da önem taşıyor.
Süreç işliyor ve dönüştürücü etkisini herkesin üzerinde yaparak devam ediyor...
Doğrusu birçok BDP milletvekilinin sürecin hassasiyetlerini gözeten bir tavır sergileme konusunda gayret sarf ettiklerini gözlemliyoruz.
Çok üst perdeden sert ve çatışmacı üslup kullanmaya alışan yönetim kadroları ise alışkanlıklarından kurtulmakta zorlanıyorlar.
***
Belki herkesin her sözünü ciddiye alıp tartmak, anlamlandırmaya çalışmak doğru olmayabilir. Ancak temsil niteliği olan insanların sözlerini anlamsız ve önemsiz sayarak görmezden gelmeye alışmak da doğru değildir.
Örneğin Selahattin Demirtaş parti kongresinde diyor ki, “Bu kadar insan tutuklu iken daha da tutuklanmaya devam ederken yeni bir süreçten kim, neden söz edebilir?”
Bu sözleri duyan bir kişi sürece karşı bir antipati oluşturulmak istendiğini düşünür. Ama hemen arkasından başlatılan
süreci ‘canı gönülden destekledikleri’ni söylüyor. Yani sürecin önemli olduğunu her fırsatta söylerken öyle laflar ediyorlar ki, ortada ne süreç kalıyor, ne de destek iradesi...
Ayrıca Demirtaş, “Bu devlet, bu hükümet Öcalan’ı Kürtlere karşı kullanacak diyenlere de iki çift lafımız var” deyip hükümeti topa tutuyor. Oysa Öcalan’ın yıllardır cezaevinde olduğunu, müzakere şartlarına sahip olmadığını söyleyen ve adeta ‘devlet, kendi kontrolündeki Öcalan’ı kullanmak istiyor’ iması yapan ve kendi düşüncesini dikte eden, Kandil’in ta kendisidir. Başbakan süreçte değerlendirilecek enstrüman olarak zaman zaman MİT’i de söylemektedir, burada bir tahfif ve tezyif kastı olmadığı çok açıktır.
Sürekli isteyen, talep eden, şartlar öne süren, kurallar dikte eden bir anlayış, ya süreçten bir şey anlamamıştır ya da sadece kendisini tatmin etmek, tribünlerin hoşnutluğunu kazanmak istiyor demektir.
BDP, çözüm sürecindeki gelişmeleri günlük siyasetin tüketimine sunma kolaycılığına kapılmamalıdır. Her aşamanın, her gelişmenin, her adımın siyasallaştırılması veya siyasi polemik konusu yapılması doğru da değildir, mümkün de değildir. Sonuca odaklanmak yerine sürecin içindeki ayrıntılara boğulursak nefesimizi ve enerjimizi çabuk tüketiriz
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ‘Yüzyılın anlaşması’ barış değil savaş mı getirecek?
22.05.2019 - Gerilim, savaşa dönüşür mü?
17.05.2019 - YSK bir mağduriyeti önledi
8.05.2019 - Yeni bir ittifak arayışı mı var?
2.05.2019 - Erdoğan’ın ustalığı ve kurbanlık siyasetçi arayanlar
1.05.2019 - ABD’nin anlaması gereken…
19.04.2019 - ABD ile ilişkiler nereye evrilir?
17.04.2019 - ABD, İsrail ve İstanbul seçimleri…
12.04.2019 - Kimin perdesi kapanacak göreceğiz!
11.04.2019 - İmamoğlu yanlış üstüne yanlış yapıyor
4.02.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları








































































Mourat
Hala AK parti ve Erdogani savunuyorsunuz. Neden acaba? Korkudan mu, menfaat mi, daha iyi secenek olmadigindan dolayi mi? Anlayamiyorum!