Cemil ERTEM
Şu sıralar, başta Almanya olmak üzere, Avrupa Birliği’nin sorunu yine Yunanistan oldu. Bu, esasında kriz başından beri böyleydi ancak zengin AB ülkeleri krizi Yunanistan gibi güney ülkelerine yıkarak durumu idare edeceklerini ve sürecin sonunda da bu ülkeleri teslim alarak, bu ülkelere, kendi iç pazarları muamelesi yapacaklarını sanıyorlardı. Bunun için siyaset dışı teknokrat hükümet formülü gündeme geldi ve uygulandı. Ancak atladıkları iki önemli husus vardı; Yunanistan’ın krizi, Yunan halkının “tembelliği” yüzünden değil, Almanya gibi zengin ülkelerin güneye dayattıkları ekonomi politikaları yüzündendi ve kriz esasında zengin kuzeyin krizi idi. İkincisi Yunanistan gibi ülkelerin halkı durumun farkındaydı. Halk, zengin kuzeyin, Troyka’nın dayattığı neoliberal politikalara karşı çıktı ve teknokrat hükümetler işbaşında kalamadı. Yunanistan’da Syriza iktidarı da bu itirazın sonucu gerçekleşti.
Şu an Yunan halkı şu an iki insana kızıyor ve başlarına kriz nedeniyle ne geldiyse bu iki insanı sorumlu tutuyor. Birincisi tabii Almanya Başbakanı ve şu sıralar yeniden dünyanın en güçlü kadını ilan edilen Merkel; ikincisi ise IMF Yunanistan temsilcisi Poul Thomsen... Thomsen, aslında Syriza’nın iktidara gelmesini kolaylaştıran dar kafalı ve sıradan IMF teknokratı...
Yunanistan bir simgedir...
Geçen sene, seçimlerden önce Thomsen, Yunan hükümetinin kreditörlerle anlaşmaya varmaması için her şeyi yapmıştı. IMF ve Merkel, Yunanistan’ın koşulsuz teslim olmasını, Troyka’nın bütün isteklerini kabul etmesini istiyordu, bu olmadan kurtarma fonlarını serbest bıraktırmadılar. Daha şiddetli bir kriz belki de ayaklanmaların olduğu bir Yunanistan’ı tercih ettiler, çünkü bunun sonrası yeniden bir teknokrat hükümetti. Ancak Yunan halkı bu oyunu bozdu; Syriza’yı iktidara getirdi. Yani halk, demokrasiden vazgeçmeden neoliberalizmden vazgeçilebileceğini gösterdi. Almanya’nın Yunanistan üzerindeki hesapları da bu süreçte açığa çıktı. Yunan halkı ve kamuoyu, Almanya’nın Balkanlar stratejisinin bir benzerinin bütün Güney Avrupa için de geçerli olduğunu ve kriz bahane edilerek uygulandığının farkına vardı. Şimdi Yunanistan üzerinden bu küresel savaş, tüm hızıyla devam ediyor. Syriza lideri Çipras ise şimdilik durumu “idare” etmeye çalışıyor. Sonuçta seçim kazandı falan ama Yunanistan küçük bir ülke ve içinden “rasyonel” olmam lazım, dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayayım falan diyordur. Ama Çipras’ın kurtuluşu bu olamaz.
Türkiye tuzağa neden düşmedi?
Çünkü bunu biz yaşayarak öğrendik. Türkiye’de de Yunanistan gibi teknokrat hükümeti hatta bırakın Yunanistan’ı Mısır darbesi gibi bir geriye gidişi tezgahlamadılar mı... İşte, Gezi’nin ikinci yılındayız, şu günler Türkiye için öyle stratejik zamanlar ki; düşünün yıllardır devletin içinde büyüttükleri bir örgütü tam bu zamanda, yani 17 Aralık 2014’te ayağa kaldırarak örgütün yapacağı en büyük vuruşu-altın vuruş- bu tarihte yaptırttılar. Şimdi seçimi ve sonrasını yeni tezgahlar için bekliyorlar. Bütün bu süreçte Türkiye’nin bu tuzağa düşmemesinin ve bir Yunanistan hatta Mısır olmamasının iki temel nedeni vardı; Erdoğan, hiç ama hiç taviz vermedi, korkmadı ve yalpalamadı ikincisi; onun bu duruşunu gören halk da yerel seçimlerde ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde gerekli desteği verdi. Şimdi duyulan koalisyon sesleri aslında siyaset üstü ve halkın iradesini hiçe sayan bir teknokrat hükümet ve hatta geriye dönüşün sağlanacağı yeni bir post-darbe süreci isteğidir.
Ancak bütün bu olan biten öyle açık ki, seçime bir hafta kala, ABD’de savaşın, kirli finans oligarşisinin yayın organları da, Yunanistan’ı ve Balkanlar’ı kendi iç sömürgesi yapmak isteyen Avrupa’nın kirli finans tekelleri de, ne yapıyorlar buna bakmak bile durumu görmek için yeter de artar...
Koalisyona işaret eden anketlerle (!) borsa üçkâğıtçılığı yapanlar da bu süreçte deşifre oluyor, savaş yanlısı neocon çetelerinin kucağındakiler de...
Yalnız şu iki soruyu soruyorum ve cevap istiyorum; ABD’de, bütün bir 20. yüzyıl boyunca, Türkiye gibi ülkelerde, her türlü insanlık dışı politik tercihi destekleyen, katliamları, faşizmi tezgahlayan gerici sermayenin yayın organları ile neden aynı saftasınız; ikincisi Almanya merkezli Avrupa kirli finans-kapitalinin temsilcisi sayılan ve her türlü kalpazanlığa imza atan bir banka sizi neden kullanıyor, bunlara kendinizi neden kullandırıyorsunuz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018