Atilla YAYLA
Dünkü yazımda Zaman Gazetesi’ne kayyum atanması hakkında medya çevrelerinde dolaşan bilgileri ve yorumları derlemiştim. Bugün bu olayı ayrıca ele almak istiyorum.
Zaman gazetesine kayyum atanması kararına iki keskin bakış var. Biri atamayı haksız ve yanlış diğeri haklı ve doğru buluyor.
İlki diyor ki, Zaman bir gazeteden ibarettir. Şimdiye kadar sadece gazetecilik yapmıştır. Gazeteye kayyum atanması gazetenin gasp edilmesi anlamına gelmektedir. Aynı zamanda, kuşku yok ki, bu basın özgürlüğüne bir darbedir. Bu gelişme Türkiye’yi demokrasiden ve hukuk devletinden biraz daha uzaklaştırmıştır. Keyfî ve “otoriteryen yönetimi” güçlendirmiştir.
İkincisi diyor ki, Zaman sıradan bir gazete değildir; bir suç örgütünün uzantısıdır. Asıl sahibi ve idarecisi suç örgütünün başıdır. Gazete suç örgütünün sahte delil üretme, kumpas düzenleme çalışmalarında görev almaktadır. Bunun çok sayıda örneği ve delili vardır. Bu suç örgütü terör örgütüdür. Açılan davaların iddianamelerinde bu vurgulanmaktadır. Nasıl ki ABD’de El Kaide’nin bir yayın organına sahip olması düşünülemezse Türkiye’de de bir terör örgütünün gazetesinin olması düşünülemez, buna izin verilemez. Bu yüzden gazeteye kayyum atanması normal hatta gecikmiş bir adımdır.
Gerçek nerede yatıyor?
Sürmekte olan savaş aynı zamanda bir istihbarat savaşı. Biz sıradan vatandaşlar olarak istihbarat örgütlerindeki her bilgiye sahip değiliz. Bu yüzden, tam bilgiye dayalı yorum yapma imkânından mahrumuz. Nitekim bendeniz analizlerimi açık -herkesin ulaşabildiği- kaynaklarda yer alan bilgilere dayandırmaktayım.
Gülen Cemaati içinde çeşitli suçlar işlemiş bir OY(Otonom Yapılanma) olduğu kesin. Bu yapılanmaya terör örgütü denebilir mi, emin değilim. Hatırlanacağı üzere bu adlandırmayı OY icat etti. OY daha önce elinde olan Özel Yetkili Mahkemeler aracılığıyla eski GKB İlker Başbuğ’a karşı “terör örgütü lideri” suçlamasını kullanmıştı. O zaman bunu garipsemiştim. Şimdi de OY’ya terör örgütü denmesi bana yeterince ikna edici görünmüyor. Bildiğim kadarıyla bir terör eylemleri yok.
Ancak, terör örgütü demenin zor olması organize bir suç örgütünün varlığı gerçeğini değiştirmiyor. Teşhiste zorluk bu yapılanmanın devlet dışında değil devlet içinde teşkilâtlanmış olmasından kaynaklanıyor. OY mensuplarının en operasyonel olanları devlet memuru sıfatını taşıyanlar. Nitekim OY’nın polis ve ordu içinde – yani silahlı- elemanlarının olduğu kesin. Bu OY’yı terör örgütü olarak nitelendirmeye yeter mi, bundan da emin değilim. Ama “organize suç örgütü” sıfatının OY tarafından tartışmasız hak edildiği kanaatindeyim.
OY geniş bir ağ üzerine oturtulmuş. Bu ağda yayın organları da yer alıyor. Bu yayın organlarının sivil ve/veya resmî kişi ve gruplara karşı kumpaslar ve tezgâhlar düzenlenmesine, sahte deliller üretilmesine, düzmece davalar hazırlanmasına katkıda bulunduğuna, OY’nın alandaki operasyonlarına destek verdiğine dair pek çok delil var. En azından üç büyük şehirdeki çöken casusluk davaları bunu ispatlamaya yeter. Dolayısıyla, OY’nın uzantısı ve destekçisi olan medya dışı ve medya içi her kuruluşta görev yapan kimselerin bazılarının suça bulaşmış olması ihtimâli göz ardı edilemez.
Ancak, bu söz konusu yayın organlarında çalışanların hepsinin peşinen suçlu olduğu, suçla mücadele ve suçlulara ulaşmak için gazetelere el konması gerektiği anlamına gelmez. Daha önce de yazmıştım, bence takip edilmesi gereken yol şirketler meselesinde olsun yayın organları meselesinde olsun toplu el koymalar veya suçlamalar yerine hakkında somut suçlara bulaştığına ilişkin kuvvetli deliller olan kişiler hakkında hukukî takibat yapılması.
Bunun dışına taşmak istenmese de yanlışlara ve mağduriyetlere sebep olabilir. Bu da OY ile mücadelede en önemli güç kaynağı olan ahlâkî meşruiyetin kaybedilmemesine veya zayıflamasına yol açabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019