Yıldıray OĞUR
Orada duran dev Panter, Felicia’nın tango gülüşüyle gülümsediği Robert Bay, sadece 41 saat önce polisle bir arabada bulunan bir 38’lik silah üzerine kavga edip, suçu kolaylaştırmaktan tutuklanmış. Kefaretle serbest bırakıldıktan sonra da Leonard ve Felicia Bernstein’in Park Avenue’deki 13 odalı penthouse’unda geziniyor...”
Besteci, şef Leonard Bernstein’la aktris eşi Felicia Bernstein’in New York’un en lüks semtindeki evlerinde silahlı külahlı deri ceketli Kara Panterler örgütü üyeleri şerefine düzenledikleri partiye ünlü gazeteciler, sanatçılar, iş adamlarıyla birlikte davetli olan gazeteci Tom Wolf, izlenimlerini New York Magazine’a alaycı bir dille yazdığında literatüre yeni bir kavram eklemiş oldu; Radikal Şık.
Fransızların ‘havyar solculuğu’, İngilizlerin ‘şampanya sosyalisti’, yine Amerikalıların ‘limuzin liberali’ dediğine benzer bir bohem duyar kasma hali bu.
Beyaz adamın kendisine en benzemeyen, en radikalin yanında durarak yaşadığı adrenalin patlaması, muhalif heyecan, vicdani tatminden oluşan ‘Radikal Şık’lığın zirve noktalarından biri Sartre’ın Fanon’un kitabına yazdığı önsözdeki kan donduran cümleleri olmalı; “Bir Avrupalıyı öldürmek bir taşla iki kuş vurmak, tek bir atışta hem ezeni hem de ezileni yok etmektir: Geriye bir ölü ve bir özgür insan kalır.”
Ama bu kavramlardan hiçbiri Türkiye’de bugün yaşananları tam olarak anlatmaya yetmiyor.
Çocukları ve hamile eşi önünde sofrada genç bir adam infaz edildi. İki genç polis, 3. kattaki evlerine sabaha karşı girip uykuda yatakta enselerinden vurularak öldürüldü.
90’lara dönmek mi diyordunuz, JİTEM mi? İşte o yine oldu. Bundan daha kötü ne olabilir? MHP’nin ‘faşistliği’, AKP’nin ‘otoriterliği’, CHP’nin ‘Kemalizmi’ bundan daha mı kötü?.
“Savaş dili” kullanmak, “cinsiyetçilik”, “homofobi”, “Hes yapmak, AVM dikmek” öldürmekten daha mı kötü sizce?
Dünyanın bütün ataerkil söylemlerini toplasanız, elinde kaleşiyle siyaset yapan bir militanın parmak ucuyla yapacağından daha mı büyük kötülük çıkar ortaya?
Yolda yaralı kedi görse durup hastaneye yetiştirecek duyarlı, nazik insanlar, PKK’nın infazlarına karşı ses çıkaramayacak bir hevallik düzeyine ulaştılar.
Bir ülke düşünün insan hakları örgütü, bir silahlı örgütün arka bahçesine dönsün, o örgütün tek bir cinayetine, infazına sesini çıkaramasın. Bir ülke düşünün en meşhur insan hakları profesörleri silah bırakması gündemde olan bir örgüte “Silah senin tek güvencen, hemen bırakma” diye akıl versin.
AB, Alman, Açık Toplum fonlarını götüren sivil toplum örgütleri demokratik, ekolojik Kuzey Koreler hayal eden silahlı örgütlerin silahında boncuk bulsun.
Hâlâ arkaik tarihiyle, devrimci şiddetle hesaplaşmamış ergen bir sol hareket bütün sivil toplumu, medyayı, akademiyi hatta sanat dünyasını kuşatmış olsun.
Ülkenin yeşil, feminist, eşcinsel hareketleri bile kendini silahlı bir örgütün siyasi kanadına atıp, en meşhur entelektüelleri Meclis’e Kandil’deki komutanların onayından geçerek girmeyi içlerine sindirsin.
Ülkenin en büyük film festivali, PKK’nın asker alma propaganda filmi olarak kullanabileceği bir belgesel yüzünden iptal edilsin.
Karşımızda 2015 yılında, siyasi kanadı yüzde 13 oyla Meclis’e Türk milliyetçileri kadar koltuk alarak girmiş, yüzlerce belediyesi, sivil toplumu olan, açık bir tartışma alanında önderliğiyle, silahlı, silahsız kadrolarıyla çözüm sürecinin yürütüldüğü bir hareketin yeniden silahın “büyük gücüne” teslim olması gerçeği duruyor.
