Alper GÖRMÜŞ
Biliyorsunuz, Mehmet Baransu imzasıyla 28 Kasım’da Taraf gazetesinin sürmanşetinde “Gülen’i bitirme kararı 2004’te MGK’da alındı” başlıklı bir haber yayımlandı.
Aynı gün, orada burada bu haberi benim iki yıl önce duyurduğuma, dolayısıyla da “eski” olduğuna dair çok sayıda iddia yer aldı.
Doğru, MGK’nın asker üyelerinin 2004 Haziran toplantısında hükümeti Gülen Cemaati konusunda sıkıştırdıklarını... Ağustos 2004 toplantısında ise bir tavsiye kararı aldırdıklarını ben 24 Şubat 2012’de Taraf’taki köşemde yazmıştım... Kaynağım ise Darbe Günlükleri’ydi...
Fakat bu, Baransu’nun haberinin “eski” ve önemsiz olduğunu göstermez; ortada bir belge ve o belgenin bütün ayrıntıları var.
***
Benim bugün başlayıp üç bölümde tamamlayacağım bu yazıdaki amacım başka... Ben, o kararın alındığı şartları incelemek ve ortaya çıkacak dönem bilgilerini söz konusu kararı yorumlamada kullanmak istiyorum...
Şöyle de söyleyebilirim: Bu yazılar üzerinden, o kararın, maddelerindeki açık ifadelere rağmen 2004’te Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) “Gülen Cemaati’ni bitirmek” için adım attığının belgesi olarak sunulup sunulamayacağını tartışmak istiyorum.
Türkiye’deki “iktidar”, “cemaat” bölünmüşlüğünün keskinliğine uygun bir biçimde, ikinci kesimden gelecek itirazları duyar gibiyim: “Kardeşim, imzalar ortada, hâlâ ne diyorsun sen?”
Şu aşamada bu sorunun sahiplerine sadece Türkiye siyaseti üzerine konuştuğumuzu, burada bazı şeylerin ilk anda göründüğü gibi olmayabileceğini hatırlatmak istiyorum... Biraz sabrediniz diyorum, o dönemi bir gözden geçirelim, sonra isterseniz “hâlâ ne diyorsun sen” diye sormaya devam edersiniz...
(Bu retrospektif sayesinde, belki bazı şeyleri zihnimizden biraz fazla uzaklaştırdığımızı da idrak etmiş oluruz.)
***
Filmin sonunu baştan söylemek gibi olacak ama: Ben o dönemin şartlarına baktığımda, 2004 kararının altındaki hükümet imzalarını, hükümetin “Cemaat’i bitirme” kararlılığı olarak değil; “hükümeti bitirme” kararlılığındaki darbeci generallere karşı hükümetin oyalama taktiği olarak değerlendiriyorum.
***
Yine de, burasının Türkiye olduğu uyarısını kendime de yapmak ve 2004 kararının başka okumalara da açık olduğunu belirtmek isterim.
O nedenle, kendimi, 2004 kararını AK Parti’nin “Cemaat’i bitirme” iradesinin belgesi olarak değerlendirenlerin ilave argümanlarını dinlemeye açık tutuyorum; özellikle de, bu tavsiye kararının hükümetçe yürürlüğe konulup konulmadığına ve hükümetin, başta MİT olmak üzere istihbarat kurumlarını harekete geçirip geçirmediğine dair argümanlarla ilgili olarak. (2004’teki MGK kararına dair daha önce yazdığım yazılarda ve İmaj ve Hakikat kitabımda ben de bu yönde sorular sormuştum.)
Hükümet, bu çerçevede en küçük bir adım atmadığını net olarak belirtti. Zaten, kararı izleyen yıllar boyunca da Cemaat’ten hiçbir sızlanma duymadık. Bu durumda, iddia sahiplerine bunun tersini gösterme yükümlülüğü düşüyor. Aksi takdirde, bu belge anakronik bir ittirmeceden fazla bir anlam taşımayacak.
***
Dünkü gazetelerde “dönemin koşulları”na dair bazı örnekler başlıklar halinde yer aldı. Ben, pek bilinmeyen birkaç ilave örnek üzerinden, o imzaların neden ilk anda akla getirdiği anlamı taşımadığını göstermeye çalışacağım. Yarın...
NOT: Bugün için söz verdiğim TESEV raporuyla ilgili ikinci yazımı 5 Aralık’ta yayımlayacağım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025