Ayhan ONGUN
TBMM’ nde son anda kabul edilen 3. Yargı paketini referans göstererek yapılan tahliye başvuruları, mahkemeler tarafından görüşülmeye başlandı.
Uzun tutukluluk süreleri ve geciken adaletin, toplum vicdanında yarattığı rahatsızlığı gidermesi açısından olumlu görebileceğimiz bu yeni yasal düzenleme, kimi sorunları da beraberinde getireceğe benziyor.
Aynı tür suçlarla yargılanan kimi sanıkların tahliye edilip, aynı durumda bulunan kimi sanıkların başvurularının mahkemeler tarafından kabul edilmemesi yeni tartışmalar ve polemikleri gündeme getirecektir.
Bu yargı paketiyle kaldırılması kararlaştırılan Özel yetkili Mahkemeler üzerinden yargı sistemine ve bu mahkemelerde görev yapmış hakim ve savcılara yönelik insafsız suçlamalar da belli kesimlerde rahatsızlık yaratıyor.
Demokratik bir ülkede hukuk sistemi içerisinde bu tür kurumların olması elbette doğru değil, ancak olaylara objektif ve önyargısız bakacak olursa; bu gün devam eden kimi davaların, özel yetkili savcılar olmasa, açılabilmesi mümkün olabilir miydi?
Yetkilerini hazmedemeyen, kimi davalarda duygusal ya da yanlı davranan, gereksiz yere durumdan vazife çıkaran yargı mensupları olmuştur. Tıpkı üstüne vazife olmadığı halde gereksiz yere vatandaşın özel yaşamına müdahale sayılabilecek uygulamalar yapan güvenlik görevlileri olduğu gibi.
İktidar partisinin memuru gibi davranan kamu görevlileri, sorumsuz açıklamalarıyla yurttaşlar arasında nifak tohumları serpen bakanlar, kimin kaç çocuk yapacağına karışan, sanat ve sanatçıları aşağılayan başbakanlar olduğu gibi………….
Demokratik bir hukuk devletinde özel yetkilerle donatılmış bu tür mahkemelerin varlığını kuşkusuz savunamayız. Ancak işimize geldiğinde “bu ülkede demokrasi yok” deyip, sonra da özel yetkili mahkemelerin varlığını, demokrasi adına sorgulamak ne kadar inandırıcı olur?
Hangi savcı, Ergenekon sürecinde o kozmik odalara girebilir, o anlı şanlı paşaları gözaltına alabilir, sorgulayabilirdi?
Askeri ve bürokratik vesayetin bu denli geriletilmesinde bugün kaldırılması kararlaştırılan özel yetkili mahkemelerin hiç mi payı ve rolü yoktur?
Bu kurumlarda cansiparene, kelle koltukta görev yapan dürüst savcı ve yargıçlara haksızlık etmiyor muyuz?
Tüm bunları söylerken özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına karşı olduğum anlaşılmasın. Ancak ülkemiz demokrasi tarihinde yer alacak çok önemli davalarda cesurca, gözünü budaktan esirgemeden darbecilere karşı mücadele vermiş savcı ve yargıçların da hakkını teslim etmek gerekir, diye düşünüyorum.
“Çoluk, çocuk demeden rövanşını alacağız” diyen paşalar yarın tahliye olduğunda kahramanlar gibi karşılanacak, gecesini gündüzüne katıp, geçmişteki darbe girişimlerini araştıran, faili meçhul cinayetlerin ortaya çıkması için çaba gösteren yargı mensuplarına neredeyse suçlu gibi davranacağız. El insaf!.............
Ayırım yapmadan tüm yargı mensuplarını AKP iktidarının memuru gibi göstererek itibarsızlaştırmaya çalışanlar, başından beri darbecileri ve onların yaşamın tüm alanlarındaki işbirlikçilerini savuna gelmişlerdir.
Bugün de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılacak darbecileri; topluma kahraman gibi lanse etmeye çalışacak, darbeleri yargılamaya çalışanları suçlu gibi göstermeye çalışacaklardır.
Yargılama süreçlerinde kimi haksızlıklar, uzun tutukluluk gibi kamu vicdanını rahatsız eden uygulamalar yapılmış olsa da özel yetkili mahkemelerin görmekte olduğu davalar sonuçlandırılmadan bu ülkede demokrasiden nasıl söz edeceğiz?
