Alper GÖRMÜŞ
İktidara geldikten sonra bütün seçimleri kazanıp bir nesil boyunca ülkeyi yöneten partiler döneminin yerinde yeller esiyor. Artık böyle partilere ne Avrupa’da rastlanabiliyor ne de dünyada...
Bunun anlaşılabilir bir nedeni var: Son 30 yılda dünyada da tek tek ülkelerde de belirsizlik ve istikrarsızlık yaratan koşullar hâkim ve iktidarlar bunların yarattığı zorluklar karşısında kısa sürede yıpranıyorlar.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) iktidara geldiği 2002’den sonra yapılan “kısa sürede gidecek bir konjonktür partisi” yorumları da kısmen “zinde güçler izin vermez”e, kısmen de iktidarların uzun sürmemesinin bir kural haline geldiği dünyadaki yeni eğilime bağlanıyordu.
Bütün bunlar bir yana, Türkiye gibi zorluklarla dolu bir ülkeyi uzun yıllar boyunca yönetmek muhtemelen AK Partililerin dahi ancak temennilerinde yaşayabiliyordu.
Ülkenin ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise ümidini bu zorlu koşulların AK Parti’yi yıpratmasına bağlıyor, hiçbir şey yapmadan iktidarın kucaklarına düşeceğini hayal ediyordu: Armut piş ağzıma düş!
2002 seçimlerinden sonra Baykal ne demişti?
2002 seçimlerinde CHP Genel Başkanı Baykal’ın üç “sahne prensi”nden biri olan Yaşar Nuri Öztürk (öbürleri Zülfü Livaneli ve Bayram Meral) CHP’deki bu lapacı ruh halini çok güzel anlatmıştı: 2002 seçimlerinden hemen sonra… Seçim her zamanki gibi hüsranla sonuçlanmış… Öztürk, Baykal’a giderek mealen şöyle diyor: “Sayın genel başkan, yarından itibaren öyle bir hazırlığa başlayalım ki, Türk halkı, bunların morali hiç bozulmamış, iktidarı istiyorlar ve hak ediyorlar, desin.”
Baykal’ın cevabı (gene mealen): “Yaşar Bey, sakin olun, biraz oturup dinlenelim ve AKP’nin karşılaşacağı zorlukların altında ezilmesini izlemenin keyfini sürelim.” (Deniz Baykal, ne tazeyken ne de sonrasında bu iddiayı tekzip etmedi.)
Seçimlere giderken iktidarın ve muhalefetin halleri
Böyle böyle aradan 16 yıl geçti, bir erken seçim olmazsa bu süre 20 yıla bağlanacak.
Mart 2019’daki yerel seçimler çok ağır bir iktisadi kriz altında ve ülkenin kaynaklarının önemli bir bölümünün sınır ötesindeki askeri harekâtlara ayrıldığı bir dönemde yapılacak. Yani böyle bir dünyada ve ülkede 16 yıldır iktidarda olan ve ölümüne yıpranmış olması beklenen bir partinin kamuoyu desteği bir kez daha sınanacak.
Dünyadaki yaygın eğilime rağmen, ülkedeki zorlu koşullara rağmen AK Parti’nin bu seçimlerden de zaferle çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu iddia edeceklere hiç tereddüt etmeden “saçmalama” diyemiyorsak, bunun faturasını kime çıkartacağız?
Faturanın adresi belli: Başta ana muhalefet olmak üzere, topluma, “Bizim iktidarımızda daha mutlu olacaksınız, refahınız artacak, geleceğinize daha güvenle bakacaksınız” duygusunu geçiremeyen muhalefet partileri...
Parlamentodaki dört parti arasında iç çekişme yaşamayan, tam tersine seçimlere odaklanmış partileri sayın desek, aklınıza iktidar partisinden başkası gelir mi?
Üç muhalefet partisi iç çekişmelerle boğuşurken 16 yıldır iktidarda olan ve yıpranmış olması beklenen partinin sapasağlam seçimlere hazırlanıyor olması izâhı çok zor bir tablo çıkartıyor karşımıza.
CHP’ye biraz daha yakından bakalım
Öbürlerini ihmal edip CHP’nin durumuna biraz daha yakından bakalım...
Bu partideki kurultay delegelerinin yarısına yakını, CHP’nin silkinebilmesinin yegâne yolunun mevcut liderin ve yönetimin gönderilmesi olduğunu kayda geçirdi. Bu ‘yarım’ın iddiasını sınama şansını yakalayabilmesi için yerel seçimlerde CHP’nin yenilmesi gerekiyor! Böyle olmaz da CHP yönetimine ‘bakın, yenilmedik’ deme fırsatı verecek birkaç puanlık bir artış, CHP’yi kurtaramasa da CHP yönetimini kurtarır!
