Alper GÖRMÜŞ
Acı sonuçlar üreteceğini bildiğiniz bir eylemi, gerçekleşmemesi durumunda daha acı sonuçların ortaya çıkacağı gerekçesiyle destekleyebilirsiniz... Fakat söylemek var, söylemek var...
Eylemi, üreteceği acı sonuçları hiç unutmadan yani kalbinizi taşlaştırmadan desteklerseniz diliniz başka olur, acı sonuçlarından keyif duyarak desteklerseniz başka...
Türkiye’de gazetecilerin kahir ekseriyeti, Türkiye’nin Afrin’e müdahalesini, başka hiçbir çaresi kalmamış bir ülkenin zorunlu savaşı olarak görüyorlar. Ben öyle düşünmüyorum, Gürbüz Özaltınlı gibi düşünüyorum (Serbestiyet, 27 Ocak) fakat burada bu varsayımı doğru olarak kabul edip devam edeceğim.
Cevabını aradığım soru şu: Türkiye’nin gazetecileri bu “zorunlu savaş”ı, üreteceği acı sonuçları hiç unutmadan yani kalplerini taşlaştırmadan mı destekliyorlar yoksa acı sonuçlarından keyif duyarak mı?
Destek ama nasıl bir dille?
Dediğim gibi, söylemek var söylemek var... Bunu en iyi, desteklerken nasıl bir dille desteklediklerine bakarak anlayabiliriz. Gazeteci, dilini kelime ve fotoğraf (daha geniş anlamıyla görsel malzeme) tercihleriyle oluşturur, dolayısıyla onlara ‘alıcı gözüyle’ bakmak gerekir.
Ben, aşağı yukarı yirmi yıldır savaş ya da savaş ihtimali durumlarında meslektaşlarımızın çocuksu heyecanını izleyip kayıt altına alıyorum. Bunu yaparken de kelime tercihlerinden çok fotoğraf tercihlerine bakıyorum, çünkü fotoğraf tercihlerinin duyguyu yansıtmada daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Tıpkı öncekiler gibi, Afrin’e yönelik Zeytin Dalı harekâtını haberleştiren gazetelerin birinci sayfalarının görsel dökümü de, sayfaları hazırlayanların çocuklar gibi şen olduklarını, tarifsiz bir heyecan içinde bulunduklarını gösteriyor. Bunun sadece ‘millî' bir heyecan olduğuna inanan, yanılır. Bu, ilaveten militerlikten ve dolayısıyla savaştan alınan hazla ilgili de bir şey.
Böyle olduğunu anlamak için, meslektaşlarımızın “millî” savaşlarda içine girdikleri tatlı heyecanın aynısını “bizi” ilgilendirmeyen savaşlarda da yaşadıklarına bakmak yeter. Fakat bugün sadece gazetecilerin “millî” savaşlardaki performansıyla ilgiliyiz ve bunun altında nasıl bir ruh hali yattığını birinci sayfaların görsel analizi üzerinden anlamaya çalışacağız. Bu amaçla önce içinde bulunduğumuz Afrin harekâtına dair performansın bir dökümünü yapacak, ardından da 11 yıl önce benzer bir durumda gazetelerimizin ne yaptığını o günlerde yaptığım başka bir döküme bakarak hatırlayacağız.
Böylece anlayacağız ki, birinci sayfalara yansıyan heyecan sadece ‘millî' bir heyecan değildir, militerlikten ve dolayısıyla savaştan alınan hazla ilgili de bir şeydir.
Söyleyeceklerim bu kadar, şimdi sizi 11 yıl arayla tuttuğum iki dökümle baş başa bırakıyorum.
21 Ocak 2018 tarihli gazetelerin birinci sayfaları
Zeytin Dalı harekâtı 20 Ocak sabahı başladı. Ertesi günkü bazı gazetelerin birinci sayfaları şöyle tasarlanmıştı:
Akşam: Bir savaş uçağı manşetin yanından, gazetenin sağ üst köşesinden pike yapıyor... Birinci sayfanın altında, namlusu sayfanın ortasına yönelik bir top, atışta... Sayfanın göbeğinde savaş uçaklarının vurduğu anlaşılan bir noktadan manşete doğru büyük bir duman kütlesi yükseliyor. Manşetin altındaki haritada Afrin’in etrafına yerleştirilmiş uçak, tank, obüs vb. maketler görülüyor.
Sabah: Logonun yanında, havada süzülen bir savaş uçağı... Manşet cümlesi, bir savaş uçağının vurduğu anlaşılan bir noktadan yükselen dumanların içine gömülmüş... Manşetin hemen altında, bir savaş uçağı ve gerisinde bıraktığı izle hilalin oluşturduğu görüntü yer alıyor. Sabah yazıişleri bu görüntüyü “Ey şanlı hilal” başlığıyla sunuyor. Onun hemen yanında üç jetin yan yana uçarlarken bıraktıkları izlerin fotoğrafı, onun da yanında uzaklarda bir yerlerden yükselen duman kütlesi...
Habertürk: Manşetin içinden çıkıp logo yönüne yükselen bir F-16... Birinci sayfanın, manşet alanının dışında kalan bölümünün tamamı dev bir arazinin görüntüsüne ayrılmış; arazinin birkaç noktasından dumanlar yükseliyor...
