Ali Saydam
Dün bizim ajansta çalışan erkeklerin tamamını topladım ve sordum: “Bugünün uluslararası boyutta bir özelliği var mı?”
Cevap ânında geldi:
Var!.. Dünya Emekçi Kadınlar Günü…
Tebrik ederim bildiniz… Şimdi ikinci soru: Dünya Erkekler Günü var mı?
Bu sefer de cevap hiç gecikmeden geldi. Hem de hep bir ağızdan:
Yok !..
Dedim ki, “Tam da beklediğim cevap… Kadınlar Günü diye kendinizden geçiyorsunuz… Ancak Dünya Erkekler Günü’nden haberiniz yok…”
Oysa burunlarının dibinde arama motorları var. Üç kelime yazacaklar ve karşılarına hemen çıkıverecek: Uluslararası Dünya Erkek Günü, 19 Kasım…
Olay öyle yeni de değil hani, 1990’da ihdas edilmiş…
Aslında bu tür tüketim toplumunun ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiş günlere pek itibar etmeyiz ama, bu kadarı da olmaz, diye düşünüyor insan…
Anneler Günü / Babalar Günü’nde bir denge var hiç değilse… Erkeklerimizin Kadınlar Günü’nü kendilerinden geçercesine heyecanla kutlamaları kendi bilecekleri iş. Bir itirazım olmaz… Benim itirazım kendileriyle ilgili de bir günün varlığından bihaber olacak, araştırmaya bile gerek görmeyecek derecede kendilerinden geçmeleri…
Olayı çevrelerindeki kadınlara çiçek, böcek armağan etme, kadınları hediyelerle kutsama noktasına taşıyanları ne yapmalı… Bir riyadır gidiyor… Hele de kendisine ‘entelektüel’ diyen kesimde… Senenin 364 günü kadını horla. Sonra 8 Mart gelince “Kadın hakları!” diye tepin…
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Hocalarından Prof. Dr. Ali Murat Vural düşüncelerini bir mail ile iletmiş. Aynen alıyorum:
“Önce şu saptanmış cümleyi aktarayım:
‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bazılarının tek taş yüzük, çiçek ve akşam yemeği bahanesi değildir. ABD’de polisin grev yaptıkları fabrikayı kilitlediği için yanarak can veren 129 kadın işçinin ölüm günüdür 8 Mart.’
Ve ben de bir şey ekleyeyim:
Amerika’da yaşanan bu olaydan çok daha önce, İngiltere’de kömür madenlerinde çalışan kadınların 14 saat ve hatta daha fazla çalıştırılmaları, o sırada sıklıkla buralarda hastalanıp ölmeleri ve üstelik yaşadıkları tecavüzlere daha fazla dayanamayarak başlattıkları bir başkaldırı vardır, iz bırakmıştır. Ancak bu bir özel güne dönmemiş, yıllar sonra kazanıma dönüşmüştür. Bununla birlikte, ABD’de yaşanan yukarıdaki olaydan sonra, o yıllarda yaşanan bu isyan bir esin kaynağı olarak, çok daha büyük bir mücadelenin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu gün, o günün meselesidir.
Yakalanan her fırsatı, her konuyu, vahşi kapitalizmin mükemmel bir oyunu ile fan fin fon bakış ve argümanlara, çiçek böcek meselesine dönüştürmemek gerekir.
Arkasında çok büyük bir dram vardır konunun. Tıpkı düğün derneklerde milletin çıkıp ortada oynadığı, göbek attığı pek çok türkünün arkasında büyük dramların, acıların, hikâyelerin var olduğu gibi. Ne var ki günümüzün bazı kesimleri ‘Beşikten mezara ne eğlendik ne eğlendik beeee’ şeklinde bir yaşam anlayışı ile her şeyi bir eğlenme ve tüketim aracı olarak gördüğü için, maalesef pek çok değer çürüme içinde...”
Hocanın zihnine sağlık…
Sosyal medyayı Dünya Kadın Emekçiler Günü’nü (onu da Kadınlar Günü’ne çevirivermişler) bahane ederek adeta bir mesaj çöplüğüne çevirenlerin, magazin sayfalarında hangi haberlerle boy göstermekte olduklarını yakından izlemekte yarar var…
Suriye’de tutuklu bulunan kadınların özgürlüğü için Dünyanın 55 ülkesinden gelip Hatay’a hareket eden “Vicdan Konvoyu”, Eskişehir’de biraraya gelen “Vicdan Hareketi” gibi tek tük sesin dışında, sosyal medyayı yıkıp geçen kurum ve kişilerden hiçbirinin aklına Suriyeli Mülteci Kadınların, annelerin, genç kızların gelmemiş olmasını ne acıdır ki yadırgamadığımı üzülerek ifade etmek durumundayım…
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019