Peki, bu koşullarda kurultay talepleri reddedilen delegeler ve CHP içinde onlar gibi düşünen partililer, açıkça ifade edemeseler de şu iki sonuçtan hangisi gerçekleştiğinde gizlice sevinirler: CHP’nin ve yönetimin kılçıksız bir yenilgisine mi, yoksa CHP oylarının birkaç puanlık bir artışına mı?
Böyle dendiğinde kurultaycı muhaliflerin ‘ne münasebet’ diyeceklerini biliyorum, fakat bildiğim bir şey varsa, o da o ‘ne münasebet’in içinin tamamen boş olduğudur.
CHP, yarısının ruh hali işte böyle olan kadrolarla bu seçime giriyor. Haziran seçimlerinin CHP seçmeninde yarattığı depresyon da ortada... Dolayısıyla bu seçimlerde, daha önceki, kof da olsa, “Bu defa farklı, bu defa iktidarız” duygusu bile ortaya ortaya çıkamayabilir.
Bu ittifak tablosunda Ankara ve İstanbul
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde partisinin hiçbir partiyle ittifak yapmayacağını açıkladığı basın toplantısında Ankara ve İstanbul seçimlerinin sembolik önemine dikkat çekerek şöyle dedi:
“Yiğit düştüğü yerden kalkar. Biz Ankara ve İstanbul'u kaybettik. O günden sonra Türkiye'de bugünkü iktidarın kadrolarının kamu gücünü eline geçirmek ve oradan başlayan bu sürecin sonunda bu noktaya kadar geldiler. Önümüzdeki seçimler yiğidin düştüğü yerden kalkacağı seçimlerdir. Nerede kalmıştı bu süreç, bu korku filmi nerede başladıysa orada bitecek. Ankara ve İstanbul alınacak. İstanbul ve Ankara'nın alınışı da 3 büyük şehri elinde bulunduran CHP'nin önümüzdeki süreçteki yükselişinin ilk başarıları, ilk işareti olacaktır."
Şayet bu gerçekleşirse, siyasi atmosferin temelden değişeceği doğru bir tespit. Zaten öyle olduğu, AK Parti’nin bu iki ile, özellikle de İstanbul’a verdiği önemden belli. Gizlemiyorlar; hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” dahi dedi.
Peki, bu kadar önemli Ankara ve İstanbul seçimleri konusunda CHP ne yapıyor? Görüldüğü kadarıyla ortada kuvvetli bir inançtan fazla bir şey yok; bu çok de, yeter mi?
İktidar cenahında da var ondan, fakat fazlası da var. Tam bu noktada orada, MHP ile AK Parti arasında pişirilmeye çalışılan ittifak hamlelerine bir göz atmak isabetli olur.
AK Parti ve MHP oylarının toplamı?
İttifak meselesinde çok ilginç bir tablo çıktı ortaya... Seçimlerden önce Cumhur İttifakı’nın seçim sonrası dağılacağına, buna karşılık muhalefetin oluşturduğu Millet İttifakı’nın süreceğine dair bir izlenim vardı ortada. Fakat seçimlerden sonra bu tablo tam tersine döndü ve şu anda da Kasım 2019’daki yerel seçimlerde AK Parti ve MHP’nin ittifak edeceği neredeyse kesinleşmiş gibi.
Öte yandan Millet İttifakı’nı oluşturan bütün muhalefet partileri seçimlerde hiçbir partiyle ittifak yapmayacaklarını üzerine basa basa belirtiyorlar.
Şayet iktidar partileri muhalefete sol gösterip sağ çaktıysa, yani ittifak yapmayacağız deyip muhalefet cephesini dağıttıktan sonra yeniden ittifak kurmaya yöneldilerse, bu, AK Parti’nin Ankara ve İstanbul’u kaybetme ihtimalini ortadan kaldıran bir oyun olur.
Neden böyle olduğunu anlamak için AK Parti ve MHP’nin bu büyükşehirlerdeki toplam oylarına bakmak yeter. Bakalım:
24 Haziran milletvekilliği seçimlerinde Ankara’da AK Parti ve MHP’nin toplam oyları yüzde yüzde 53.6...
Öbür partiler seçime tek tek gireceğine göre, bunu muhalefetin en yüksek oy alan partisi CHP ile karşılaştırmamız gerekir. CHP’nin Ankara’daki oyu yüzde 26.
İstanbul’da ise oranlar şöyle: Cumhur İttifakı yüzde 51, CHP yüzde 27.
Bu durumda Ankara ve İstanbul’u CHP nasıl kazanacak? CHP sözcüleri, CHP dışından seçmenlerin de oy vereceği adaylardan söz ediyor ama bu kadar farkı hangi aday kapatacak? Ayrıca: CHP tabanı ve kadrolar CHP dışından aday imâ eden bu açıklamalardan memnun mu?
CHP’nin mevcut hali ve muhtemel bir AK Parti – MHP ittifakının yaratacağı atmosfer, şimdiden görünen köy kılavuz istemez dedirtmiyor mu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025