Bülent KORUCU
Medyayı hedef alan ‘Tahşiyeye kumpas’ soruşturmasında gazeteci, televizyoncu, yönetmen, senarist, yapımcı gibi isimlerin yanına emniyet mensupları da eklendi.
Silahlı terör örgütü yakıştırması dizi filmdeki oyuncak tabancalarla ispat edilemeyeceğine göre bu mecburi istikametti. Polislerin asıl suçunun 17- 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasında görev almak olduğu herkesin malumu. ‘Yolsuzluk ve rüşvet yoktur’ cümlesinin amasız kurulamadığı bir ortamda polislerin başına gelenler tam ibretlik.
Tahşiye’ye gerçekten kumpas kuruldu mu? Kuruldu ise kim kurdu? sorularına Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın medyanın ve soruşturma savcılarının verdiği cevap ‘evet kuruldu’. Öyle ise söz konusu operasyona imza atan, fiilen görev yapan emniyetçiler neye göre şüpheli hale geliyor ya da gelmiyor? Mesela en yetkili imza Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal veya onun imzasına arz eden Daire Başkan Vekili Hüseyin Namal neden yok? Tufan Ergüder neden var? Psikolojideki algıda seçicilik gibi bu da algı oluşturmada seçicilik olabilir mi?
Soruşturmadaki asıl suçlama Türk Ceza Kanunu 267. maddedeki ‘iftira’ suçunun işlendiği iddiası. “Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Başta Erdoğan olmak üzere iddia sahipleri Tahşiye operasyonlarının bir iftira ile yapıldığını ileri sürüyor. Ve bunun örgütlü yapıldığını savunarak suç örgütü iddiasında bulunuyor. Operasyonu yapan polisler doğaldır ki silahlı; gelsin silahlı terör örgütü!
O halde her şeyden önce iftiranın ispatlanması gerekiyor. Savcı ilk posta sevkte 267 maddenin 7. fıkrasından da tutuklama talep ediyordu. Avukatlar o fıkranın Anayasa Mahkemesi’nde iptal edildiğini hatırlatınca yargıç talebi reddetti. Emniyet Müdürleri Ömer Köse, Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer gibi isimlerin sevkinde herhalde teknik hata düzeltildi. Avukatların paylaştığı bilgiye göre bu defa da iftira suçunun unsurları oluşmadığı için o maddeden kimse tutuklanmadı. Zira Tahşiye davası Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâlâ görülüyor. O mahkeme sonuçlanmadan zinhar iftira suçu ileri sürülemez. O halde ‘iftira’nın üzerine bina edilen örgüt suçlamasının unsurları nasıl oluşuyor, anlaşılır gibi değil.
Mahkeme beraatla sonuçlandığında ise kasıt unsurunu ispat etmek gerekiyor. Kanun “işlemediğini bildiği halde” diyerek buna işaret ediyor. Aksi halde en az yüzde 40’ının beraatla sonuçlandığı belirtilen bütün davalarla ilgili iftira suçlaması gündeme gelir.
Bu arada hafızalarımızı tazeleyelim: El Kaide bağlantılı örgüt diye yapılan operasyondan sonra ilk tutuklamayı veren mahkemenin başkanı Şeref Akçay. Yani Balyoz sanıklarını tahliye eden yargıç. İddianameyi kabul edip kovuşturma aşamasına geçiren mahkemenin başkanı Erkan Canak. O da Yarbay Dursun Çiçek’i salıveren hâkim olarak tanınıyor. Bir kumpas varsa öncelikle bu yargıçlara sorulması lazım. Operasyon sonrasında Lui Sakka ve Habip Aktaş irtibatını kuran Vali Muammer Güler; operasyona olur veren Genel Müdür Köksal’ı da unutmayalım.
Dosyaya avukatlar bile ulaşamadığı için Erdoğan’a yakın medyada öğrendiklerimiz üzerine fikir yürütüyoruz. Onların iddiasına göre polis müdürleri kaçma şüphesinden dolayı tutuklanmış. Aylarca Erdoğan’ın ifadesiyle ‘proje mahkeme’ kurulmasını bekleyen insanlar neden kaçsın? Meslekten ihraç edilerek başlarına gelecek için önceden haberdar edilen ve buna rağmen kaçmayan polisler şimdi niye kaçsın? 22 Temmuz’dan sonra tutuksuz yargılanmak üzere salıverildikten sonra adliyeye ayaklarıyla geri gelenler mi kaçacak? Yargı hayatın olağan akışını dikkate almadan karar vermemeli. Verdiğinde adaleti ciddi biçimde sorgulanır.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016