Üstelik tam da belgelerin, yeni tanık ve itiraflarla kanıtlanmaya başlandığı, kamuoyu vicdanında darbecilerin mahkum olduğu, toplumda barış isteyenlerin daha etkili olduğu ama bir yandan da savaş rüzgarlarının estirildiği kritik bir dönemde.
Yeni Anayasa yapım sürecine girdiğimiz şu günlerde gerçek anlamda insan hakları, özgürlükler ve hakların güvenceye alınması; yeni, çağdaş, sivil bir anayasanın; bu coğrafyada yaşayan herkesin eşit yurttaşlık haklarına sahip olacağı bir toplumsal düzenin oluşturulmasının yolu diyalogdan geçiyor.
Ancak ne Kemalizm, ne de komünizm diyalog ideolojileri değildir. Ne Kemalistler kemalizmin, ne de komünistler komünizmin değişen dünyada ve ülkemizde yaşam ve siyaset içerisinde karşılık bulmadığını kabul etmek istemiyorlar.
Sol, ideolojik kabullerle hareket etmekten vazgeçmediği gibi, dünyayı değiştirme talebinin yalnız işçi ve emekçiler için değil halkın tümü için geçerli olması gerektiğini anlamak istemiyor.
Var olan sorunları kendi iç dinamikleriyle ve diyalog yöntemiyle çözmek yerine, kendisine olmadık misyonlar yüklemeye çalışan iktidar; giderek kendi sonunu hazırlıyor.
Yeni şeyler söyleme becerisini gösteremeyen, iktidar hedefine yönelmeyen, topluma heyecan veremeyen muhalefet; hala çözümü kendi dışında aramaya ve halkın en geniş kesimleriyle diyalog yerine yine ve yeniden statükoyla uzlaşma çabalarını sürdürüyor.
Sivil Toplum Kuruluşları, sisteme muhalif olmak yerine iktidara yakın durma, kendi yarattıkları korkularla mücadele etmeye çalışıyorlar.
Dünyada her şey değiştiği gibi üretim ilişkileri de insan ilişkileri de sosyal ilişkiler de farklılaşıyor, yeni biçimler alıyor.
Hangi yol ya da yöntemi kabul ederseniz edin, en geniş toplumsal diyalog ortamını yaratmadan, birbirimizi anlayabilecek, konuşabilir durumda olacak iklimi oluşturmadan ne demokrasi ne de barış; kaf dağının ardındaki hedef olmaktan başka bir anlam ifade etmez.
Önemli olan, dağın bu yanını görebilmektir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- SU AKAR, YOLUNU BULUR!
19.08.2021 - İKTİDAR ÇOCUKLARINI KURBAN VERİYOR!
31.03.2021 - ÖĞRETMEN OKULLARININ EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ YER
17.03.2021 - BOĞAZİÇİ’NDE NELER OLUYOR?
3.02.2021 - AK PARTİ KİMLERİ TEMSİL EDİYOR?
23.10.2020 - DEVLET KİN GÜDER Mİ?
30.09.2020 - CHP KURULTAYININ ARDINDAN
28.07.2020 - GENÇLERİ DOĞRU ANLAMAK GEREK
19.05.2020 - İSTİM ARKADAN GELİR Mİ?
15.05.2020 - HER ŞEY BİR VİRÜSLE BAŞLADI……….
19.03.2020
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































hayri irdal
margulies gerçekle yalanı harmanlayıp hepsini beraber yutturmaya çalışıyor. ergenekon vardır ama soner yalçın, tuncay özkan ergenekon değildir. balyoz davasında suçlama konusu belgeler belge değil bilgisayar dosyasıdır. law silahı kullanıldıktan sonra bir borudur, boş kovan gibidir. işe yaramayacak borunun saklanıp bulunması açık bir fabrikasyon delil komplosudur. ve halka asıl dayatılan şey kemalizm değil, dindar sünni yaşam tarzıdır. hayatında taşrada yaşamamış birisi anlayamaz bunu elbette..
Ad Soyad Giriniz...
ne zaman kemalizm le ilgili bir yazı okusam Cemil Meriçin sözünü hatırlarım Aydınların aydınlatamadığı halkı,soytarılar aldatır... üzgünüm ama öyle bence sizler Özel yetiştirilmiş "akvaryum aydınlarısınız"kemalizm i ve stratejik derinlik gibi tezleri elbetteki anlayamazsınız Epistemolojik kimlikleriniz bunu anlamaya müsâit değil...