Mehmet TIRAŞ
Taraf gazetesi yayın hayatına atılırken ‘Taraf’ başlığının altında bir cümle vardır belki de okuyanların da pek farkında olmadığı ama anlamlı önemli bir cümledir;”Düşünmek Taraf Olmaktır” diye..
Taraf gazetesi son 6-7 aydır haberleriyle,yayın politikasıyla değil de gazetede yaşanan yönetim değişiklikleriyle gündeme gelen bir gazete oldu.
Askeri vesayetin üzerine gitmesi,darbelerin izini sürmesi,bir kuvvet komutanına ait olan darbe günlüklerini gündeme taşıması,balyoz ve ıslak imza gibi askerlerin mevcut iktidara yani AKP’ye karşı darbe teşebbüslerini su yüzüne çıkartsa da;sadece darbecilerin değil,AKP iktidarının yanlışlarını söylemesiyle de Başbakan Erdoğan’ında hedefinde olan bir gazeteydi Ahmet Altan ayrılana kadar Taraf.
İlk önce gazetenin kurucu genel yayın yönetmeni Ahmet Altan,Yasemin Çongar ve Neşe Düzel’in gazeteden istifa etmesi,peşinden gazetenin hemen hemen tüm yazarlarını ayrılması ile gazete doğal olarak medyanın gündeminde oturdu,televizyon programlarında tartışıldı,köşelerde yorumlar yapıldı;fakat Ahmet Altan kısa ve özlü sade bir veda yazısı yazarak ayrıldı ve bir daha da hiç konuşmadı.
Sonradan gazeteye Oral Çalışlar’ın Genel Yayın yönetmeni olmasıyla Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ın dışında ayrılanlar geri döndü.
Yalnız gazeteyi okuyanlar ve gazeteciler içeriden ve dışarıdan bakanlarda Ahmet Altan’ın yerinin,doldurulamayacağı, doldurulamadığı ortak bir görüş olarak hep konuşuldu.
Fakat gazetenin tirajının arttığı,reklam gelirlerinin birden yükselmesi hep bir soru işareti olarak hafızalarda kaldı.Sebebi de;Ahmet Altan’ın yeri doldurulmuyor da; gazetenin tirajı nasıl artıyor ve reklam gelirlerinin artması neyin nesi,diye de sorulmaya başladı ama gazete yönetiminden ve şuan da gazeteden ayrılanlardan tatmin edici bir yanıt gelmediği gibi hiç cevap verilmedi bu soruya?Bu soru havada kaldı asıl bu sorunun izini sürmekti kimse oralı olmadı..!
Oral Çalışlar bir gazeteye verdiği mülakatta; A.Altan ile karşılaştırılmasına,Ahmet sivri dilli ben ise daha uzlaşmacıyım,diyerek geçiştiriyordu bu soruyu.
Gazetede kıyamet Neşe Düzel’in röportajlarına gazete yönetimi tarafından müdahale edilmesi, özellikle de,Cengiz Çandar ile Düzel’in röportaj yapmasına gazete yönetimi karşı çıkıyor ve Çandar’ı barış karşıtı bir kişi olarak suçluyorlar bu röportajı yayınlamak istemiyorlar,peşinden Neşe Düzel her zaman olduğu gibi yine ezber bozan bir başka röportaj yapıyor; BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş ile yapılan söyleşiden gazete yönetimi rahatsızlığını daha yüksek dile getiriyor,hatta bu röportajın ikinci bölümünü birinci sayfadan vermiyor gazete yönetimi..Yine hükümetin politikalarını eleştiren gazeteden bazı yazarların yazılarına sansür uyguluyorlar,bunu Mehmet Baransu tarihleriyle açıkladı ve Oral Çalışların hatta kendinden özür dilediğini ama yine sansür yapmaya devam ettiğini yazdı köşesinden.
Bir başak sıkıntı gazetedeki bazı köşe yazarları tam bir AKP yandaşı yazılar yazmaya başladı;hatta Uludere katliamını gündeme getirenleri Erdoğan’ın diliyle tutturmuşlar bi Uludere demeye başladılar,bu kişiler AKP den milletvekili olma ve bazı yakınlarının AKP’de fiilen politika yapması,gazetede öyle o kadar ileriye gittiler ki;bir dönem AKP’ye destek verip AB den ve demokratikleşmeden uzaklaşmasını eleştirenlere hakaret etmeye başladılar;bunlar Aydınlık ve Sözcü gazetesinin yazarlarıyla aynı durumdalar gibi alçalmaya kadar vardılar.
Aslında gazetenin bugünkü geldiği yeri Ahmet Altan’ın ayrılış sürecini iyi irdelediğinizde her şeyi görürsünüz ama bizde fikri takip yapılmadığı için bunlar pek hatırlanmaz.
Başbakan Erdoğan’ın kendine övgü dizen ve haber yapan bir medya oluşturmasını görmemezlikten gelenlerin başında Taraf gazetesi de olmaya başladı,Oral Çalışlar döneminde.
İpleri kopartan süreç AKP’nin çözüm politikasından ve “akil insanların ağırlıklı” olarak Başbakanın Taraf gazetesinden seçmesiyle her şey gizlenmeyecek bir şekilde ortaya çıktı..
