Mahmut ÖVÜR
Meclis'te salı günleri yapılan grup toplantılarında bugüne kadar Başbakan Erdoğan çok önemli konuşmalar yaptı. Ancak önceki gün gerçekleşen konuşma deyim yerindeyse bir "Demokratik Cumhuriyet" manifestosuydu.
Başbakan, rahmetli Özal'ın deyimiyle "açık seçik" bir biçimde Türkiye'nin bütün renkleri, dilleri ve dinleriyle yan yana değil bir arada yaşayabileceğini ve devletin kimsenin yaşamına karışmayacağını ilan etti.
Demokratikleşme Paketi'nin ön konuşmasıyla bu konuşma bir arada düşünüldüğünde Başbakan Erdoğan'ın kucaklayıcı siyaset diliyle yepyeni bir pencere açtığını söylemek mümkün.
70'lerde solun farklı renkleriyle buluşan, o dönemin sonunda devrim hayalleri kurarken, darbe felaketine tutulan kuşaktan biri olarak, 80'lerden sonra bu ülkedeki temel sorunun resmi ideoloji ve vesayet sistemi olduğunu geç de olsa fark etmiş ama çıkış yolu bulamamıştık.
O yolun ilk işaretini sağcı dediğimiz Özal verdi. Ömrü yetmedi hatta engellendi. Muhafazakâr Başbakan Erdoğan ise onun yarım bıraktığı, bizlerin de hayalini kurduğu sistem değişikliğinin yolunu açtı şimdi de devam ediyor.
Bu gerçeği sadece AK Parti'ye oy verenler değil, karşısında duranlar da görüyor. Salı günkü grup konuşmasını izleyen CHP'li bir arkadaşım arayıp şöyle dedi:
"Bu konuşmanın altına imzamı atarım. Bir bizimkine bak, bir muhafazakâr dediğimiz lidere bak. Yıllardır hayal ettiklerimizi gerçekleştiriyor."
CHP'li arkadaşımın yaklaşımı bana ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Cengiz Kuday'ın iki yıl önce bir hastane odasında söylediklerini hatırlattı: "Adamın söyledikleri, yaptıkları çok güzel... Keşke bunu bizimkiler yapsa."
Cengiz hoca hatırlar mı bilmiyorum ama o gün söylediğimi bugün de yineliyorum: "Bu ülke için hayal ettiklerimizi kim gerçekleştirirse gerçekleştirsin hakkını teslim edelim."
Başbakan Erdoğan, Türkiye için bir şans, hakkını teslim edelim.
Filler, çimen ve Balyoz kararı
Her on yılda bir darbe yapmanın, muhtıra vermenin olağan olduğu Türkiye'de, nihayet bir darbe davası Yargıtay tarafından onandı.
Yerel mahkemenin ilk kararı açıklandığında alt düzey subay ve sivil memurların ceza almasını "toptancı" yaklaşım nedeniyle eleştirmiştim.
Yargıtay 9. Dairesi, yerel mahkemenin bu yaklaşımını, belki de hukuk tarihimize geçecek, hatta emsal olabilecek bir yaklaşımla bozdu. Bir düzeltme yaptı. Hem de geçmişte kanıksanan bir tabuyu yıkarak.
Eskiden güç sahiplerinin içinde yer aldığı davalarda klasik yargı, onlara dokunamaz daha çok alt düzeydeki görevlileri mahkûm ederek "birkaç kurban"la yetinirdi.
Susurluk Skandalı'nı hatırlayın. Ya da fillerçimen hikayesini... Türkiye'de çimenlerin ezilmesi neredeyse yazılı olmayan bir hukuk kuralı haline gelmişti. Hukuk, adaletten uzaklaşmıştı. İşte Yargıtay'ın son kararı ilk kez hukuku adalete yakınlaştırıyor.
Kararın gerekçesi henüz açıklanmadı ama gördüğüm kadarıyla Yargıtay, 361 sanıklı davayı üç gruba ayırdı:
Emir verme ve sevk etme yetkisini birinci derecede elinde bulunduranlar: Yargıtay, "darbeye teşebbüs" suçunu işlemeye ehil olan ve konumu itibariyle bu kudrete sahip olanların cezasını onadı.
Orta düzeyde görevliler: Bunlara, "suç için anlaşma" gibi daha hafif bir ceza öngördü. Çünkü bunların konum itibariyle darbeye teşebbüs etme kudreti yok. Etseler de başaramayabilirler. Tabii en önemlisi komutanlarının baskısı veya emriyle bu şekilde davranmış olma ihtimalleri.
En alttakilere gelince: Bunların hiçbir şekilde darbeyi başarma şansı yok. Yani tehlike yaratmadıkları için beraat kararı verildi.
Böylece Yargıtay, yargılama tarihimiz açısından ezberlerin adalet lehine bozulduğu tarihi bir karara imza attı.
Kısaca bu dava özelinde filler cezalandırılırken, çimenler hukukun vicdanıyla korundu.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019