Güneş: Manşet alanında yine bir savaş uçağı aşağı doğru pike yapıyor (galiba manşete bir savaş uçağının yerleştirilmesi bir prensip meselesi). Manşetin yanındaki harita üzerinde muhtelif uçak ve tank maketleri... Güneş de Habertürk gibi sayfanın geri kalan kısmını her tarafından dumanlar tüten bir araziye ayırmış, haber başlıkları bu zeminin üzerine yerleştirilmiş.
Milliyet: En etkili görsel sunum ödülü belki de bu gazetemize verilmeli: Birinci sayfa silme üzerinde dumanlar tüten bir araziye ayrılmış, manşet ve sürmanşet dahil bütün haber başlıkları bu zemin üzerine çalışılmış... İki savaş uçağı birinci sayfanın sağ üst köşesinden sayfanın ortasına doğru pike yapıyor...
Sözcü: Biraz ‘özensiz’ gibi... Manşete tabii ki bir savaş uçağı eşlik ediyor, tabii ki bombalanmış bir noktadan yükselen duman fotoğrafı var, fakat biraz ‘sade’ gibi...
Star: Sayfanın sağ-üst köşesinden manşet cümlesine yönelmiş bir F-16’ya ilaveten başka bir savaş uçağı sayfanın göbeğine yerleştirilmiş... Sayfaların vazgeçilmezi ‘yükselen dumanlar’ fotoğrafının en başarılısı bu gazetemizde yer alıyor; öbür gazetelerdeki duman görüntüsü, Star’da dev bir ateş topuna dönüşmüş. Fakat bir tuhaflık var: Bu ateş topu bir şehrin içinden ya da hemen kıyısından yükseliyor. Oysa biliyoruz ki Türk Silahlı Kuvvetleri sadece dağları bombalıyor. Galiba bu bir haber fotoğrafı değil, belki eski bir görüntüdür ya da belki bir filmden alınmıştır.
Takvim: İşte Milliyet’in birinci sayfasıyla yarışabilecek bir görsel şölen: Manşete eşlik eden savaş uçağı standartına Takvim de uymuş fakat öbürleri, onun uygulamasındaki görsel etkinin yanına bile yaklaşamıyor. Şöyle ki: Takvim’in savaş uçağı, logonun hemen altında iki kanadı sayfanın iki kenarına değecek yani soldan sağa bütün sayfaya yayılacak biçimde (9 sütuna da diyebilirsiniz) sayfanın ortasına doğru pike yapıyor ve o kanatlar, tek kelimelik (‘Vurduk’) manşet cümlesini ‘taşıyor...’ (Hakkıyla anlatabildiğimi sanmıyorum, mutlaka görmelisiniz.)... Göbekte, Star’ın alev topuyla yarışabilecek bir alev topu ve sayfanın yarısı boyutunda bir komando fotoğrafı...
Vatan: Görsel standarta Vatan da uymuş. Onun uçağı logonon yanından aşağıya doğru hareketlenmiş olarak görünüyor. Bir başka standart olan duman da sayfanın göbeğinden yukarılara doğru yükseliyor.
Yeni Şafak: Vatan’la aynı.
Karar: Yeni Şafak’la aynı.
Hürriyet: Basınımızın amiral gemisi bütün hünerini, birinci sayfanın yarısını ayırdığı sürmanşet alanında gösteriyor. Türk gazeteciliğinin savaş haberlerinde uyguladığı iki standart da bu alanda toplanmış: Yan yana uçan üç adet bombardıman uçağı ve araziden yükselen dev bir duman kütlesi...
14 Kasım 2007 tarihli gazetelerin birinci sayfaları
14 Kasım 2007 tarihli gazetelerin birinci sayfaları da dev bir sınır ötesi operasyonun haberini veriyormuş... O günlerde yaptığım döküm de aynen şöyleymiş:
Sabah: Sürmanşette yaklaşık beş sütuna bir bombardıman uçağı, hemen altında, Kuzey Irak haritasının üzerinde gezinmekte olan (biri sınırdan giriyor) toplam beş Kobra helikopteri ve uçaklar.
Milliyet: Sürmanşette bir helikopter, ayrıca harita üzerinde iki helikopter. Devam sayfasında iki helikopterli haritanın daha büyük bir versiyonu.
Vatan: Birinci sayfada uçak ve helikopter yok, o açığı tam teçhizatlı bir komandonun fotoğrafı süslüyor. Altındaki yazıdan, onun aynı gün çatışmada hayatını kaybeden onbaşı Özkan Kılıç olduğunu anlıyoruz. Vatan, bombardıman uçağı ve harita üstü helikopter kontenjanını haberin devam sayfasında kullanmayı tercih etmiş.
Yeni Şafak: Sürmanşette, yaklaşık altı sütuna bir savaş uçağı… Devamda dağdan aşağı pike yapan bir F-16.
Star: Sürmanşette yaklaşık dört sütuna bir savaş uçağı, yanda, ayrı bir fotoğrafta iki helikopter. Devamda biri altı, biri beş sütuna helikopter fotoğrafları.
Hürriyet: Sürmanşette, sütun bilgisi veremeyeceğimiz bir savaş uçağı (çünkü Hürriyet’in uçağı öbür gazetelerin uçaklarının tersine yatay değil dik duruyor).
Akşam: Sürmanşette yaklaşık altı sütuna bir jet, onun yanında dürbünüyle uzaklara bakan bir mavi bereli asker.
Sizce bu dökümler sadece “millî” bir heyecanı mı yansıtıyor, yoksa başka heyecanlar da mı devrede?
Bir gazete hangi duygularla silah dergileri gibi donatılır?
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025