Gazetenin tirajının neden arttığı, reklam gelirlerinin yükselmesi, Taraf gazetesini ilkelerinden uzaklaştığı ve AKP’nin dalkavuk medyasının üvey kardeşi olma yoluna girdiğini gören gazetenin patronu müdahale etmeye başladı;basına yaptığı açıklamada gazetenin genel yayın yönetmenini Oral Çalışları’ı kastederek hiç gazeteye uğramadığını,AKP’nin memuru gibi il il dolaşmaya başladığını,yazı işlerinde sorumlu olanların ise editoryal bağımsızlığı devre dışı bırakıp ,keyfi hareket etmeye başladıkları için görevden aldığını;bu dikkate değer açıklaması ise başka bir tartışmayı daha açtı ama medya bu tarafı hiç irdelemedi.Medyanın peşine düştüğü konu ise dedikodu boyutu oldu,Ahmet Altan’ın gazeteden istifa ederek ayrılmasında olduğu gibi..!
Taraf gazetesiyle medya da bir şeyi daha iyi görüyoruz o da;gazeteci ve köşe yazarları siyasette kendine ikbal arıyor olması;bir gazeteci siyasetçi rolüne soyunup akçeli işlerin içine girdi mi;o gazetenin ve gazetecilerin objektif olması imkansız olduğu gibi artık soru sorulmasından bile rahatsız olmaya başlıyorlar.Tabi birde patronunun işini takip ederek köşesini ve konumunu koruyanları da ilave edelim,Hasan Cemal’in 45 yıl sonra işsiz kalmasını sıradan bir gazetecilik olayı gibi geçiştirmeleri, düşündürücü değil mi?
Taraf gazetesinden topluca istifa eden yazarların Başbakanın medya üzerindeki baskısını,özgürlükleri boğmasını ve özel hayata müdahale etmesini gündeme getirmemeleri, çok garip bir şey değil mi?
Bunları gündeme getirmek ve sormakta mı, barış sürecine zarar veriyor?
Soru sormadan,şüphe duymadan,çok sesli ve yönlü düşünmeden nasıl gazetecilik yapılır bunu anlatsınlar da dinleyelim?
Sevmediğiniz bir insan ve bir parti doğru bir şey söylüyorsa buna hak vermek, ona destek çıkmak onunla ittifak yapmak anlamına mı geliyor?Doğru kimin tekelinde Allah aşkına,söyler misiniz?
Tabi bizim gazetecilerimiz, gazeteci gibi değil de; iktidarın bir milletvekili veya patronunun işini takip eden şirket yöneticisi gibi konuşuyor veya yazıyorlar,istisnalar hariç.
Tekrar soralım ben bu soruyu Marmara akil insanlarla yapılan toplantıda sorduğum için burada da;okurlarımla da paylaşayım;.. Akil insanlara sordum siz,Başbakan ile dolma bahçede toplantı yaptınız şu soruyu sordunuz mu;dört ay önce Öcalan’ı asıyordu,idamı geri getiriyordu,BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırıyordu ve yargıya talimat verdiğini söylüyor,PKK ile görüşenin de,görüştü diyenin de şerefsiz,diyordu ve kendine oy vermeyen Kürtlere de zerdüşt,diyordu,Uludere katliamını aydınlatmadı,buraya nasıl gelindi,diye sordum?Akil insanların verdiği yanıt ise boyunlarını büktüler,ben masumum dercesine?
Bu soruları soran herkese başta hükümete yakın duran, Taraf gazetesinde köşeleri olanlar,hükümet ile uzlaşmacı bir yol arayanlar,çok rahatsız olmaya başladılar,bunlar barışa karşı çıkıyorlar,tutturmuşlar bir Uludere ve demokratikleşme,diye,PKK’nın silah bırakmasını istemiyorlar, Kürt sorunun üzerinden Hükümeti yıpratma ve etkisizleştirme politikası gibi,yaftalamalar yapmaya başladılar.
Ben Tarafta ikinci yol ayrımını bu süreçten geldiğini görüyorum şunu da belirteyim :Taraf Gazetesinin ilk çıkışına uygun bir yayın politikasını tutturması çok zor olduğu gibi birde ;Taraf Gazetesi, imaj ve güven sorunu yaşayacak, bunu sağlamak paradan ve tirajdan daha önemli olduğuna inanıyorum.Gazetenin adı değişmiyor, geçmişte yaptığı olumlu veya olumsuz yayınları bu gazeteyi bağlar,okurun böyle bir algısı vardır.
Gazetecilikte bir ekip işi ticaret ve siyaset gibi.Çalıştığınız ekip kendi içinde ilkeler bazında ipsiz bağlanmıyorsa güven olmaz.İnanmadığınız bir şeyi başkasına inandıramazsınız.
Yola çıktığınız insanlar yanlış yapsınlar ama yalan söylemesinler;yanlışı sizi sarsmaz ama yalanı ise bütün hayallerinizi altüst eder.
Taraf Gazetesinin yeni Genel Yayın yönetmeni Neşe Düzel’e ve ekibine başarılar diliyorum;Taraf’a ilk yayın hayatına başladığı objektif habercilik ve gazetecilik ilkelerini,dilerim bizlere yaşatırlar.
Not:Türkiye de o kadar olaylar oluyor ki,hangisine öncelik sırasına koymakta insan zorlanıyor.1Mayıs olaylarını yazacağım bir sonraki yazımda.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025