Zekeriya Kurşun
Masum gösteriler ile Suriye Devrimi’nin başladığı yer olan Der’a, bugüne kadar pek çok saldırıya maruz kaldı. Sürekli baskı altında tutulan şehirde yüzlerce masum hayatını kaybetti. Şimdi de Rusya destekli Suriye ordusu, son altı yılın intikamını alırcasına şehri yeniden kuşattı. Zaten yaşama imkanı kalmayan şehir ve civarındaki yüzbinler harekete geçerek, Ürdün sınırına dayandı.
Bir milyondan fazla Suriyeli göçmene ev sahipliği yapan ve daha fazlasını alamayacağını beyan eden Ürdün yeni göçmenlere kapılarını kapattı. BM, Suriye rejimine dur demek yerine, kapılarını açması halinde Ürdün içinde göçmenlere yardım yapacağını duyurdu.
Döndük, dolaştık tekrar kurulu dünya düzeninin işlerliğini kaybettiği yargısına vardık. Kadın, çocuk, yaşlı, hasta, Ürdün kapısına dayanan 270 bin masumun sesini duyamayan ve onları Havran sahrasında aç biilaç bırakan dünya düzeni.
ÜRDÜN’ÜN ÇIKMAZLARI
Ürdün’ün toplumsal dokusu göçmenlerin ağırlıkta olduğu bir yapıya sahiptir. Gerek BM ve gerekse Suudi Arabistan başta olmak üzere çevre ülkelerin destek vermesi halinde yeni bir göç dalgasını da kaldırabilir. Fakat bugünkü durum çok bilinmeyenli bir denklene dönüşmüş ve Ürdün sınırındaki çeyrek milyonu aşkın masumun sesi duyulmaz olmuştur.
Ürdün, BM’ye güvenip kapılarını açmak istememektedir. Zira geçmişteki taahhütlerin yerine getirilmediği ve bu yükü tek başına kaldırmaya mahkûm edileceği iddiasındadır. BM ise göçmenlere yardımı kapıların açılmasına bağlayarak, bir bakıma Ürdün’e şantaj yapmakta ve dolaylı olarak Suriye rejimine destek vermektedir.
Aslında Suriye rejimi, 2012’den itibaren muhalefeti ikna ve onlar ile anlaşma veya savaşarak sonuç alma imkanını kaybettiğinden, bölgesel demografik yapıları değiştirerek kendi güvenliğini sağlama stratejisi gütmektedir. Ülkenin savaş öncesi nüfusu 23 milyon civarında idi. BM’nin verilerine göre kayıtlı resmi mülteci sayısı yaklaşık 6 milyon iken ülke içinde yerinden edilenlerin de bir o kadar olduğu hesaplanmaktadır. Buna göre Suriye’de son altı yılda neredeyse 12 milyona yakın insan yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmıştır. Bu göçler ve yerinden çıkarılmalar yüzünden Suriye’deki Sünni nüfus oranı yüzde 6-7’lik bir düşüş gösterdiği gibi, ülke içinde, farklı dini ve etnik yapıların dağılımı da bir hayli değişmiştir. Halep ve Hama kentlerinden sonra şimdi sıra Der’a bölgesine gelmiştir.
Havran bölgesi olarak bilinen ve savaştan önce bir milyondan fazla nüfusun yaşadığı bölgenin çeyrek milyondan fazlasının göçmen duruma düşmesi, demografik yapıda yeni büyük bir felaketi getirecektir. Bu senaryo karşısında, Ürdün’ün insani amaçlar ile kapılarını açması bu felakete zemin hazırlayacaktır. Açmaması ise yüzbinlerin helâkına sebep olacaktır.
Diğer taraftan, kapılarını göçmenlere açması halinde zaten zor bir dönem geçiren Kral Abdullah’ın Ürdün’deki kariyerinin daha da zorlanacağını düşünmemesi mümkün değildir. Bir de taahhütlerin verilmemesi, Ürdün’den yeni bir göç dalgasının Suudi Arabistan’a doğru yayılma ihtimalini doğurmaktadır. Bu durum ise Suudi yönetiminin korkulu rüyasıdır. Bu yüzden Suudi Arabistan Kral Abdullah’a desteğini Suriyeli göçmenleri tutması şartına bağladığında kuşku yoktur ki; bu da Ürdün’ün diğer çıkmazlarından biridir.
HAFIZAMIZDAKİ DER’A
Havran bölgesinin merkezi olan Der’a’nın bizim hafızamızda de önemli bir yeri vardır. Hz. Peygamber’in çocukluğunda geldiği Busra Eski Şam’ın bitişiği, hac yolu güzergâhı ve Hicaz demiryolunun üzerindeki en önemli istasyonlarından birisidir.
Aslında eski çağlarda ve kısmen Ortaçağda meskûn olan bölge, zamanla göçebe kültürün egemen olduğu bir yere dönüşüp eski önemini yitirmiş iken; 19. Yüzyıl’da Osmanlı devletinin aşiretleri iskân ve bölgeye bazı göçmenleri yerleştirmesi ile yeniden şenlenmiştir. Özellikle Hicaz Demiryolu’nun ve Der’a istasyonunun yapılması ile şehirleşmenin yeniden başladığı bölge, I. Dünya Savaşı yıllarında da Osmanlı Ordusu’nun önemli lojistik noktalarından biri olmuştur. Yani Der’a Türkiye’nin tarihi derinliğinde ve sorumluluğunda olan bir coğrafyadır. Zaten oradaki masumların da şimdilik tek umudu Türkiye’den uzanacak yardım elidir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.02.2019
18.03.2019
18.02.2019
4.02.2019
10.01.2019
3.02.2019
17.12.2018
22.11.2018
12.11.2018
18.10.2018