Mehmet TIRAŞ
Yaşar Kemal yetmiş beş yıllık yazarlık serüvenini ve 92 yıllık ömrünü 28 şubat 2015 Tarihinde saat 16.40’da İstanbul Çapa Tıp fakültesinde hayata gözlerini yumarak veda etti.
Ölümüsevenleri, okurları ve edebiyat çevrelerinde zor kabullenilse de, beklenen bir ölümdü çünkü kırk beş gündür yoğun bakımdayatıyordu, yaşı da hastalığının üstesinden gelemeyecek bir konumdaydı.
Bu toprakların çok az yetiştirdiği ve toplumun hemen hemen her kesiminden destek gören ve saygı duyulan iki cenazeye tanık olduk; bunun birisi halk müziği sanatçısı iki yıl önce aramızdan ayrılan Neşet Ertaş’a ve ikincisi de Yaşar Kemal’e gösterilen ilgi;gerçekten her insana,edebiyat ve sanatla uğraşana nasip olmayacak kadar bir ilgi ve saygıydı.
Her iki edebiyat ve sanat adamına medya kusursuz bir destek verdi, en küçük ayrıntısına kadar ne kadar övgüye değer sözler varsa bu iki insana yakışır bir şekilde verdiler hem de. Hastaneyeyatmalarından ölümlerine kadar canlı yayınla ve yayın akışlarını keserek, programlarını değiştirerek,hastaneden mezarlığa kadar haber yaptılar canlı yayınla,yazılı medya da manşetten yaptığı haberleriyle görevlerini yerine getirdiler, medyanın hakkını burada teslim edelim.
Yaşar Kemal’de Neşet Ertaş’ta toplumun her kesiminden bu kadar ilgi görmesinin ve saygı duyulmasının bir nedeni vardı, o da;mütevazi olmaları ve kaprislibir tavır sergilememeleri,işlerini düzgün yapmaları ve en önemlisi akçeli işlerin peşinde koşmamalarıdır.İnsanlaraDin,ırk,renk,cinsiyet, mezhep ve bölgesel bakmamaları ve insanları aşağılamadan ve ötelemeden eserlerini insan odaklı işlemeleridir.Bu iki insan ulusal değil, evrensel birer sanat ve edebiyat adamlarıydı.Yeryüzü de böyle tanıdı, ölümlerini de uluslararası haber ajansları böyle geçerken, medya ve edebiyat çevresi de böyle yazdılar.
Bunun yanında doğdukları toprakların geleneklerinin güzelliğini savunup, ilkelliğine de karşı çıkıp yazarak, çalıp ve söylerken yetiştiklerikültürlere yabancı olmamaları en büyük yanlarıydı.
Bu iki edebiyat ve sanat adamını diğerlerinden ayıran başka bir özelliği de okullu olmamalar; mevcut eğitim sistemine göre ilk okul mezunu değildiler, Yaşar Kemal orta okul ikiden terk, Neşet Ertaş ise sadece okur-yazardı.Her ikisi de aksanlarını hiç değiştirmeden konuşurlardı, çok ta sevdirdiler konuşma tarzlarını ve şivelerini.
YaşarKemal yazdığı romanları,denemeleri,makaleleri,yaptığı röportajları ile toplumun her rengine kültürel olarak yabancı olmamış, çukur ovadan yola çıkan yazarlık serüvenini, yer yüzüne taşırken;bir bitkinin hatta hiçbir özelliği olmayan otun yeşil iken farklılığından tutunda, kuruyunca nasıl bir renk aldığını tasvirleyen ,insanın değil bitkinin bile köklerini aramış,hiçbir canlının yok olmaması,türünün tükenmemesi için uğraş vermiş;doğanın her canlısını ve felaketini insanla özdeşleştiren bir yazardı.
Yaşar Kemal yazılarında ve konuşmalarında çoğunluktan değil de,çoğulculuk üstünden kültürel farklılıklara dikkat çeker; toplumlarıbin bir türlü gelincik tarlasına benzetirdi.Hiç bir söz ve insanlığı anlatan kültürün yok olmaması için uğraştı ömrü boyunca ,sözlüğü olan tek yazardı o.
Bir otun yok olması ile bir hayvan türünün yok olmasının , bir dilin ve kültürün yok olması arasında hiçbir farkın olmadığını betimleyen,azınlıkların yaşadıkları sorunları yüksek sesle haykıran ve kaleme alan bir evrensel edebiyatçıydı Yaşar Kemal.
Yaşar Kemal’in cenazesine katılan, İstanbul Ermeni cemaatinin temsilcisi televizyon kanallarına cami avlusunda verdiği röportajda şöyle diyordu Yaşar Kemal için: “Eğer Yaşar Kemal karşı durmasaydı Van’da bulunan tarihi Akdamar kilisesi şimdi olmayacaktı ve yıkılmıştı” diye Yaşar Kemal’in düşündüğü ve yazdığı gibi yaşadığını anlatan bir açıklamaydı bu.
İşte Yaşar Kemal’i Yaşar Kemal yapan özeliği onun için kadim halkların yazarı olmasının nedenlerinden birisi de buydu.
Yaşar Kemal doğduğu ve içinde yaşadığı toplumun kültürlerini çok iyi bilen bir yazardı;bu topraklarda erkeklerin ilk cinselliğini hayvanlarda yaşadığınıanlatırdı;doğduğu köyden anlattığı bir hikayesi vardır;köyün delikanlılarının ortak avradı olan Kürt Osman’ın eşeğinden bahsederdi edebi bir dille,okuyanın yüzü kızarsa da hayatın gerçeği olan ilkel bir kültüre dikkat çekerdi .
Yaşar Kemal’in cenazesine katılan insanlarabaktığınızda bu coğrafyanın farklılıklarını da görmek mümkün, toplumun her kesiminden insanlar yan yana yürüdüler ve tabutuna birlikte omuz verdiler,bu da onun hayallerinden biriydi,ömrünü barışa adamış bir kişi olarak.
Yaşar Kemal hastaneye kaldırıldığında ölümünden kırk beş gün önce şöyle yazmıştım ‘Yaşar Kemal Sen Çok Yaşa’ diye..
Yaşar Kemal ‘yaşar’; çünkü eserleri kırk dile çevrilmiş kendi toplumunda kabul görmüş sadece “ince memed” romanını 1955 yılında yazmışve dünya klasiklerinin içinde yer almış kitapları ortada dururken; Yaşar Kemal’e rahmet bulamıyorum diyen insanlıktan nasibini almamış bir prof, rahmet dileyecek bir şey bulamıyorum dese de..
Cenazesine katılanların cami havlusuna sığmaması ve toplumun farklı inanç gruplarının cenazede bir arada saf tutması ve dua etmesi,bu niyet okuyan ahiret üzerine,yaratıcı adına karar vermeye kalkan, duygusuza bir şey göstermiyor mu?
Birileri rahmet diler dilemez onun bileceği bir şey ama Pir sultan’ın dediği gibi “herkes ateşini buradan götürür.”
Rahmet dilemeyen şahıs, Yaşar Kemal’den bahsetmeseydiniz gündeme gelir miydi, bir düşünsün?
.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025