Akın ÖZÇER

Akın ÖZÇER
Akın ÖZÇER
Tüm Yazıları
Başka ülke üzerinden geçmişle yüzleşmek (1)
18.05.2013
2318

 İnsan Hakları Derneği tarafından Diyarbakır’da düzenlenen “Geçmişle Yüzleşme Çalıştayı” bugün başlıyor. İlk oturumda, dünya deneyimleri başlığı altında, İspanya’da iç savaş (1936-39) ve Franco diktatörlüğü (1939-75) dönemlerinde kaybolan 113 bin kişinin akıbetinin soruşturulmasını talep edenlerin başlarına gelenleri hikâye edeceğim.

Hem Avrupa’da diktatörlüklerin ve ırkçı otoriter rejimlerin işbaşına geldiği iki savaş arasındaki o“çılgın yılların” örneklerinden birini yaşadığı, hem de demokratik bir anayasayla taçlandırdığı“demokrasiye geçiş” (transición democrática) dönemiyle demokratikleşme yolundaki ülkelere örnek oluşturduğu için.


Yüzleşmeyi engelleyen Af Yasası

Öykünün başlangıcı Taraf okurlarına yabancı değil aslında. “Geçmişle yüzleşmek” başlıklı yazımda,Franco döneminin suçlarının cezasız kalmaması için harekete geçen sivil toplum kuruluşlarının taleplerini, özel yetkili mahkeme Audiencia Nacional’in dünyaca ünlü yargıcı Baltasar Garzón’un bu konuda başlattığı kovuşturmayı ve başına gelenleri aktarmıştım. Özetle anımsatmak gerekirse, taleplerin başında Franco dönemi kurbanlarının itibarlarının iadesi ve yakınlarına tazminat ödenmesi için bir Hakikatler Komisyonu kurulması geliyor. Ayrıca o dönemin Savaş Konseyi kararlarının iptali, bu kararlarla kurşuna dizilenlerin kemiklerinin bulunması ve kurbanların acısını anmak için bir gün belirlenmesi isteniyor.

Aslında öykü, 2008’de yargıç Garzón’un konuyu araştırmanın mahkemenin yetkisi dâhilinde olduğunu kararlaştırmasıyla başlamıştı. Garzón bu konuda yetkili olduğu gerekçesiyle ülkenin çeşitli yörelerindeki 19 toplu mezarın açılması talimatını vermişti. Ne var ki aynı mahkemenin savcılığı, bu konuda yetkili olmadığı görüşüyle yargıcı bağlı bulunduğu Ceza Dairesi’ne şikâyet etmişti. Ceza Dairesi de oy çokluğuyla Garzón’un bu konuda yetkisini aştığına hükmetmişti.

Ceza Dairesi, anayasa çalışmaları sürerken 15 Ekim 1977’de çıkarılan Af Yasası’nı yetkisizliğe gerekçe olarak göstermişti. Zira bu yasa 15 Aralık 1976’dan önceki dönemin tüm suçlularını kapsayan bir af getiriyordu. Aradan bu kadar yıl geçmiş ve sadece 80’li yaşlarında birkaç suçlu hayatta kalmış olmasına karşın o dönemle yüzleşmeyi adeta tabu görmüştü. Dendiğine göre, o dönemde Frankist orduyla anayasa konusunda mutabakata varılmış, demokratik anayasa ancak böyle bir af yasası karşılığı çıkarılabilmişti. Yani İspanya’nın herkesin örnek aldığı demokrasiye geçişinin perde arkasında geçmişle yüzleşmeme koşulu varmış kısacası.


İspanya’dan Arjantin’e kayan dava

Ama her şeye karşın Franco dönemi suçlarının araştırılmasına bu kadar yıl sonra gösterilen tepkinin aşırı olduğunu kabul etmek gerekir. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda benimsenen evrensel normlara atıfta bulunan aynı Garzón, Şili’nin eski diktatörü Pinochet’e insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle dava açabilmiş, Şili ve Arjantin’deki diktatörlük rejimlerinde işlenen suçları soruşturabilmişti.


“Sanık sandalyesindeki yargıç”
 başlıklı yazımda aktardığım gibi, Garzón Yüksek Mahkeme’de bu konuda yetkisini aştığı gerekçesiyle ayrıca yargılandı. Üstelik bu davaya “Manos Limpios” gibi aşırı sağcı bir derneğin müdahil olması da kabul edildi. Gerçi Garzón bu davadan herhangi bir ceza almadı ama hakkında açılan ve “Gürtel” olarak adlandırılan iktidar partisi PP’nin yerel yöneticileriyle ilgili yolsuzluk davasında yasadışı telefon dinlettiği gerekçesiyle aldığı meslekten on bir yıl men cezası kariyerini fiilen bitirmiş oldu.

Yüksek Mahkeme’nin Garzón hakkında verdiği kararlar aynı zamanda Franco dönemi suçlarının İspanya’da kovuşturulmasının yasaklanması demekti. Kurbanların yakınları bu mesajı çoktan almış ve 2010’da davayı Arjantin’e taşımıştı. Garzón’un da Meclis İnsan Hakları Komisyonu danışmanlığı yaptığı Arjantin’de davaya yargıç María Servini de Cubría bakıyor.

Bu davada geçtiğimiz hafta medyamızda fazla yankı uyandırmayan önemli gelişmeler oldu. Bu gelişmeleri bir sonraki yazımda ele alacağım.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar