Erol KATIRCIOĞLU
Adalet ve Kalkınma Partisi demiyorum, çünkü öyle bir partinin varlığının artık bir anlamı kaldı mı bilmiyorum, ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son günlerdeki mesajlarından bu ülkede var olan kimlik çatışmasının önümüzdeki günlerde daha yüksek bir düzeye çıkacağı anlaşılıyor. Üstelik bu kimlik çatışması öyle bir noktaya doğru evrilmekte ki farklı kimliklerin çeşitli vesilelerle söz ya da yazı üzerinden birbirleriyle atışmasının ötesine geçip ciddi bir “fiziki çatışma” halini alması an meselesi. İki gün önce Cihangir’de, dün İstiklal’de görülen manzaralar bu çatışma ateşinin yakılmakta olduğunun işaretleri.
Ortada yanlış bir hesap olduğu açık. Böyle bir kutuplaşma siyasetinin taraftar konsolidasyonu amacını taşıdığı yorumu bence artık Cumhurbaşkanı’nın son cümleleriyle aşılmış durumda. Cumhurbaşkanı’nın Gezi olayları ile ilgili tehditkar ifadeleri, Taksim’e o meşhur (!) kışlanın yapılması konusunda Belediye Başkanı’na cesur olması gerektiğini söylemesi, yine Taksim’e camideki ısrarı bir “taraftar konsolidasyondan” çok, giderek açığa çıkan bir “laik kesim” nefreti ve laik kesime bir meydan okuma tavrı olduğu anlaşılıyor. Buradan da Cumhurbaşkanı’nın, şimdiye dek yalnızca siyasi alanda kendini gösteren bu kimlik geriliminin bir kimlik savaşına dönmesini arzuladığı gibi bir sonuca varmak bile mümkün.
Evet bu ülkede 1923’te, Cumhuriyetin kurulmasından sonra oluşan devlet anlayışı “Türklük” etrafında bir asimilasyon politikası olarak planlandı. O dönemin siyasi elitlerinin de bugünküler gibi bir “yeni Türkiye” amacı vardı ve bu amaç içinde “din işlerine”, “devlet işlerinin” dışında bir yer düşünülmüştü. Diyanet İşleri Başkanlığı adı altında bir devlet kurumu oluşturulmuş, bu kurumla “din işlerinin” düzenlenmesi amaçlandığı gibi, “İslami kesimlerin” devlet hayatına karışmalarının da önüne geçilmek istenmişti. Çünkü İslami kesimlerin de benimsedikleri, devletin ve toplumun nasıl yönetilmesi gerektiği ile ilgili farklı fikirleri ve farklı hayalleri vardı ve Cumhuriyeti kuran elitler bu kesimlerin bu taleplerini daha başlangıçta sistem dışına atmayı, ısrarlı olanların ise çeşitli baskılarla etkisiz bırakmayı amaçlamışlardı.
İşte İslami kesimde varolan “laik” kesim “nefreti” ya da biraz yumuşatarak söylersek “alerjisi” böyle bir geçmişe sahip. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve çevresindeki siyasi kadroların benimsedikleri “dava” böyle bir nefrete dayanıyor ve öyle görünüyor ki Erdoğan bu davanın bütün gereklerini yerine getirme kararlılığına sahip. Son sözleri de bunun işaretleri...
Ama bu kararlılığın ve kimliksel meydan okumanın Türkiye gerçekleri bakımından bir karşılığı var mıdır diye bakarsak olduğunu söylememiz mümkün değil. Bırakın bir karşılığının olup olmamasını böyle bir kimlik çatışmasının ülkenin altına dinamit koymakla eşdeğer olduğu açık. Çünkü bu ülkedeki sosyolojinin böyle tek bir kimliğin egemenliğine müsaade etmeyeceği tarihsel olarak da kanıtlanmış durumda. Bunu da toplumun diğer kesimlerinden çok daha fazla Müslüman kesimlerin kendilerinin bilmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanının farklı kimlikler arasındaki husumetleri gidereceğine bu kesimlerden bazılarına (özellikle Kürtlere ve laiklere) meydan okuması, onları sindirebileceğini düşünmesi, toplumda doğru ya da yanlış oluşmuş ve sinir ucu haline gelmiş konuları yeniden gündeme getirmesi çok tehlikeli bir gidişin habercisidir. Bu gidişin topluma yaşatacakları ise hayallerimizi bile zorlayabilecek kapasitededir. O nedenle de sorumluluk sahibi herkesin aklını başına alması ve bu gidişe dur demesi gerekiyor.
Tabii her şey için çok geç olmadan...
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025