Berrin Sönmez
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken ataerkil şiddetin cinayet boyutunda gözle görünür bir artış yaşanıyor. Cins kırımı seviyesine yükselen ataerkil cinayet haberlerinde yani ancak öldürüldükten sonra gündemde kendisine yer bulabiliyor kadın. Kadın örgütlerince şiddetle mücadelenin, TBMM tarafından özel gündemle ve gün boyu her yönüyle ele alınması beklenirken parlamentonun kadını yok saydığını söylemek abartı olmaz. Evlerinde, işyerlerinde veya kamusal alanda kadınlara yönelik şiddet, yasama organında gündeme giremiyor.
16 Ekim-15 Kasım arasındaki bir aylık dönemi içeren Meclis İzleme Raporu -2, EŞİK-Eşitlik için Kadın Platformu tarafından geçen cuma günü yayınlandı. Rapora göre izlenen bir aylık sürede yasama organınca kabul edilen yasalar arasında kadının adı geçmiyor. Parlamentonun, şiddetle mücadele veya kadın lehine herhangi bir yasama faaliyeti yürütmediği bu bir aylık sürede son bir yılın en yüksek ataerkil cinayet sayılarıyla çalkalandı toplum. Ancak TBMM Başkanlığı hâlâ şiddetle mücadele özel gündemiyle toplanma yönünde harekete geçmiş değil. Tersine bu bir aylık sürede ismi kadına yönelik şiddetle birlikte anılan bir milletvekili tam da kadına yönelik şiddetin gündem olması gereken bir oturumda Plan Bütçe Komisyonu'na başkanlık yaptı. Ev emekçisi Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümüyle ilişkisinin yeterince soruşturulmadan kapatıldığı kanaati topluma hakim olan patron/milletvekili Şirin Ünal’ın Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi görüşülürken komisyonun başkanlığını üstelenmesi, kadınlara ama daha önemlisi şiddetle mücadele ilkelerine meydan okumak gibiydi. Parlamento kadına yönelik şiddeti önleme konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmek yerine ismi kadına yönelik şiddetle anılan bir vekile, şiddetle mücadelenin gündem olacağı bir oturumda komisyon başkanlığı yaptırmakla sadece Nadira’nın hayatını, şüpheli ölümünü değil ataerkil şiddetle öldürülen bütün kadınlar için yürütülen adalet arayışını yok saydığını ilan etmiş oldu.
Rapora göre kadına yönelik şiddet, şiddetle mücadele ve kadınları doğrudan ilgilendiren toplumsal sorunlar, liderlerin grup konuşmalarında HDP hariç ancak saniyelerle kendisine yer buldu. Mecliste grubu bulunan beş siyasi partinin her hafta gerçekleştirdiği grup toplantılarında bir aylık süre boyunca kadının payına düşen zaman: HDP 37 dakika, CHP 15 saniye, İyi P 6 saniye idi. İktidar bloku ise grup toplantılarında kadına bir saniyeliğine dahi yer vermedi. Cinayetler bunca artmışken üstelik çoklu bıçak darbeleri ve boğaz kesmelerle iyice vahşileşerek, uzun süreli acı çektirme ve eziyetle işlenirken bu toplumsal yara siyasetin gündemine giremiyor.
Ancak imam-cemaat benzetmesinde olduğu gibi parlamentonun yok saydığı kadının toplumsal statüsü camiden dışlanmak için kadına yönelik hak ihlalinin medya aracılığıyla meşrulaştırılması şeklinde karşımıza çıkıyor. Son hafta medya gündeminde hayli geniş yer tutan Eskişehir Medine Camii hakkındaki haberler, kadına yönelik şiddetin bir parçası. Basın yayın organları, “cemaati canından bezdiren kadın, camide huzursuzluk çıkaran kadın” başlıklarıyla televizyon ve gazete haberlerine taşıdığı olayda kadına yönelik hak ihlalini görmedi. Yetmezmiş gibi, kadının haklarını ihlal eden tarafın diliyle topluma yansıtmayı seçti. Camide namaz kılmak istediği için suçlanıyor bir kadın ve basın kadına camide yer tanımayan zihniyetin “çirkeflik yapıyor” iddiasını bile haberine taşımaktan çekinmiyor. Oysa cami içinde darp ediliyor kadın. Camide yatsı namazından sonra üzerine kapı kilitlenerek hürriyetinden yoksun kılınıyor. Basına servis edilen fotoğraflarda, erkeklerle aynı safta ve üstelik başı açık namaz kılıyor gibi gösteriliyor. Şimdi o kadın bu fotoğrafın üzerinde oynandığını, sahte olduğunu ispata çalışıyor.
