Yıldıray OĞUR
“26 Mart 1994 günü sabah saatleri. Güneşli bir gündü. İki köyün erkekleri köyün dışındaki tarlada çalışıyorlardı. Çocukların çoğu dışarıda oynuyordu. Kadınlar ve yaşlılar ise evlerinde ya da balkonlardaydı. Saat:10.30-11.00 sularında duydukları uçak sesleri önce onları korkutmadı. Çünkü askerî uçak ve helikopterler sıklıkla köylerin üzerinden keşif ve yakın dağlardaki PKK’lıları bombalamak için uçarlardı.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, İngilizce ve Fransızca’dan sonra dün Türkçe’yi de yayın dilleri arasına soktu. Uygulama bir hafta önce başlasaydı 26 Mart 1994 günü iki oğlunu, iki gelinini ve dört torununu kaybeden Hatice Benzer’in adını taşıyan Benzer vs. Türkiye davasının bir gerilim filmi senaryosuna benzeyen rekor tazminat kararı işte böyle başlayacaktı.
Ama bu senaryoda yaşananlar 19 yıl önce yaşanan gerçek bir olaydan alındı. Jet sesleriyle felaketin yaklaştığı yer Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağılı köyleriydi. Devletin birkaç ay sonra ele geçirip bayrak dikeceği Cudi’ye yakın iki köy, askerlere göre korucu olmak istemedikleri için PKK’ya yardım ediyordu, daha önce birkaç kez köyleri basan PKK’ya göre ise Newroz eylemlerine destek vermedikleri için işbirlikçiydiler.
26 Mart günü tepelerinde uçan jetler bu kez uçup gitmedi, bombalarını onların üstüne bıraktı. Köylülerin “masa kadar” dediği kazan bombalarından ilki bir evin üstüne, ikinci bomba okula isabet etti. Sonra diğer bombalar geldi, sonra da helikopterden kurşunlar…
Jetler gittiğinde bilanço ağırdı. Koçağılı köyünde 13, Kuşkonar köyünde 25 sivil hayatını kaybetmişti. Ölen 38 kişiden, 24’ü çocuktu. Onlardan 7’si de bebek. Geri kalanların çoğu ise erkekler tarlada olduğu için kadınlar ve yaşlılardı. Bombalamalar çevrede sürdüğü için Kuşkonar’daki cenazeler dinî bir tören bile yapılamadan toplu bir mezara gömüldü. Ne savcı geldi, ne de tek bir otopsi yapıldı. Yaralılar etraftaki köylülerin yardımıyla Cizre ve Mardin’deki hastanelere kaldırıldı, köylüler komşu köylere sığındı. Komşu Kumçatı Köyü’ne sığınanlar Jandarma’ya verdikleri ilk ifadede “Kazaydı, şikâyetçi değiliz” dediler. Koçağılı Köyü’nün muhtarı Halil Seyrek ise 1 Nisan günü Şırnak savcısına gidip köyün askerî uçaklar tarafından vurulduğunu anlattı. Geçen haftaya kadar süren hukuki skandallar serisi işte o gün başladı.
Bombalamayı gösteren ilk hukuki delil, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden üç yaşındaki Zahide Kıraç’ın savcının da katıldığı otopsiyle bir ateşli silahla parçalandığı tespit edilen kafatasıydı. Savcı, olayı soruşturulmak üzere Jandarma’ya gönderdi. Bir de basına yayın yasağı koydu. Aslında yasağa da gerek yoktu. Zaten bütün basın 28 Mart günkü yerel seçimlerden başka hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Tek dert de sandıktan Refah’ın çıkıp çıkmayacağıydı. Medyanın umudu Refah tehlikesine karşı modern laik Atatürk kadınını temsil eden Başbakan Çiller’di. O da köy bombalama haberleri özellikle yurt dışı ve Kürt basınında ayyuka çıkınca “PKK helikopterleri yapmıştır belki” demişti.
Şimdi pek çoğu halen medyada olan gazeteciler için bu saçmalık ve askerden gelen “biz yapmadık” açıklamaları yeterli bulundu. Hatta Milliyet’te Namık Durukan ve Tolga Şardan imzalı habere göre Genelkurmay, bu köy bombalama iddialarının PKK’nın yeni propagandası olduğunu söylemişti. Amaç da PKK’ya yakın Kürtleri Kuzey Irak’a kaçırıp, düşman Barzani’nin bölgesinde güçlenmekti.
