Mehmet TIRAŞ
Aşk, insanoğlunun varoluşuyla tartışılmaya başlanmış ama bir türlü net bir tarifi yapılamadığı gibi yapılacağı da görünmüyor..
Aşk, bir ipsiz bağlanma mı,akıl tutulması mı yoksa insanın karşı cinsine kendini koşulsuz teslim olması mıdır?Bütün organlar beyine çalışır derler ama gönül ilişkisinde bu geçerlimidir?
Aşk,İki karşı cinsin birbirlerine duyduğu ilgi diye başlar; hasret,özlem,acı,ayrılık,cinsellik,diye yazılır-çizilir,tartışılır ve her konuya girmiştir aşk ve cinsellik insanın tarih boyu yaşamına.Aşk,hem program yaptırmış hem de programını bozmuştur insanların,aşk için söylenen yalan insanı rahatsız etmediği de iddia edilir!..Aşk, hem korkutur hem de aşık olanı korkusunun üzerine yürütür.
Herkesin bir aşk ilişkisi olmuştur kimi çocukluk aşkından aşkı anlatmaya çalışır,kimi platonik, kimi ilk aşklarından,kimileri de kitaplara konu olmuş,filmi çevrilmiş,şiirleri yazılmış büyük müzisyenlere ilham olmuş aşklarla anlatmaya çalışır aşkı.Mutlaka herkesin mırıldandığı bir aşk şarkısı veya türküsü vardır hayatında.
Gökyüzünde milyonlarca yıldız var ama her yıldızın ayrı bir ışığı varsa; her bireyinde bir aşkı vardır ve her aşk başka bir aşkın hem tarifini yapar hem de tamamlar..Nasıl düşünce bir tezatlar bütünüyse aşkta bir başkasının aşkından etkilenerek,zenginleşerek yoluna devam eder.
Aşk duygusu aklıma geldikçe hep zihinsel engelliler aklıma gelir; acaba bunların cinsellik yaşamak istediklerinde nasıl bir duygu oluşuyor ;insanı bir duyguyla mı hareket ederler yoksa hayvani bir alışkanlık mı hükmediyor bunların duygularında?
Aşk deyince ilk önce kadın öne çıkar,erkek kadından sonra devreye girer..Aşkta belirleyici kadındır,erkeği de kadını da dünyaya getiren kadındır.
Aşkı erkek başlatır kadın bitirir,erkek bu ilişkide bir yerde kadına eşlik eden bir figürdür.
Aşka teslim olmuş,ne padişahlar,krallar,sultanlar,generaller ve başbakanlar olmuştur ki;aklım topluma hükmediyor ama gönlüm beni bir kadına teslim ediyor,gönlüme söz geçiremiyorum, diyen çok çıkmıştır.Tutkulu aşklar insanı hep teslim almıştır ve yaşadıkları sürece de bu aşklarının etkisinden kurtulamamışlardır.
Aşkı herkes kendi yaşadığı aşk ilişkisiyle tarif etmeye çalışır en doğal olanda bu dur ama doğru değildir,doğrunun üzerinde yüzlerce ton vardır bu tonların ağırlığını da gri tonlar oluşturur.Bu tonların aşkta sayısı bellisizdir.
Bir aşk tartışması çok hoşuma gider:
”delikanlı aşık olduğu kıza sormuş” biz niye aşığız,diye?
“Bunu çözemedin mi” demiş kız oğlana?
“vallahi çözemedim” demiş delikanlı..
“Geri zekalı ,sende olan bende yok bende olan da sende yok” demiş kız.
“Oğlan, yani bir araya gelirsek anladığım kadarıyla aşk” bitiyor demek.
“Hele şükür çaktın” gerzek demiş kız.
Aşk cinsellik midir,yoksa erişilmeyen ve kavuşulmayan bir duygumudur,sorusuyla çok karşılaşırız ve kendi iç dünyamızda da zaman zamanda sorgularız.
