Elif ÇAKIR
Gözün aydın güzel ülkem... Ve bu ülkenin bütün güzel insanlarına selam olsun... Önceki gece hepimiz için kutlu olsun, mübarek olsun...
Önceki gece...
15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece...
Adnan Menderes’in ruhunun şad olduğu gecedir...
Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin yani bizlerin olduğunun kanıtlandığı gecedir.
Askerin topyekûn darbeci olmadığına şehadet ettiğimiz, tanıklık ettiğimiz gecedir.
Bu milletin gözünde Türk Silahlı Kuvvetleri artık tamamıyla aklanmıştır. Daha eşkıyaların okuttuğu bildiri bitmeden “korsan bildiridir” diyen, darbeyi reddeden Türk Silahlı Kuvvetleri darbeler konusunda kendi sırat-ı müstakimini geçmiştir.
Önceki gece, Adnan Menderes’in ruhunun şad olduğu gecedir!
Önceki gece, Adnan Menderes’in mezarında rahatça yattığı gecedir... Yıllardır sızlayan kemiklerinin huzura erdiği gecedir...
Keşke ömrü vefa etseydi de, oğlu Aydın Menderes bu milletin darbeye nasıl direndiğini, tankların başlarına nasıl devrildiğini görebilseydi...
Keşke ömrü vefa etseydi de, Adnan Menderes’in eşi Berin Hanım halkın sokaklara nasıl döküldüğünü, ‘asker kışlana geri dön’ dön çağrıylarıyla yeri göğü inlettiğini duyabilseydi...
Hani darbecilerin Adnan Menderes’i darağacına götürdükleri o “yapayalnız” an var ya... Menderes’in tek başına ağır adımlarla darağacına yürüdüğü o an... Arkasında hiç kimsenin olmadığı, kalabalıkların olmadığı...
Yıllarca vicdanlarımızı sızlatan o an...
Hani, yıllarca bu ülkenin siyasetçilerine, bu topluma hep ‘o an’ korkutmak, sindirmek için, aba altından sopa olarak gösterildi...
Menderes’in ‘o anı’ gösterilerek bu ülkenin siyasetçilerine ‘arkandaki halka’ güvenme, yapayalnız kalırsın denildi!
Menderes’in o anı bu topluma gösterilerek “istediğimiz an bu ülkenin başbakanını bile asarız”, “sen kimsin, milli irade de ne” denildi!
Önceki geceye kadar böyleydi!
Yine yaparız sandılar! Tanklarıyla, postallarıyla, ellerindeki silahlarıyla güçlü olduklarını sandılar!
‘Yönetime el koyduk’ dediklerinde halk siner sandılar!
Sandılar ki “ikinci emre kadar evinizden çıkmayın” dediklerinde, bu halkın ödü yine patlar, evlerinden çıkamaz!
Eşkıyalık yine işe yarar sandılar!
Siyasetçilerin başına dipçiklerini dayadıkları zaman korkuturlar, siyasetçiler de canlarını kurtarma derdine düşer sandılar. Bu kez ölüme meydan okuyacaklarını hesaplayamadılar.
Bu ülkenin değiştiğini anlayamadılar!
Adnan Menderes’in başına gelenlerin içimizi nasıl acıttığını, vicdanlarımızda nasıl bir yara olduğunu bilemediler. Söylüyoruz ama dinlememişler.
Bir daha bizlere “ikinci emre kadar” demeyin, emrinizi başınıza yıkarız dediğimizi anlamamışlar.
Önceki gece başka bir şey daha oldu...
Birkaç çapulcu darbecinin kalkışmasını, gizlendikleri perdelerin arkalarından, bulundukları yerlerden, gizlendikleri yeraltından izleyen, planlar yapan darbeciler... Tükürüklerle boğulacaklarını gördüler.
Olası bir kalkışmada akıbetlerinin ne olacağını gördüler.