Jandarma ifadesini aldığı köy muhtarına bizim uçaklar patlamadan 10 dakika sonra köyün üzerinden uçtu demişti. Cesetlerden bir kısmını inceleyen Diyarbakır Devlet Hastanesi’nden doktorun ölümlere patlama neden oldu” raporu da sonucu değiştirmedi.
Şırnak Savcısı, “bu bir PKK saldırısı” diyerek dosyayı terör suçlarına bakan Diyarbakır DGM’ye gönderdi. Dosya tenis topu gibi yıllarca oradan oraya atılıp durdu.
10 Nisan günü Diyarbakır DGM PKK üyeleri tarafından düzenlenen saldırı olarak soruşturma başlattı. Tekrar köylülerin ifadesi alındı. Soruşturma 1996 yılında bitti. Diyarbakır DGM, patlamalardan PKK’nın sorumlu olduğuna dair delil bulmadığından soruşturmayı yeniden Şırnak Savcılığı’na gönderdi. Artık olay “Köyün üzerine atılan bombalar sonucu meydana gelen ölümler”di. Tekrar köylülerin ifadeleri alındı. Ve tekrar Şırnak Savcılığı “PKK yaptı” diyerek ateşli kestaneyi terör suçlarına bakan Diyarbakır DGM’ye attı. 15 Ağustos 1996’da jandarma Diyarbakır DGM için bombalamayı yapan PKK’lıları buldu. Bir yıl sonra bir adli mesele için Şırnak Savcılığı, bölgedeki jandarma bombalama sırasında ölen ama toplu mezara gömüldüğü için nüfustan düşmemiş olan Abdülhadi Oygur’un yaşayıp yaşamadığını sordu. Cevap: Bölgesel bir bombalamada öldü, oldu. Ama bu cevaba rağmen savcılık 1997’den 2004'e kadar hiç adım atmadı.
2004 yılında Diyarbakır DGM’deki bir savcı Şırnak Jandarması’na 1994’te Koçağılı köyüne PKK baskını soruşturmasının 2014’te bitecek süresine kadar açık olduğunu bildiren bir yazı yazdı. Yazı, süreci yeniden başattı. Aileler avukat tutup savcılığa köyümüzü jetler bombaladı, o gün korktuk söyleyemedik diye şikayet dilekçesi verdiler. Şikayeti alan savcı AİHM kararlarını da hatırlatıp soruşturmanın açılması için Şırnak Savcılığı’na başvurdu. Başvuru medyada geniş yer buldu. Aileler tekrar ifade verdi, olay gününü anlattılar. Diyarbakır Savcısı, jet ve askerî helikopterleri gören tanıkların ifadesine dayanarak askerî soruşturma için dosyayı Diyarbakır 2. Hava Üs Komutanlığı savcılığına gönderdi. 2006 yılında askerî savcı, üs komutanlığına 26 Mart günü o saatlerde köyler üstünde uçuşları olup olmadığını sordu. Komutanlık "hayır o gün, o saatlerde köyler üzerinde hiçbir uçağımız ve helikopterimiz uçmadı” cevabını verdi. Askerî savcılık cevap üzerine delil yok diyerek soruşturmasını tamamladı. Eksik soruşturma var diyerek dosyayı tekrar Şırnak’a gönderdi. Askerî savcı tanıkların ifadelerinden Türk savaş uçaklarını tanımadıklarını söyleyerek “Belki de gördükleri yabancı uçaklardı” dedi. Tanık olarak da köy bombalama iddiaları için Başbakan Çiller’in “Yabancı uçaklardı, Çekiç Güç'e bağlı uçaklardı belki” sözlerini gösterdi. Şırnak Savcısı köy muhtarı Seyrek’e “Çekiç Güç uçakları mıydı” iddiasını sordu. 2007’de Diyarbakır’da bir savcı yeni bir soruşturma açtı. Jandarma bu kez işi kökünden halletmek için 26 Mart günü PKK'lıların köye geldiğini söyleyen tanıklar buldu. Bir köy korucusu PKK'lıların ağır silahlarla köyü bombaladığını bile söyledi. Ama bu kez karşılarında daha kararlı bir savcı vardı. Jandarma’dan bombalamayla ilgili delillerin toplanmasını istedi. “Üzerinden çok zaman geçti, hiçbir delil kalmadı” cevabını aldı. Savcı bizzat köylere gitmek istedi. Jandarma "Çatışmalar sürüyor, güvenliğinizi sağlayamayız” dedi. Askerî hava üslerine yeniden yazılar yazdı. Yine hiçbir uçuş kaydı yok cevabı aldı...