PKK’nın silahlarla ilgili kararını 3 yıldır sabırla beklemiş, ortalığı örgüte terk etme pahasına geride durmuş devleti Öcalan’ın üç kez bizzat yaptığı apaçık çağrılara bile uymayan PKK’yla müzakere masasını devirdi diye suçlamak hakkaniyetsizliktir.
Şunu maalesef kabul etmek zorundayız; 90’lardan beri demokratların kızılelması olan devlet siyasete alan açtıkça, şiddet azalacaktır tezi artık çöktü. Bu tez, belki Kürt sorununu çözmek isteyen silahlı bir örgüt için geçerli olabilirdi ama kendisine iktidar isteyen açgözlü bir örgüt için geçerli olmadığı ortaya çıktı.
PKK, son hamlesiyle son üç yılın ülkenin batısında çözüm için binbir emekle oluşmuş bütün atmosferini de dağıttı. Artık “Barış diliyle konuşalım”, “Şiddet nereden gelirse gelsin kınıyoruz” gibi ucuz laflarla yırtılamayacak bir sınav bu.
PKK hızla başta HDP’yi, sonra onun ipinin ucunun bir silaha çıktığını unutup insanlığın ipine sarılmış gibi sarılanları kriminalize ediyor.
Barış sürecinin amacı PKK’yı sivilleştirmek, silahsızlandırmak, siyasete yönlendirmekti. Ama sürecin sonunda PKK, kendisinin sivilleşmesini bırakın, beraberinde Türkiye’nin batısındaki solu, entelektüel bir zümreyi, sivil toplumu, merkez medyanın bir kısmını da militarize etti.
Son üç yılda PKK, hem Kürtleri hem de HDP üzerinden çevresine dahil olan kesimleri barışa hazırlamak için tek bir adım atamadığı gibi onları Rojava seferberliğiyle fikren ve fiziken silahlandırdı, nefreti artıracak yalanlarla propagandayı bırakmadı. 5 kez çözüm sürecinin bittiği ilan etti. Tehdit dilini hiç bırakmadı. Barajları gerekçe göstererek ateşkesi bitirdi. Devrimci halk savaşına hazırlanın, evlerin altını kazın, silahlanın çağrıları geldi. Üzerine de Suruç katliamı. Ve PKK’nın infazları....
Bütün hikayenin sonunda Şirinler bile kendisine bunu yapan Gargamel’in şatosuna birkaç F-16 gönderirdi.
İçine girdiğimiz maalesef, barışın kıymetinin ancak savaşarak yeniden anlaşılacağı bir çatışma arasıdır.
Bu yolun sonu yine de barıştır, çözümden başka bir yol yoktur. PKK’nın silahlarının devrinin en azından Türkiye’de artık bittiğine sahiden inanmasıyla, bunun için izleme komitesi gibi teknik detayları gerekçe yapmayıp, bizzat kendisinin buna gönüllü olmasıyla gidilir. ABD, Barzani ve Ankara arasındaki artan trafik ve iş birliği PKK’ya ve HDP’ye çok şey söylüyor.
Tabii tam onlar konuşurken yine radikal şıkların davetlerinde tango yapmıyorlarsa...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Hayır, bu Türklük Sözleşmesi değil!
4.08.2025 - Netanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü?
2.08.2025 - Rojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi?
28.07.2025 - Hem gazeteciliğin hem siyasetin duayen ismi…
26.07.2025 - DEM Parti o tweeti neden sildi?
23.07.2025 - Kutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca
19.07.2025 - Kendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı
16.07.2025 - Dağın başında vakur bir veda töreni…
13.07.2025 - Yerli ‘Hayırlı Cuma’ya doğru…
11.07.2025 - “İkimiz de yaşlandık. Emekli olmadan bu işi bitirelim”
9.07.2025
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Karina Luis
İYİ GÜN Bir Mali yardım alma düşünüyor musunuz Eğer, acil kredi ihtiyacı ciddi olan bu Biz bireysel kredi, ticari kredi, ve vermek çünkü arzu elde etmek için şans size, kendi iş kurma düşünüyorum Eğer borç Varmı daha fazla bilgi için% 3 faiz oranı firma kredileri ve kredi her türlü e-posta yoluyla bize şimdi {[email protected]} BORÇLUS BİLGİ: Tam İsimler: _______________ Ülke: __________________ Cinsiyet: ______________________ Yaş: ______________________ Kredi Miktarı Gerekli: _______ Kredi Süre: ____________ Kredi Amaç: _____________ Cep Telefonu: ________ Bayan Karina Luis Genel Danışman Karina Luis Kredi Teklif. E-posta: [email protected]