Aydın Selcen
Beştepe’de VIP Cuma namazına davet üzerine katılanlarla, gasilhanelerde omuz omuza saf tutarak yakınlarının cenaze namazlarını kılıp, camiye uğramadan alelacele kabristanlara gidenler aynı gemide mi? Bir telefonla damacana suyu evime getiren dağıtımcıyla, ben aynı gemide miyim?
.
Uzun masanın ucunda, en yakınındaki yetkiliye üç metre sağlık aralığı bırakarak oturmuş cumhurbaşkanı. Sözkonusu sair mutad zevat, ki çekirdek yönetici ekip eni konu dört kişi, ise diz dize sıkışmışlar. Ekranda Dışişleri Bakanı var. “Yerimiz dar” diyor güleç çehresiyle. Cumhurbaşkanı da “ha, sen yeni bina istiyorsun” diye latife yaparak, gülüyor. Biz yönetilenlerle bu sahne özellikle paylaşılıyor. Herhalde amaçlanan “ne güzel aile ortamı” dememiz ve çayımızdan bir yudum alıp “aziz Allah” diye iç geçirmemiz, bilemiyorum.
Yine herhalde hava yolu şirketlerine destek amaçlı KDV indiriminin, Covid-19 küresel salgınıyla yerel mücadele kapsamında “önlem” kabilinden açıklanmasının ardından uçak yolculuğu yasaklanıyor. Diğer yanda, Kanal İstanbul için tarihi taşköprü taşıma ihalesi yapılıyor. Heyet, plastik eldivenli ve maskeli. Ardından Ulaştırma Bakanı görevden alınıyor. Bir kere daha bilemiyoruz, sözkonusu tasarruf da salgınla mücadele kapsamında mı?
Bu bağlamda görev paylaşımı yapılmış. Örnekse Sağlık Bakanlığı 65 yaş üzerindekilerin evlerinden çıkmalarını yasaklıyor. İçişleri Bakanlığı da sahillerde yürüyüş yapmayı ve balık tutmayı. Diyanet İşleri Başkanlığı’na terettüp eden vazife ise yatsı ezanının ardından şerefelerden sela ve korona duası okutmak. Yöntemin işe yararlığının daha önce sınırötesi harekâtlarda ve darbe girişimin savuşturulmasında kanıtlanmış olduğu düşünülüyor olsa gerek. Belki ülke sathında tüm din görevlilerinin sağlık çalışanlarına destek vermesi sağlansa daha somut sonuç elde edinilebilirdi.
Sorgulayamıyoruz. Küresel salgın dahi merkezi yönetimin CHP tarafından kazanılan büyükşehir belediyeleriyle işbirliğine gitmesi bir yana sadece iletişime geçmesini dahi sağlayamıyor. HDP’nin belediyelerine kayyım atanmasına ise zaten hız kesmeden devam edildiği gibi, TBMM’de temsil edilen partilere çıkarılacak af konusunda bilgi verilip, destek aranırken HDP her zamanki gibi yok sayılıyor. İstanbul’un, ABD’de New York gibi kendiliğinden ülkemizin korona merkezi olacağı belliyken, Ekrem İmamoğlu’nun sahra hastaneleri kurmak ve kapatılan Atatürk Havalimanı’nı bu yönde kullanıma açmak gibi en sade ve akla yatkın önerileri bile duyulmuyor. Onun yerine kendilerince bir iktidar ve halkla ilişkiler mücadelesi adına valilik üzerinden devreye giriliyor.
Kaynak: FT Ülke ülke korona virüsünün yayılma hızını gösteren grafik
Konuştuğum bankacı gibi beyaz yakalılar da, üretim zincirlerinde yöneticilik görevi yapan, kendi işletmesi olan tanıdıklarım da işlerine gidip gelmek zorunda olduklarını söylüyor. İnşaatlar başta, normal koşullarda dahi sağlıkları fakirlikten ve denetimsizlikten ötürü risk altında olan işçiler de çalıştırılıyor. Bakınız, başka benzerleri de vardır ama şurada söylemek istediğimi açlıktan öleceğine, hastalıktan ölmeyi yeğlediğini aktaran bir kamyon şoförü gayet açık seçik anlatmış. Anayasamızda yazdığı gibi sosyal devletsek, devletin halka “siz sağlığınızı koruyun, hayatınızı sakının, gerisini merak etmeyin, biz size bu badireyi atlatıncaya dek bakarız” diyebilmesi gerekmez miydi?
Böylece ayrışıyoruz dünyadan. Ne Japonya, Kore gibi yaygın tarama ve disiplinle, ne Batı Avrupa gibi sokağa çıkma yasakları ve tam yalıtımla değil derme çatma, karman çorman bir sözde önlemler demetiyle, tevekkül telkin edip, gayriciddi bir tavır takınarak ayrışıyoruz. Aklımız dezenfektan üretip, satarak fırsattan istifade bir voli vurmakta. Üzerimize gelen dev dalganın ayırdında değiliz. Dolayısıyla, Covid-19 sonrası dünyada toplumsal mesafelenmenin kalıcılığı, dijitalleşme dönüşümünün derinleşip yaygınlaşacak oluşu, otoriter ve popülist liderlerin devletin, kamunun geri geliyor olmasını kendilerine yontacakları gibi temel konular üzerinde düşünüp, yazamıyoruz.
Beştepe’de VIP Cuma namazına davet üzerine katılanlarla, gasilhanelerde omuz omuza saf tutarak yakınlarının cenaze namazlarını kılıp, camiye uğramadan alelacele kabristanlara gidenler aynı gemide mi? Bir telefonla damacana suyu evime getiren dağıtımcıyla, ben aynı gemide miyim? Bunları geçtim, girizgâhta takdim ettiğim mutad saray zevatıyla, Sağlık Bakanı’nın kendi ve Bilim Kurulu aynı geminin köprüüstüyle, makine dairesi mi? Adına istediğiniz kadar terörizm, casusluk ne derseniz deyiniz hepimizin siyasal rehine olduklarını bildiğimiz Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala başta tüm tutuklu siyasetçi, gazeteci, sivil toplumcular da değil yurttaş insan yerine konulmuyor maalesef. Havanda su dövüyoruz, çok yazık oluyor. Bari gözbebeğimiz hekimlerimizi, sağlık çalışanlarımızı koruyabilsek.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024