Peki neden bir kadınla bu kadar uğraşır cami cemaati, bir tek kadın camide nasıl olur da bütün erkekleri rahatsız eder, sorularını düşünmek ve cevap bulmak için de hem feminist hem dindar olmak gerekir. Camilerin iç mekanlarını, cemaatin halini tavrını bilmek ve kadının ibadet hakkını erkeklerle eşit biçimde kullanması gerektiğini düşünmek gerekir bu soruları sormak için. Dolayısıyla öncelikle Müslüman feministler ulaştı Aynur Eken’e ve yaşananları bir de ondan dinlemek istedik. Tahminlerimizde de haklı çıktık. Aynur Eken toplumdaki en keskin eril alanlardan birisinde söz sahibi olmuş. Cami dernekleri, mahalle kahvelerinden bile daha eril ortamlardır bu ülkede. Cami derneklerinde kadın üyelere rastlamak bile pek mümkün değildir. Ancak Aynur Eken 2012-17 arasında beş yıl cami derneği başkanlığı yapmış. Medine Camii’nin yapılış ve hizmete açılış sürecini içeren bu beş yılda gerek dernek başkanlığı, gerek bedenen inşaatta çalışma ve gerekse sattığı iki dairesinin bedelini cami inşaatına bağışlayarak çok yönlü emek vermiş.
Camide kadın mahfili olarak da kullanılan Kuran kursu pandemi nedeniyle kapalı tutulduğundan kendisine namaz kılmak için bir köşe ayırmış. Ancak cemaat ve ilgili din görevlisi, caminin dışındaki imam odasında namaz kılabileceğini söylüyor ve camiden dışlamaya çalıyorlar. 5 Kasım günü kendisini camiden çıkarmak isteyenlerce darp ediliyor. Aynur, varlığından rahatsız olanlarca camide kilitleniyor. Polis tarafından kapı açılarak çıkarılıyor camiden ve hastaneye sevk edilerek uğratıldığı şiddet raporla tespit ediliyor. Camide bir kadına şiddet uygulanması, din görevlisinin bu şiddete adının karışması üzerine il müftülüğünün tavrını sorgulamak da gerekir elbette. Yazık ki Eskişehir İl Müftüsü telefonlarıma çıkmadığı için konu hakkındaki görüşlerini aktarmam mümkün olmadı. Sadece bir müftülük personeli konuyla ilgili inceleme başlatıldığını belirtmekle yetindi. Ancak söz konusu incelemenin Aynur Eken’in şikayetiyle değil Aynur’dan rahatsız olanların CİMER başvurusu nedeniyle başlatıldığı da söylendi.
Anlaşıldığına göre Aynur’un sahte olduğunu ispat etmeye çalıştığı, basında yer alan fotoğraf dayanak gösterilerek şikayet edilmiş. Oysa Aynur Eken’in bana gönderdiği fotoğrafa göre o, kafesli bir paravan yaptırarak arkasında namaz kılmak istemiş. Aynur’un aktardığına göre paravan yıkılmış, karşı tarafın iddialarını desteklemek için kullandığı fotoğraflarda bir siyah perde kullanılmış. Ama ne tuhaftır ki iddia ettikleri o perdeyi yaptıran kadın cemaatin arasında namaz kılıyor olarak gösteriliyor bir başka fotoğrafta. Cami derneklerinin eril konumundan, yine Aynur Eken’in valiliğe verdiği yolsuzluk şikayeti içeren dilekçesinden başlayarak çok katmanlı bir mesele var karşımızda. Çözülmesi gerçekten zor ama medya haberciliği kadını suçlama kolaycılığıyla gündeme taşıdığında Aynur Eken’in kişilik haklarını ihlal ettiğini de hiç umursamıyor. Camide namaz kılmak istemekle suçlanan kadına “çirkeflik yapıyor” diyenlerin diliyle kadını suçlamak bu ülkede bu kadar kolay maalesef. Neyse konu yargıya intikal etmiş halde ve tüm kadın örgütlerini Türkiye’de belki de bir ilki başarıp cami derneği başkanlığı yürütmüş olan Aynur Eken’le dayanışmaya çağırıyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
27.09.2024
13.09.2024
5.07.2024
18.05.2024
3.05.2024
5.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
8.03.2024