Elif ÇAKIR
9 Ekim’de başlayan Barış Pınarı Harekatı bugün altıncı gününde. Siz bu satırları okuduğunuzda ise yedinci gününde olacak. On sekiz canımızı şehit verdik. Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, şehitlerimizin yakınlarına kutlu bir ölüm olsa da yine de kendilerine dayanma gücü sağlayacak sabırlar diliyorum.
Dualarımız canlarını ortaya koyarak sahada terör örgütleriyle kahramanca çarpışan Mehmetçiklerimizle beraber. Ve yine dualarımız en kısa sürede tamamlanması ve Mehmetçiklerimizin sağ salim bir şekilde evlerine ocaklarına ulaşmaları içindir.
Barış Pınarı Harekatı askeri ölçülerle çok iyi başladı ve başarıyla da devam ediyor. Operasyonun beşinci gününde Tel Abyad’ın ve Rasulayn’ın kontrol altına alınmış olması, askeri bakımdan vurulacak hedeflerin çok iyi tespit edildiğini gösteriyor.
Türkiye, Zeytindalı ve Fırat Kalkanı harekatlarında olduğu gibi Barış Pınarı’nda da diplomatik bakımdan, operasyonun derinliği ve kapsamıyla ilgili olarak bütün ülkeleri bilgilendirdi. Türkiye yaptığı bütün açıklamalarda, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmaya çalışıldığına ve sadece PKK, PYD ve YPG’nin hedef alındığına dair vurgular yapıyor.
Ancak Türkiye’nin bütün bu açıklamalarına rağmen, Zeytindalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarına çeşitli şekillerde destek olan, en azından tepki göstermeyen ABD ve Avrupa ülkeleri bu defa neden bu kadar sert tepki gösteriyor?
Hatırlamakta fayda var. Zeytin Dalı operasyonuyla alakalı olarak ABD Savunma Bakanlığı “Amerika Birleşik Devletleri’nin terör örgütleri listesindeki PKK konusunda Türkiye’nin kaygılarını anlıyoruz” açıklaması yapmış, ABD Başkanı Trump Türkiye’yi ihtiyatlı olması, Türk ve Amerikan güçleri arasında çatışma riskine yol açabilecek eylemler konusunda ‘dikkat’ uyarısında bulunmuştu sadece. (Ocak, 2018)
Trump, Türkiye’nin ekonomisini batırmakla, mahvetmekle, göçertmekle tehdit eden açıklamalar yapmamıştı. Türkiye’nin başında “beklemede kalın” sopası sallandırmaya çalışmamıştı.
Şunu açıkça söylemeliyim ki, Türkiye’nin Trump’ın bu sinir uçlarıyla oynayan akıl almaz tehdit açıklamalarına aynı üslupla cevap vermemesi takdire şayandır. Olması gerekende budur. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yaptığı “Türkiye tehditlerle hareket etmez” açıklaması oldukça yerindedir.
Diplomatik dilden asla dönülmemelidir.
Gelelim ABD ve Avrupa ülkelerinin Barış Pınarı harekatına bu kadar sert tepki göstermelerinin sebeplerine:
Galiba şunlar: Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekatları Rusya’nın Suriye’deki nüfuz bölgesine yapılmıştı. Barış Harekatı ise Suriye’de ABD korumasındaki bölgede yapılıyor. Diğer bir önemli bir unsur ise Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatıyla kontrol altına almak istediği alan Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı’nın toplam alanından üç kat daha geniştir. Türkiye Barış Pınarı harekatıyla Suriye’deki etkinliğini daha da büyütecektir.
Bir diğer önemli faktör ise ABD ve Avrupa PYD ve YPG’yi IŞİD’le mücadelede müttefik olarak görmeleri ve İranlı milislere karşı bir denge olarak düşünmeleridir. Bu yüzden, PKK’nın uzantısı olduğunu bildikleri halde PYD ve YPG’yi terör örgütü olarak görmüyorlar.
Trump’ın gel gitlerinin ve Türkiye’ye yaptığı akıl almaz tehditlerinin ve Avrupa ülkelerinin gösterdiği tepkilerinin altında yatan bütün mesele de bu aslında.