Her şeyi değiştiren 2012’de avukat Tahir Elçi’nin Sivil Havacılık Kurumu’ndan aldığı cevap oldu.. Kurum, 26 Mart 1994 günü Şırnak’ta köylere yakın Türk Hava Kuvvetlerine bağlı iki uçuş misyonunu bildirdi. Panzer 60 adlı uçuşu yapan iki F-4 uçağı ikişer MK83 tipi bombayla bölgede o saatlerde uçmuştu. Kaplan 05 kodlu uçuşu yapan iki F-16 jeti de MK82 bombalarıyla o saatlerde köylerin üzerindeydi. Kayıtlara iki misyonun da başarıyla tamamlandığı notu düşülmüştü.
İşte bu belge 2006 yılında AİHM’e giden davanın seyrini değiştirdi. Ve Türkiye 2000 yılından Rusya’nın Çeçen köyleri bombalaması davasında verilen rekor tazminatı katlayıp 2 milyon 305 bin Euro’yla AİHM tarihinin en rekor tazminat cezasını aldı.
Bu arada Türkiye değişmişti. Türkiye tarafını temsil eden Adalet Bakanlığı’nın basın danışmanı Twitter’da kararı “Güvenlik merkezli politikaların sonucu” olarak yorumladı. Kararın açıklamasından kısa bir süre sonra Strasburg’a giden Adalet Bakanı ise yargı paketinden çıkardıkları yasayı hatırlatıp AİHM’den dönen eksik soruşturmaların yeniden açılabileceğini, bu dosyanın da yeniden açılacağını söyledi.
Top şimdi bu davanın ısrarla takipçisi olmuş Diyarbakır’daki savcılarda. Bu büyük katliamın hesabı ucu nereye uzanıyorsa uzansın verilmeli. Ve bu artık son rekor olmalı. Unutmayın, eğer Türkiye çözemezse AİHM’e gidecek Uludere soruşturmasının muhtemel rekor tazminat cezasının açıklanacağı karar artık Türkçe de yayınlanacak…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Millet can, Trump mal derdindeyken…
28.09.2025 - Şara, SDG’yi Türkiye ile tehdit etti mi?
22.09.2025 - “Bize bir ömür daha lazım…”
20.09.2025 - İsrail’in yükünü Kürtlerin sırtına yüklemek…
17.09.2025 - AK Parti CHP’siz yapabilir mi?
10.09.2025 - Savcılık Jennifer Lopez’i nasıl kaçırdı?
8.09.2025 - Yüksek Seçim Kurulu artık o kadar yüksek değil mi?
6.09.2025 - Erbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı?
3.09.2025 - “Kayıp İmam”ın izinde: Musa Sadr’ın 50 yıllık gizemi Libya’da çözülebilir mi?
2.09.2025 - Survivor entelektüel!
30.08.2025
Yazarlar
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
Îsmîl Girikî
Sayin Gülerce bir konuyu bilerek carpitiyorsum. Su; "Öcalani devletin basina getirmek" deyimi inaniyorum sizde buna gülüyorsun.Cönkü PKKyi kuran idare yani devletiniz, siz cok iyi biliyorsun, taniyorsunda. Devletin kurdugu partinin, Partiya Karerên Kemalistan(PKK)nin basindaki A.Öcalan Kürd devletine karsi oldugu binlerce defa deklere etmisti.Siz Hukumete ve büyük bir kurulusa yakin biri olarkda bunu cok iyi biliyorsun. Evet bir karakola 3 defa üst üste saldirmak Ancak Ergenkon destegi olmadan.