Yıldız Ramazanoğlu
Yeni bir dünya düzenine geçme umudu romantik bir yaklaşım mı? yoksa devletler otoriterleşme ve emperyalizmin daha da pervasızlaşacağı bir yönde mi ilerliyor?
Korona virüsünün açtığı yaralar, insanlığa verdiği acılar derin bir muhasebeyle sonuçlansın, küresel bir eşitlik adalet bayramı yaşansın isteyen entelektüel elitlere baktığımızda, vermeye değil almaya alışkın bir profil çıkıyor karşımıza. Ayrıcalıklar, imtiyazlar, yetinmemeler son bulup, vazgeçmeler ve fedakarlıklar başlamadıkça, ateş böceklerinin ömrü gibi kısa olacak, bir parlayıp bir sönecek, sözde kalacak insani yükselişler. Dezavantajlı insanlar umutlandıklarıyla kalacaklar bu vahşi dünyada.
Bir aydınlanma umuluyorsa her şeyden önce insanın içindeki potansiyeli görmemiz gerekir. Geleceği insanın karanlık yüzü ve içinde taşıdığı ışık arasındaki denge belirleyecek. Fransız fotoğrafçı çevreci Yann Arthus-Bertrand’ın çektiği Human belgeseli(2018) bize kim olduğumuzu anlatıyor. 60 ülkede 2000 kişiyle yüz yüze görüşerek üç yılda tamamladığı çalışma, BM genel kurul salonunda galası yapılan tek film. Yönetmen insan nedir sorusuna yüzlerce insanın hayatından geçerek cevap aramış. Aşk nefret şiddet yoksulluk nasıl oluşuyor, hayatın anlamı ya da mutluluk nedir sorularını cevaplamış dünyanın dört bir yanından insanlar. İnsan izlerken kendi özüyle karşılaşıyor, başka insanları da varlığına eklenen yepyeni gözlerle görme imkanı elde ediyor. İnsan hakkında delil toplayan, halimizi bütün hüznü ve gerçekliğiyle ortaya koyan belgeselde kullanılan ağıtlar türküler, yakalanan ortamlar ve görüntüler sıra dışı. Belgesele değerini veren, insanın gücü, sınırları, teslimiyeti ve isyanı dile gelirken yönetmenin abartıdan, müdahaleden uzak yalın anlatımı tercih etmesi.
İlk olarak cezaevi avlusunda, müebbet hapse mahkum siyah bir delikanlıyla karşılaşıyoruz. Genç bir anne ile küçük kızını öldürmüş. Olayın nasıl gerçekleştiğini bilmiyoruz ama ölenlerin anne ve büyükannesi olan Agnes’in onu sıklıkla ziyarete geldiğini öğreniyoruz. Çocuklarının katilinden nefret etmesi gerekirken, ona aydınlık tarafını ve sevmeyi öğretmiş. Uzun mahpusluk yolcusunu sabırla dinleyen biri. Üvey babasının tahta parçaları ya da ince kablolarla döverken söylediği ‘bunu seni sevdiğim için yapıyorum’ sözlerini aktardığı tek kişi. Sevmeye dair bütün bildiklerini konuştuğu.
Mutluluk nedir sorusuna yeryüzündeki kıt’alardan birinin derinliklerinde yaşayan yerli kadın cevap veriyor: “sevdiğim şeyleri yediğimde, yağmur yağdığında, süt içtiğimde, bana güzel şeyler söyleyen sevdiğim adamla uyuduğumda ve beni yağmur ve soğuktan koruyan kulübemde olduğumda…”
Sudanlı bir Arap erkeği de yiyecekleri ve bir parça toprakları varsa çok mutlu olduklarını söylüyor. En büyük hayal ışık. Karanlıkta hasırı döşeği olmayan toprakta yatıyorlar. Elektrik olsaydı çocuklarım için bir ışık olurdu diyerek sahip olduğumuz her şeyle milyonlarca başka insan arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor. Genç ve şehirli bir Afrikalının mutluluk tarifinde ise onu kilometrelerce yürümekten kurtaracak bir araç var. Parasızlık içinde geçen çocukluktan sonra üniversite bursu kazandığında aç kalmayı önemsemeyip bir motosiklet almış. Onu sürerken yüzüne vuran mutluluğu ta içinde hissetmiş. Tamamen kendisine ait olan Motorunun kokusunu her saniye duyabilmek için yatak odasına koyup çalınmasın diye kapıyı kilitlemiş.
Balkanlardan bir kadın, hep anne olmak istemiş 33 yıl dua etmiş ve sonunda bebeğini kucağına aldığında mutluluğun ne olduğunu tam olarak idrak etmiş. Aslında sabah uyanınca hiçbir yerin ağrımıyorsa mutlusundur diyor biraz daha hedef küçülterek. Seni görmekten hoşnut olan iş arkadaşlarınla buluştuğunda diye ekliyor.
Varlıklı bir aileden gelen yürüme engelli genç Fransız aslında tek bir mutluluk var, ‘hayattasın’ diyerek açıklıyor mutluluğu. Gelen neyse kabul etmek ve onunla sevincini yaşamak. Tekerlekli sandalyesiyle seyahat edip dünyayı temaşa ediyor. Bacaklarını kaybedince zihinsel olarak güçlendiğini her şeyi çok derinlikle algılayabildiğine inanıyor. Gözleri daha keskin görürken kulakları daha iyi duyuyor mesela. Mutsuzluk ise namertlik aynı zamanda. Bu bir Afrika köylüsü için silah demek. “Kavgamız öldürmezdi, sadece hastalıktan ölürdük, hastalar yaşlılar bebekler ölürdü. Şimdi kalaşnikof geldi, olur olmaz sebeplerle sayısız insan birbirini öldürüyor. Bu kötü silah ülkemizi barıştan mahrum etti.”
Ailesi tarafından başkasına satılan çocuklara karşılık, engelli çocuğunu olgunlaşmak için kıymetli bir vesile olarak görenler var. Babam öldü, boğazım kesilse havaya uçurulsam artık hiçbir şeyden korkmam diyor Suriyeli bir mülteci çocuk. Varolmanın sızlayan hikayesi böyle sıralanıp gidiyor dipsiz insanlık evreninde.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020