Yıldız Ramazanoğlu
Filistin kadar yakından olamasa da öğrencilik yıllarımızdan beri izlediğimiz bir ülke Güney Afrika. Resmi manada apaçık apartheid rejim kurduk diye ilan eden, bu yönde yasalar koyan ve birçok demokratik! ülkeden destek alan bir devlet nasıl var olabildi. Buradaki yapılanmanın detaylarını bilemesek de basit gündelik hayat pratiklerinden, yaşananların nasıl akıl dışı ve sürdürülemez olduğunu anlamak zor değildi. Mesela parklarda kanepelerin üzerinde yazan “sadece beyazlar için” yazısı. İnsanların siyah ve beyaz olarak tasnif edilmesi, bu yeterli olmayınca özellikle Hint kıtasından gelen çeşitli inançtaki insanlar için coloured-renkli diye bir sınıf icadı, halkın renk skalası içinde farklı haklara sahip olması. Bunlar aslında bütün dünyada çeşitli inanç gruplarına ve ırklara sinsice uygulanabilen yaklaşımlar, fakat hiçbir meşruiyet kaygısı olmadan aleni yazılıp ilan edilmesi büyük bir meydan okuma.
Londra kaynaklı, çatışma çözümlerine odaklanan DPI’ın, ülkenin büyük şehirleri Pretoria, Johannesburg ve Cape Town’da düzenlediği toplantılar, uzaktan izlediğimiz koca bir ülkenin savaşına da barışına da yakından tanıklık etmemizi sağladı. Uzun bir sömürge tarihinin ardından 1948’de ırk ayrımcılığına dayalı yasalar yürürlüğe girmişti. Bu tarih ilginç bir şekilde İsrail devletinin de kurulduğu sene. Demek ki İkinci Dünya Savaşı’nın ağır yıkımı ve yorgunluğu dünyada birçok haksızlığın kabul edilebileceği bir boşluk ve kırılma yarattı. Yoksa İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin yazıldığı sene, ırk ayrımcılığı yasaları gururla nasıl ilan edilebilir. Bu kötülüğe karşı verilen amansız mücadeleleri, bedeller ödemiş devrimci ruhlardan dinleme fırsatı bulduk. Beyaz azınlığın zindanlarında 27 yıl hapis yatmış olan Nelson Mandela 1990’da serbest bırakılınca Afrika Ulusal Kongresi (ANC) başkanı oldu. Dünyada büyük bir dışlanma yaşamaya başlayan ırkçı beyaz taraf, eşitlikçi bir anayasa için müzakerelere başlamak zorunda kaldı. Elbette fedakârca çaba sarfeden beyazlardan Roelf Meyer gibi demokratları, ANC’ye katılıp bireylerin eşitliği için mücadele veren, bu uğurda kolunu ve gözünü kaybeden eski yargıç Albi Sachs’ı, Hakikat ve Uzlaşma Komisyonunun mimarı Fanie du Toit’i ve daha nicelerini unutmamak lazım. Fakat acılarla anılan Robben Adasında 17 sene hapis yatan Ebrahim Ebrahim’in mücadelesi hepimizi bir başka etkiledi. 1994’te Mandela ilk kez demokratik seçimle başa gelen devlet başkanı olarak müzakereleri hızlandırmış ve herkesi oldukça tatmin eden bir anayasaya sonunda ulaşılmıştı. Geçen her gün kayıptı ve barış yolunda yavaş hareket ettikçe kurtarılacak nice canlar kaybediliyordu.
Müzakereler sadece çatışmaların sonlanmasına, eşitlikçi bir metnin yazılmasına odaklanınca ne yazık ki sonra ne olacak, yılların adaletsizliği nasıl giderilecek bahsi ihmal edilmiş. Şu anda ırkların değil birey haklarının güvence altına alındığı bir anayasaya kavuşsalar da zihinlerdeki bariyerler henüz yıkılmış değil. 300 yıllık bir mağduriyetin ve ağır hak ihlallerinin ardından gelen sonuçtan siyahlar mutmain olmamış. Artık kurulan güzel cümlelerin toplumsal hayata yansımasında acele edilmesi gerekiyor. Müzakerelerin önemli aktörlerinden deneyimli hukukçu Mohammed Bhabha sosyo-ekonomik durumun göz ardı edildiğini söyledi. Buna rağmen otuz yıl içinde siyah bir orta sınıf ta oluşmuş ve sosyal ayrım “ırk ayrımcılığından sınıf ayrımcılığına” evrilmiş. Siyahların yönetiminde de bir türlü engellenemeyen yolsuzluklar, sahada sağlanamayan eşitlik ve bitmeyen şiddet ülkenin en büyük problemi.
Siyah ve beyazların sokaklarda birbirlerine değmeden dokunmadan kendi gettolarında yaşadıklarını gözlemleme şansımız oldu. Siyahların iktidarında da ayrı okullara gidiliyor, okullar akran, ebeveyn ve öğretmen şiddetiyle dolu. Yıllarca vatandaşlık sağlık ve eğitim hizmetlerinden asgari düzeyde yararlanabilen siyahların birikmiş devasa yoksunlukları nasıl giderilecek. Sosyal politikalara bir ucundan başlandığı söylense de gençleri sosyal medyadan biraz takip edince görünen o ki fazla beklemeye tahammülleri yok. Bir cep telefonuna kavuşmak için otuz yıl daha bekleyebileceklerini sanmıyorum. Hükümetteki kimi ANC kökenlilerin şanlı geçmişin aksine yolsuzlukla anılması büyük bir sıkıntı yaratıyor. Gençlerin bir kısmı zamanın kahramanlarının partisini yaşlı ve demode olarak adlandırıp iktidarı istiyor. Kimi konuşmacılar da onları serserileri, hızla zengin olanları, siyah ırkçıları örnek almakla suçladı. İlkelerin gençlere aktarılabilmesi için, başı çeken liderlerin daima değerlerin safında, asil ve sağlam bir yerde durması lazım. bunu yapamayan yetişkinler gençlere en büyük zararı veriyor. Yolsuzluklarla anılan başkan Jacob Zuma’nın istifasından sonra devlet başkanı seçilen Cryil Ramaphosa bu problemle mücadele sözü vermiş. Sosyal yardımla geçinen 17 milyon insanın iş güç sahibi olması, ekonominin büyümesi ve yabancı yatırımcının gelmesi için mücadele ettiğini söyledi görüştüğümüz siyasetçiler.
Bu eşsiz insanlık deneyimlerine vakıf oldukça “başka bir dünya mümkün” hayaline daha çok yaklaşıyor insan. Mümkün fakat cesur olup emek verebilirsek.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020