Melih ALTINOK
Hayatımda tek bir “fiziksel kavgaya” karışmadım desem yalan olur.
Ama ben pasifistim.
Eskiden değildim, belki kafama çok vurdukları için böyle olmuşumdur. Zira ne kadar haklı olursa olsun kimse kimsenin kafasına vursun istemiyorum artık.
Yetmiyormuş gibi, evet, barışı sakız gibi çiğnedikleri halde, çözüm iadesinin görülmemiş şekilde belirdiği ve baskı ortamının enikonu zayıfladığı bir dönemde şiddeti tırmandıran PKK’ye iltimas geçen “yoldaşları” haftalardır eleştiriyorum.
Elbette, “mutluluk rüyam yurtta anti-militarizm, cihanda anti-militarizm” diyen “inançlı” PKK’liler ve hareketin neo-muhipleri çok kızıyorlar bu sözlerimize. Amasız barış talebini devlet ağzıyla konuşmak sayan bile var aralarında.
El filan sallıyorum kendilerine, sözlerinde mantık aramadığım için şaşırmıyorum da.
Gelin görün ki pek çok konuda uzlaştığımız özgürlükçü sosyalistlerin, mevzua dair pasifist yaklaşımımızı fabl türündeki makalelerle çürütme çabaları karşında hayrete düşmüyor değilim.
Hayır, antropomorfik egemenliğin, hayvanlar âlemi lehine kırılmasının yolunu açacak örneklemelere itirazım yok. Ayıları, hatta ve hatta mızmızı hatırlatsa bile tavşanları da en az insanlar kadar severim. İtirazım o sevimli tavşanların insanlaştırılmasına, daha da kötüsü “cani insanlaştırılmasına”. Çocuklara kötü örnek oluyorlar.
Geçenler de Sevgili Roni Margulies de bu türde bir yazı kaleme aldı.
Hayatında hiç kavga etmediğini belirttiği yazısındaki yegâne bold cümlede “Ben pasifist değilim” diyen Roni, pasifist olmaması hasebiyle hiç de eleştiriyi hak etmeyen Sayın Mithat Sancar’ın kimseyi üzmeyecek son derece itidalli bir cümlesi üzerinden şu “somutlamayı” yapıyordu:
“Ormanda aç bir ayıyla bir tavşan karşılaştığında, ayı tavşanın kafasını ısırıp yemeye başladığında şiddet. Tavşan bir yolunu bulup ayıya çelme taksa, ayı düşüp kafasını kırsa, bu da şiddet.”
Evet, PKK’yi tavşan belleyen Roni ikisine de karşı olmayı kabul etmiyor.
Roni’nin örneğinin uygunluğu bir yana, konu hayvanların “şiddetinden” mesaj vermeye gelince aklım Hitchcock’un efsanevi gerilimi Kuşlar’a gitti.
Bilirisiniz, filmde kuşlar ahaliye saldırır da saldırır. Çocuk, yaşlı, kadın, erkek falan ayırmaz.
Film üzerine Žižek’in Freudyen yorumlarından tutun da ekonomi-politik eksenli kritikler bile yapılmıştır. Ama Hitchcock, filminde kuşların şiddetinin nedenini seyirciye vermez Allah vermez.
Bu yöntemin adı sinemada ‘macguffin tekniği’dir. Mevzu yönetmenin filmde seyirciye “merak ettirdiği” gizli neden, obje değil, olayın kendisidir.
Hicthcock başarmıştır. Mini mini bir kuş konmuştu demeden, serçeleri bile kendisinden katbekat büyük ayı gibi insanlara saldırtıp, kütür kütür varoluşunu sorgulatır adam olana.
Bence aynı zamanda bir sanatçı, şair olan Roni PKK’nin “nekaölümokakutsal” davası üzerine yorumlarında, yumurtamı tavuktan... hikâyesinin kısırlığından sıyrılıp savaşın kendisine odaklanmak için sinemadaki bu muhteşem macguffin yöntemine biraz bakmalı.
Böylece bir kez daha “Ben şiddete karşıyım” diye başlayacağı yazılar hakikaten şiddet karşıtı olabilir.
Artık örneğe gerek var mı bilmiyorum. Ama fabl denemelerinde bu yöntemi deneyecekse, şimdilerde ayı kadar olan o “ne kadar ürkek, ne kadar haklı” tavşanların, son psikopatlığını, pazar gecesi ayı kış uykusundayken Şemdinli’ye dört koldan saldırıp başlattığı savaşı düşünmesi faydalı olabilir.
Sahi Şemdinli’de tavşanlarla ayıların arasında kalıp öldürülenlerden birinin adı Osman’mış. Henüz yavru, 14 yaşında. Orman kanununun diyalektiğinin falan umurunda olduğunu sanmıyorum. Kuşkusuz yatmadan önce, bir fabl dinlemek isterdi Osman da.
“TC’nin Kürdistan’a hizmet götürmemesinin” falan da karşı şiddeti meşru kılacak “şiddet” sayılabileceği anlatan ya da Çukurca’da dokuz kişiyi öldüren tavşanların internette yayınladıkları “savaş pornolarını” haklı bulan fabllarda bile, “ölmeseydik ne iyiydi” değil mi?
Acı acı bir not:
Fizik bölümü mezunu olduğu halde öğretmen olamayan ve ancak dershanelerde üç kuruş kazanacağı işler bulabilen 25 yaşındaki Ceyda Cansu Denker’in canına tak demiş. Ve ne yazık ki babasına “Bunca yıl 300 lira için mi okudum ben” deyip kendini dördüncü kattan boşluğa bırakmış.
Hükümetin tek talepleri iş olan bunca insanın önüne koyacağı, intihardan başka bir alternatifi olmalı. Ama umarım tek çözümleri yeni anayasada “Devletin görevi... siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır” şeklindeki 5. Madde’nin korunmasından falan ibaret değildir.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019