Erol KATIRCIOĞLU
Başbakan’ın ülkenin başbakanı olmak yerine “İslami kimliğin başbakanı” olma hali, AKP siyaseti karşısındaki farklı siyasetleri de birleşmeye itiyor. Aslında farklı siyasetlerden kastettiğim ideolojik olarak öyle olmasalar bile geldikleri yer itibariyle “laik cemaatçi” kimlikle tanımlanabilecek olanlar. Bu kesimler arasında “sol, sosyalist, demokrat” kesimler olduğu gibi, “Atatürkçü, ulusalcı, Ergenekoncu” kesimler de var. Ama bu son grubun CHP’de demirlediklerini düşünürsek, siyaseten ilginç olanların “sol, sosyalist, demokrat” kesimler olduğunu söylemek mümkün.
Başbakan’ın Gezi’den başlayan ve “Gülen Cemaati” ile giriştiği kavgada devam ettirdiği nobran, sert ve otoriter tavrı, “laik kimlik” üzerine oturan sol, sosyalist ve demokrat kesimleri “Anti-AKP”ci bir saflaşmaya doğru itti. Bu saflaşmanın bir ayağında “Ne olursa olsun AKP gitmelidir” diyenler olduğu kadar, Kürt siyasetiyle HDP üzerinden dayanışmak gerektiğini düşünenler de var. Tabii bu farklı tavırlar özellikle İstanbul seçimlerinde farklı oy tercihleri olarak ifade ediliyor. “Ne olursa olsun AKP gitmelidir” diyenler Mustafa Sarıgül’ü desteklemek gerektiğini öne sürerlerken; HDP üzerinden Kürtlerle dayanışmalıyız diyenler de Sırrı Süreyya Önder’i önermekteler.
Bugün Türkiye’de herkes farkında ki başlangıçta kurulmuş cumhuriyet rejimi doksan yıldır, temel içeriğini değiştirmeden, farklı kimliklerle varolmuş bir toplumu zorla bir homojenliğe doğru baskılamıştır. Yaşadığımız son otuz yılda bu farklı kimliklerden İslami kimlikle Kürt kimliği bu baskıya karşı çıkmış ve bu karşı çıkışlar da zaman içinde Türkiye toplumunun çok-kimlikli yapısını daha bir görünür hale getirmiştir. Dolayısıyla bugünün siyasi sorunlarını siyasi liderler ve partiler arasında gidip-gelen basit söz düelloları olarak değil, farklı kimlikleri içeren yeni bir yönetim mekanizmasının bu ülkede nasıl kurulacağı konusundaki farklılıklar olarak okumak gerekir. Bir başka ifadeyle diyebiliriz ki bugün bütün siyaset eliti, Türkiye’nin siyasi rejiminin eninde sonunda çok-kimlikli bir rejim olacağını görmekte ve fakat bu çok kimlikli toplumun nasıl yönetileceği konusunu çözememekte.
Bu çok-kimlikli toplumun nasıl yönetileceği konusunda AKP’nin üretebildiği çözüm formülü cumhuriyeti kuranların da benimsemiş olduğu ve ortak payda olarak değerlendirilen “İslam dinidir”. İslam dininin farklı etnik ve inanç gruplarının bir arada yaşamalarıyla ilgili oldukça “liberal” bir görüşe sahip olması karşılaşılan sorunun çözümü konusunda AKP’yi bir ölçüde de olsa rahatlatmaktadır. Bu nedenle de AKP’nin birlikte yaşamakla ilgili yaklaşımı “Hepimiz din kardeşiyiz!” sloganında özetlenebilir.
Bu soruna, siyasetin öteki kutbundaki CHP’nin bulduğu formül ise “popülizm” olarak ifade edilebilir. Bu yaklaşımın kültürel kodları ise “Anadolu solu” olarak ifade edilmeye çalışılan düşünceden neşet eder. Mevlana’nın ünlü deyişiyle “Kim olursan ol gel!” sözünde özetlenebilecek bu yaklaşım “Hepimiz kardeşiz”le özetlenebilecek Batılı bir hümanizma cümlesine bürünür.
Bu nedenle de AKP’nin de CHP’nin de çok-kimlikli bir toplumun nasıl birlikte yaşayabileceğiyle ilgili önerileri aslında aşağı yukarı aynıdır. Örneğin en önemli birlikte yaşama sorunlarından biri olan Kürt sorunuyla ilgili AKP “Hepimiz din kardeşiyiz!” derken, CHP de “Hepimiz kardeşiz!” demekle yetinmekte.
Oysa Türkiye’nin çok-kimlikli toplumunun yönetimi her bir kimliğin taleplerinin anayasal garantiler altına alındığı yeni bir yönetim anlayışıyla mümkün. Daha katılımcı, daha kapsayıcı bir toplumsal düzen çok-kültürlü Türkiye’nin yönetilebilmesinin temel koşuludur. Sol, sosyalist, demokrat kesimlerin içinden CHP’ye yönelme, bu kesimlerin “Hepimiz kardeşiz!” sığlığına razı olmaları anlamına gelir. Oysa sol, sosyalist, demokrat kesimlerin birlikte yaşama hayallerinin bu sığlığın çok ötesinde olması gerekir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025