Türkiye’ye yönelik yaptıkları kara propagandanın sebebi de bu…
Türkiye terörle mücadele kapsamında yürüttüğü Barış Pınarı harekatında askeri bakımdan başarı gösterirken batı medyasında ülkemize yönelik olarak yapılan kara propagandaların önüne de geçmesi lazım. Mehmetçiklerimiz sahada canları pahasına kahramanca çarpışırken kamu diplomasisi de Mehmetçiklerimizin onuruna yakışır bir şekilde çalışması gerekiyor.
Kamu diplomasisinin çalışmasına en güzel örnek, İngiliz Channel 4 News kanalına konuşan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından olan Prof. Dr. Gülnür Taybet’in açıklamalarıdır. Türkiye’nin IŞİD’li militanları serbest bıraktığını söyleyen moderatöre Gaybet’in sakinlikle ve özgüvenle verdiği şu cevap muhteşemdi. Müsaadenizle tamamını almak istiyorum:
“DAEŞ militanlarını serbest bırakıyormuşuz sözü bu büyük bir yalandır. DAEŞ teröründen en çok zarar gören ülke biziz. DAEŞ terörünü Kuzey Irak’tan koalisyondaki ülkeler arasında tek başına en fazla temizleyen ülke biziz. Kuzey Suriye’de 2.000 m2’lik bir alanı DAEŞ’ten biz arındırdık. DAEŞ saldırılarına , koalisyondaki ülkelerin hepsinden daha çok maruz kaldık. DAEŞ militanlarını gönderdiniz şeklindeki bir yalanı ciddi ciddi dile getirmeniz büyük bir haksızlık. Bu yaptığınız gerçekten çok ayıp. Türkiye’de DAEŞ terörü yüzünden ölen insanlara biraz saygınız olsun. Suriye’de DAEŞ’e karşı savaşırken hayatını kaybeden askerlerimize biraz saygınız olsun. Orada zaten terör var. Bölgedeki boşluklardan faydalanıyorlar. Hem ABD’nin hem de AB’nin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK’nın eş örgütü olan YPG, her gün sivil vatandaşlarımıza saldırılar düzenlemektedir. Biz sınırlarımızda oluşan ciddi güvenlik tehdidini ortadan kaldırmak için müttefiklerimizle birlikte hareket etmeye niyetliydik. Ancak bütün çabalarımız işe yaramadı. Sorunu tek başımıza çözmek zorunda kaldık. Biz terör örgütleriyle mücadele ediyoruz Kürtlerle değil. YPG ve DAEŞ’ten kaçan 300.000 Kürt’ün şu anda Türkiye’de olduğundan haberiniz var mı? Biz onlara sahip çıktığımız için buraya geliyorlar. Hangi Avrupa ülkesi 300.000 Suriyeli Kürt mülteciyi ülkesine aldı?”
İşte budur.
Bir yanda askeri operasyonlar devam ederken diğer yanda kamu diplomasisi ülkemize yönelik dezenformasyon haberlerin önüne geçilmesi için çalışmalıdır.
Ülkemiz PYD gibi YPG gibi IŞİD gibi terör örgütlerini elbette yenebilir. Hatta Suriye ordusunun da Türkiye karşısında bir önemi yoktur. Fakat terörle mücadele ederken ülkemizi haklı iken haksız durum algısı oluşturacak, itibarını zedeleyecek kara propagandaların önüne de geçmelidir.
Türkiye’nin bu operasyonda eleştirilecek hiçbir yanı yok mu? Elbette var. Geç kaldığı için eleştirebilir. YPG ve PYD ABD ve Avrupa’nın müttefiki Türkiye değil de kendisinin olduğu propagandasını Batı kamuoyunda tutturabilmesinin önüne geçemediği için eleştirebilir.
Sonuçta Türkiye Batı’dan bu kadar uzaklaşmamış olsaydı bugün bu kadar kara propagandaya maruz kalmazdı.
Bir de elbette ki şu soru: ABD bugün Fransa’ya, İngiltere’ye Almanya’ya “ekonominizi göçertirim” tehdidinde bulunabiliyor mu?
Bulunsa bile Almanya da, Fransa da bunun bir karşılığı olur muydu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.07.2025
18.06.2025
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025