Akif BEKİ
Bu hafta sürekli şu iki metafora başvururken yakaladım kendimi:
Bir: Avrupa Birliği'ne kalkıyor diye bindiğiniz tren, rota değiştirip yönünü Şanghay Beşlisi'ne çevirdiğinde indiniz diyelim. Değişen, savrulan, ihanet eden kimdir? Tren mi, siz mi?
İki: Farz edelim dönem filmi çekeceksiniz. Malkoçoğlu, elde kılıçla at sırtında Kanije Kalesi'ni kurtarmaya gidecek. Seti, Londra asfaltına mı kurarsınız? Dekorun düşmanla ilgili parçasını tarihten, sizin tarafı yansıtan yanını yeni gerçeklikten mi seçersiniz? İçinden vızır vızır arabalar, tepesinden savaş uçakları mı geçer?
Absürt komedi çekmiyorsanız, yapmazsınız bunları.
Geçmişi bugünden bakarak yargılamanın çarpıklığını anlatıyor iki metafor da.
İktidar militanları, dününüze kıyasla bugününüzü yargılamaya bayılıyor.
Muhalefet tribünlerinin amigoları ise bugününüzü göstererek dününüzü mahkum etmekten tuhaf bir haz alıyor.
Dünü kendi içinde, bugünü kendi içinde değerlendirmek, iki tarafa da cazip gelmiyor nedense.
"O yolun yolcusu değilim" diyorsunuz. "Ama dün yolcusuydun, öyle demiyordun" diyorlar.
Sanki tren, hiç makas değiştirmemiş. Sanki yol ile tren aynı şey. Tren yön değiştirse de bir kere bindiysen, artık ömür boyu o trenin yolcusu olman gerekirmiş gibi.
Trene sadakat olur mu yahu! Olurmuş gibi bekliyorlar.
Sadakatin ancak yola, gidilecek yere, tutturulacak istikamete olabileceğini gelin de anlatın.
Sanki AK Parti, dünkü AK Parti. CHP, haza dünkü CHP.
İktidar ve muhalefet trenlerinde hiç rota değişmedi sanırsınız. Bir tek dün iktidarı desteklerken bugün eleştirenler değişti.
Hadi iktidar fedaileri azalmaktan rahatsız da, muhalefet amigoları çoğalmaktan niye rahatsız olur? O da uğraştırdıkları ayrı bir saçmalık.
İktidarın bugünkü yanlışları, muhalefetin dünkü yanlışlarını doğru yapmıyor, kusura bakılmasın.
Bu harcıalem, basit mantığı bile her seferinde bir daha açıklamanız gerekiyor.
Rahmetli Demirel'in bu durumlar için bir özlü sözü vardı. "Bugünün çamaşırları dünkü güneşte kurutulmaz" derdi.
Dünkü çamaşırları kurutacaksanız, kendi çamaşırlarınızı da dünkü güneşe serersiniz.
Öyle, deli Raziye takıp takıştırmış gibi dekorun yarısı bugünden, yarısı o günden olmaz.
Eski dönemin ruhunu, atmosferini bütün arka fonuyla kurarsınız. Sizin hangi sahnede nerede durduğunuzu, ne rol oynadığınızı da tam olarak koyarsınız ortaya.
Ama nerede! Bugünün koşullarında, bugünden bakarak geçmişi yargılamanın modası geçmiyor.
Bu sabit bakışlarla boğuşarak geçen bir haftanın daha sonunda, yeni çıkan bir gazeteyi aldım elime. Adı Oksijen.
Zafer Mutlu ve ekibi, bir hafta sonu gazetesiyle sahalara döndü.
Gazetede Zülfü Livaneli de yazıyor. İlk sayısının ilk yazısına koyduğu başlık şu: "Şaşıracaksınız ama çok okuyoruz".
İçimi açtı. Yine de buruk bir iyimserlikle bitirdim.
Livaneli, sanılanın aksine, kitap okumada dünya ortalamasının altında değil üstünde kaldığımızı söylüyor. Karşılaştırmalı gözlem ve örneklerle bu sonuca ulaşıyor.
Sayısal bakımdan kalabalık olmasa bile nitelikli ve canlı bir kültür ortamına sahipmişiz.
Dolayısıyla halkın seviyesine inip oraya hitap etmek yerine, onu yukarı çekecek bir entelektüel liderlik umudu da görüyor. Ya da öyle umuyor, diliyor, aşılıyor.
Hem katılıyorum hem itirazım var.
PISA okuduğunu anlama testlerinde, OECD ülkelerinin ortalamasının çok altında kaldığımız malum.
Fakat deneyim ve gözlemlerim, okuduğumuzu anlamaktan daha fazla önyargılarımızı aşmakta zorluk yaşadığımızı gösteriyor.
"Şaşıracaksınız ama çok önyargılıyız" yani.
Ve okuduğunu anlamakta hiçbir sıkıntı çekmeyen elitlerimiz de çoğunluktan ayrışmıyor bu konuda.
Çoğumuz kesin inançlarını, mutlak kabullerini, tabu ve dogmalarını doğrulatmak için okuyor, dinliyor.
Beklentimizi karşılamayanları ise duymak istediğimiz gibi anlıyoruz, kendilerini anlattıkları şekilde değil.
Dünyanın her yerinde kalabalıklar, slogan sever. Kafa karıştıracak, zihin konforu bozacak hakiki tartışmalara açık olmazlar.
Livaneli haklı, "Ülkemizde hatırı sayılır bir entelektüel elit var".
Fakat talihsizlik, elitlerimizin de sloganlara, şablonlara düşkün olması.
Lafın burasında size Rihanna'dan "American Oxygen" şarkısını ısmarlıyorum. Sözleri manidar. Biraz balat havası hepimize iyi gelir belki.
Yazarlar
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025