Elif ÇAKIR
Soma faciasının yedinci gününde kameralar karşısına çıkan dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hukukun işleyeceğinin garantisini vermiş ve şöyle demişti:
“Soma soruşturmasının üzerinin örtülmesi asla söz konusu değildir. Hukuk işleyecektir. İhmali ve kusuru olanlar hukukun öngördüğü ceza neyse mahkeme kararı doğrultusunda onu göreceklerdir. Kimsenin endişesi olmasın.” (20 Mayıs 2014)
Sayın Bozdağ’ın açıklamasından iki gün sonra bu kez kameralar karşısına dönemin Başbakanı Erdoğan çıkarak şunları söylemişti:
“Sorumluluğu olanlar bunun hesabını verecekler. Hükümet olarak bu hadisenin bizzat takipçisiyiz. Yaşanan facianın ardından Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olamaz.” (22 Mayıs 2014)
Dün, 301 madencinin hayatını kaybettiği, 301 ailenin ocağına ateş düşüren, 433 çocuğu yetim bırakan Soma faciasının beşinci yıl dönümüydü.
Beklenen adalet tecelli etmediği sürece facia, katliam olarak hatırlanacak.
Dün yürekler bir kez daha yandı…
Sadece faciada hayatını yitirenlerin yakınlarının değil devletine, ülkesine, yöneticilerine güvenmek adına beklenen tek şey adaletin tecelli etmesiydi.
Dönemin Adalet Bakanı Sayın Bozdağ’ın ve dönemin başbakanı Erdoğan’ın söylediği gibi “hukukun” işlemesi ve sorumluların hesap vermesi. İstenilen sadece buydu.
Evladını, eşini, nişanlısını, sevdiğini, babasını, ağabeyini, kardeşini yitirenler devletten, devlet yetkililerinden olmayacak, gerçekleşmeyecek bir şeyi istemediler.
Acılarını bir nebze olsun hafifletecek olan tek şey adaletti onlarda yalnız onu istediler.
Şimdi Soma Davasının ülkemizdeki hukuk ve adalet sorunlarını ortaya koyması açısından karakteristik bir dava dosyası olarak hukuk tarihimize geçtiğini söyleyeceğim ancak tek bir dava yok ki adil yargılama ilke ve kuralları ihlal edilmemiş olsun.
Beş yıldır yaşanılan hukuk dışı uygulamalar, yargısız infaza dönüşen makul sürenin üzerindeki tutukluluk süreleri, sanıktan delile ulaşmaya çalışan ve bir türlü yazılamayan iddianameler, FETÖ dönemi hukuk düzeninde gördüğümüz usuller ve yöntemlerin bugün hala değişmemiş olması adalete duyulan güveni derinden sarsıyor.
Ancak, 301 canın hayatını yitirdiği Soma Davası sadece ülkemizdeki hukuk ve adalet sorunlarının ortaya çıkması açısından tipik bir dava dosyası olarak hukuk tarihine geçmedi; aynı zamanda vicdanın, merhametin, hakkaniyet duygusunun yitirilmesi olarak da bu ülkenin tarihine geçti.
Facianın yıldönümünde olan biteni kısaca hatırlamakta fayda var:
* Olay yerine anında girmesi gereken bilirkişiler faciadan dört gün sonra ocağa girebildiler. Hazırlanan raporda, ocak içerisinde normalin on katı yüksekliğinde karbonmonoksit gazı bulunduğu yazıldı. İşçiler, karbonmonoksit gazı seviyesinin anormal şekilde yükselmesine rağmen çalışmaya devam ettirilmiş.
Soma maden ocağı Soma Holding’ten önce Ciner Grubu’na verilmiş. Ciner Grubu 2009 yılında Türkiye Kömür İşletmeleri’ne “Ocakta meydana gelen üretim çalışmaları sırasında meydana gelen yangırlardan dolayı üretim yapılamadığı... İleride telafisi mümkün olmayan problemlerle karşılaşılacağı anlaşıldığı için mevcut sözleşmenin ihale şartlarına haiz olarak TKİ’ye devredilmesi talep edilmektedir” uyarı raporuyla birlikte başvuruda bulunuyor. TKİ, Ciner Grubu’nun iade dilekçesini kabul edip ardından da maden ocağını Soma Holding’e veriyor. (8 Temmuz 2014, Diken)
Ciner Holding’in yaptırdığı araştırmayı, risk analiz raporunu Soma Holding neden yaptırmaz? Ya da Soma Holding’in madeni devraldığında bu ölümcül riskleri bilmediği, farkında olmadığı düşünebilir mi?
n Faciadan sadece iki ay önce ocağı denetleyerek “noksanlık bulunmadığı” yönünde rapor veren müfettişler ve İş Sağlığı ve Güvenliği müdürü hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı soruşturma izni vermedi.
Hukukun nasıl işlediğine devam edelim.