O yüzden diyorum ki, önceki gece tam da Davutoğlu’nun dediği gibi bu ülkede demokrasinin destanı yazıldı.
Bu ülkenin muhalefet partileri; CHP’si, MHP’si, HDP’si ve partilerin liderleri, bu ülkenin gazetelerinden televizyonlarına varıncaya kadar medya kurumları ve o kurumlardaki arkadaşlarımız, aynaya bakın ve kendinizi kutlayın.
Çocuklarınızın yüzlerine bakın ve kendinizle gurur duyun.
Önceki gece az bir şey yapmadık, bu ülkenin kaderini değiştirdik, darbe dönemini ebediyen gömdük. Karşı durduğumuz darbe sıradan bir darbe değildi; bu ülkenin vatandaşlarına silah doğrultan, ‘vatandaşa silah sıkmak serbest, çekinmeyin’ diyebilen gözlerini kan bürümüş canilerine direndik.
Bu ülke 27 Mayıs’ı yaşadı, 70 darbesini yaşadı, 80 darbesini yaşadı... Tanklar çıktı, televizyon kanalları ele geçirildi. Siyasetçileri tutuklandı.
Ancak bu ülke, bu kadar aşağılık olanlarına tanık olmadı. Şahit olmadı.
Bu ülkenin Meclis’ini bombalayan, polisine silah sıkan, emniyet merkezlerine top atışı yapabilen vicdansızlığı görmedi.
GÖZYAŞLARIMI TUTAMADIM: Abdullah Gül’ün sesi titreyerek ‘7 yıl boyunca sizin başkomutanlığınızı yapan birisi olarak diyorum ki, kışlana geri dön asker. Yarın bu milletin yüzüne bakacak yüzün olmayacak” serzenişini dinlerken...
Ahmet Davutoğlu’nun ‘Bu saldırı onurumuza yapılmıştır. Sabah uyanacağız ve yeni bir gün olacak. Darbenin iması dahi olmayacak. Destan yazılıyor. Sokaklara çıkın” çağrısını dinlerken...
İŞTE YİNE ERDOĞAN FARKI: Ülkenin kaderini değiştiren kahraman bir lider olarak tarihe bir kez daha onurla geçti. Bu darbe püskürtüldüyse Erdoğan sayesindedir.
DARBECİLER AZINLIKTA: TRT’de okuttukları darbe bildirisi daha bitmeden, TSK içinden gelen ‘korsan bildiri, bizimle alakası yok” açıklamalarını duyduğumda darbecilerin azınlık bir grup olduğunu anladım. Rahatladım.
DARBE BAŞARIYA ULAŞAMAZ: Başbakan Binali Yıldırım’ın televizyon kanallarına bağlanarak “bu kalkışmayı yapanlar bunun hesabını verecekler, yönetim ele geçirilmemiştir, görevimizin başındayız” açıklamalarını duyunca işte budur dedim.
KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA TEŞEKKÜR:
Zerre kadar düşünmeden, demokrasinin yanındayız dediğiniz için, darbelerden çok çektik dediğiniz için gönülden teşekkür.
GURUR DUYDUM: Kim derdi ki TSK çıkacak ve “TSK’yı yıpratmayalım” falan demeden “Ülkesini koruması için kendisine emanet edilen silahları kendisine çevirenlerin sergiledikleri alçaklığı bu millet asla unutmayacaktır” diyecek. Bu ülkenin Mehmetçiklerine böylesi komutanlar yakışır, bu ülkeye böylesi TSK yakışır.
YÜREĞİM YANDI: Erol Ağabey içimizi yaktı. Duyduğum an asla inanmak istemedim. Yüreğimizde kocaman bir boşluk oluştu ki asla dolmayacak. Oğluyla birlikte yürüdüğü şehadet kutlu olsun. Ve ah be Mustafa Cambaz. Şimdi kim çekecek en güzel fotoğrafları, kim o kadar güzel gülecek... Biz nasıl unutacağız bu acıyı!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024