Aşk, Bir cinsellik değildir ama cinselliğin yaşanmadığı aşkta şerbeti dökülmemiş baklava yemeye benzer.
Aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız;aşık olduğunla karşılaştığında benziniz soluyor,tüfleriniz ürperiyor,kalbiniz çarpıyor,diliniz tutuluyor, renkten renge giriyorsanız aşıksınız,derler.
İnsan dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın aşık olur,cinsellik yaşar.
Aşk ve kadın hep bir arada tartışılmıştır.
Kadının eli niye öpülür,diye meyhane masasından bir tartışma başlar erkekler arasında,kimi kutsaldır,kimisi anadır,kimisi de insan soyunu yaşatan bir varlıktır,diye tartışma devam eder ama tartışma gerginleşince,tek başına kafayı çeken pejmürde durumda olan kafasını çevirir masadakileri ne:
“Bir yerden başlamak gerekir” uzatmayın bu kadar demiş.
Sık tartışılan konulardan birisi evliliğin aşkı öldürdüğü tartışmasıdır!
Evlilik iki kişinin yalnızlığıdır,iki kişilik bir mezarıdır,en iyi evlilik kör bir adamla sağır bir kadının yaşadıklarıdır,evlilik davalık olan iki kişiden birine benzer mutlaka davalık olanlardan birisi memnun olmayacaktır yargı sonucunda gibi, değişik anlayışlara sebep olmuş yorumlar yapılmış.
Aşık olmak başka bir şey, sevmek ise başka bir duygu;birinin tanıştırdığını sevebilirisiniz hatta anlaşabilir evlenebilirsinizde ama aşık olamazsınız; çünkü aşık olmak iradeniz dışından çarpılmadır kaza geçirmek gibi bir şeydir.
Aşık olanların ilişkisinden evlilik çıkmaz, aşık olanların duygularının ateşinin harı çok yüksektir,hiç rasyonel düşünmeye fırsat tanımaz, aşkın bıçağının her iki tarafı da keskindir.
Aşık olanlar ırk,din,mezhep,alım gücü,renk,eğitim,sosyallik hiç akla gelmez yaşadıkları ilişkide ama bu ilişki evliliğe dönüştürmeye başlayınca, aile kültürleri gelenek ve görenekleri devreye girer,eğitim düzeyi,alım gücü ve aileler arsındaki sosyallik belirleyici olur.Aykırılıklarda aşk yaşanır ama evliklerde bunun yeri yoktur.
Evlilik teklifini erkek yapar ,aileler tanışıp bu evliliğe onay verir ama evliliği kadın sürdürür,kadının istemediği evlilik yürümez,erkekte evliliğini sürdürmek gibi de bir derdi yoktur.
Evlilik güzel kadınla yakışıklı bir erkeğin sürdüreceği bir ilişki değildir,yürütülmesi o kadar zordur ki;bir ülkenin dış politikasına benzer yanlarını çok görürüsünüz evlikte.
Aşkın ırmağında ancak rafting yapılır;evlilik sakin akan bir ırmağa benzer,evlilikte anlaşabilirseniz düzenli bir aile yaşamınız olur.
Evlilik uzadıkça alışkanlığa dönüşür, birbirinize refakatçilik yapar,rüyalarınızı paylaşır,ellerinizin ulaşmadığı yerleriniz kaşıtırısınız,bir birinize de banyoda kese yaparsınız.Bunlar da küçümsenmeyecek az-uz işler değil küçümsememek lazım ama aşk yok..
Aşk,Uykunun tutmadığı yerde vardır,kimin koynuna girdiğiniz önemli değil kimi düşündüğünüz önemlidir!..
Not: Bundan sonra her hafta,içinde fıkra,hikaye,öykü,ağıt, manilerden oluşan değişik bir Pazar yazılarıyla olacağım okurlarımın karşısında..
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025