* 28 Kasım 2014’te Soma Kömür İşletmelerinin patronu Alp Gürkan ve holdingin maden projeleme ve etüt müdürü Haluk Sevinç ve Soma Bölge Müdürü Hayri Kebapçılar hakkında faciada sorumlulukları olmadığı gerekçesi ile haklarında takipsizlik kararı verildi.
Ve 10 ay sonra 13 Nisan 2015’te Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde sekiz tutuklu kırk altı sanığın yargılaması başladı.
Soma Davasının hakimi Aytaç Ballı 9 yıllık mesleki geçmişi olan gencecik bir isimdi. Hakim Ballı, ilk başta “Bu dava 3.5 aylık ağır ceza reisine verilir mi” diye tepki çekse de, duruşmanın üçüncü gününde mahkemede gösterdiği performans ile yakınlarını kaybetmiş mağdur aileler ve avukatlarının güvenini kazandı.
* 16 Ağustos 2016 tarihinde bilirkişi raporu açıklandı. Raporda, facianın başlangıç nedeni olarak, “Eski imalattan sızan gazlar ve içindeki metanın zarar görmüş bir kablo ile kısa devre yapması” gösterildi ve “yaşanan facia önlenebilirdi” denildi. Bilirkişi raporunda Soma Kömür İşletmeleri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ve Mustafa Yiğit’in faciada birinci derecede sorumluluklarının bulunduğu belirtildi.
* Sonra 16 Aralık 2016 tarihli duruşmada Can Gürken ve sanık avukatları ikinci bir kez reddi hakim talebinde bulundular...
* Duruşmalar devam etti. Can Gürkan’ın avukatlarının 9 Kasım 2016 tarihinde yaptıkları suçu duyurusu üzerine Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı Soma’da FETÖ sabotajı iddialarıyla ilgili soruşturma başlattı. Böylece FETÖ Soma Katliamına da girmiş oldu! İktidara yakın medyada bolca Soma’da Fetö izi haberleri yapıldı.
Özetle.. Soma Katliamı Davası’nı yürüten, dosyayı en iyi bilen, dosyaya gerek teknik olarak, gerekse ceza hukuku anlamında toplumun güvenini kazanmış olan Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı ve üye hakim Esra Dokur tam da, dava karar aşamasına gelmişken birden bire 2017 Temmuz ayında, davaya birkaç gün kala davadan alındılar. Yakınlarını kaybetmiş olan mağdur aileler ve avukatları “Mahkeme heyeti özlemini duyduğumuz bir hakimlik performansı gösteriyordu” diyecek kadar mahkeme heyetinden oldukça memnunken bu iki hakim davadan alındı... (4 Temmuz 2017 HSYK Yaz Kararnamesi)
Ve mahkeme heyeti değişti… Kamuoyunun ve kamu vicdanının bütün dikkatiyle odaklandığı Soma davasını yürüten mahkeme heyetinin değiştirilmesiyle ilgili hiçbir açıklama yapılmadı. Uzayan ve zamana bırakılan bütün davalarda olduğu gibi kamuoyunun davaya dikkati dağıldı.
* Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi 11 Temmuz 2018 tarihinde Can Gürkan’la birlikte toplam 14 sanığa tutukluluk hallerinin devamına, şirketin patronu Alp Gürkan’ın da aralarında yer aldığı 37 sanık için ise beraat kararı verdiğini açıkladı.
* Ve 11 Nisan 2019’de mahkeme açıkladığı kararında tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a sadece “Taksirle insan öldürmekten” 15 yıl hapis cezası ve madencilik işinden 3 yıl süreyle men ettiği ve tutukluluğunun devamına hükmetti. Mahkeme, kasten adam öldürmekten ceza vermek yerine sadece “taksirle insan öldürmekten” ceza verdi. Mahkeme bu kararıyla tahliyenin yolunu açtı…Ve nihayet Can Gürkan tahliye edildi. (18 Nisan 2019, Evrensel, Soma Maden Katliamı davasında Can Gürkan’a ödül gibi tahliye kararı)
Mahkeme tahliye ve beraat kararları vere vere hukuku işletmeye devam etti!
Geriye yürekleri yakan bir büyük acı kaldı. Bu yara beş yıldır kanamaya devam ediyor… Bir de geriye faciada 26 yaşında hayatını kaybeden Uğur Çolak’ın babası İsmail Çolak’ın hakimlere “Geriye iki torunum kaldı, iki ve dört yaşında. Bana ‘baba’ diyorlar. Bir çocuğun dedesine baba demesi ne demek bilir misiniz hakim bey? Tarih sizi de unutmayacak. Sanık avukatlarını da unutmayacak” feryadı kaldı...
Bir de devlet yetkililerinin hukuk işleyecek, sorumluları hesabını verecek sözleri...
Özetle...
Bugün artık şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, yüreklere büyük bir acı olarak kazınan 13 Mayıs 2014’te Soma’da göçük altında kalan sadece 301 canımız değilmiş... Adalet de o göçüğün altında kalmış. Çıkmıyor...
Duyan var mı?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.07.2025
18.06.2025
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025