Ergun BABAHAN
Rusya Devlet Başkanı Putin, ABD Başkanı Obama ile telefon görüşmesinde Türkiye-Suriye sınırından IŞİD'li terörist trafiğinin devam ettiğini belirtip bu sınırın kapatılması gerektiğini söylediğinde Başbakan Davutoğlu'ndan anında cevap gelmişti:
“Türkiye'nin gıyabında iki ülke liderinin yaptığı görüşmelerin bir karşılığı ya da anlamı yoktur. Türkiye'nin sınırları sadece Türkiye'yi ilgilendirir. Türkiye sınırlarıyla ilgili nihai kararı sadece Türkiye Cumhuriyeti verir.”
Karar verebiliyor ama uygulama gücüne sahip olamıyor. IŞİD'in Suriye'den attığı füzeleri çaresizlik içinde seyreden AKP iktidarı, kutsal sınırını korumak için ABD'den yardım istemiş. Amerikan yönetimi Suriye sınırına füze sistemleri konuşlandıracakmış. Böylece IŞİD'in attığı füzeler havada imha edilebilecek.
Kilis'te yaşananlar, Türkiye'nin bölgedeki durumunun gerçek fotoğrafını yansıtıyor. Kandil'e canı sıkıldığında sefer düzenleyenler, sınırın 30-40 kilometre ötesine jetlerini gönderip vuramıyor, çünkü Putin izin vermiyor. Suriye'deki IŞİD üslerini vuramıyor.
Bölgedeki gelişmeler Türkiye'nin canını daha da sıkacak gibi görünüyor. Hürriyet'in hükümet sözcüsü dün Washington'ın Menbiç cebini temizlemesi için Ankara'ya Mayıs sonuna kadar süre verdiğini itiraf etti. Erdoğan'ın ısrarla bastırdığı Beyaz Saray görüşmesinde Obama'nın, Erdoğan'ın ılımlı muhaliflerine Mayıs sonuna kadar şans tanıdığı kulislere sızmıştı.
Ilımlı denilen köktendinci muhalifler, IŞİD unsurlarını bölgeden temizlemede başarılı olamadı. Kazandıkları yerleşim merkezlerini birkaç gün içinde kaybetti. Amerikan yönetiminin Suriye'deki kara gücünü oluşturan Kürtler ise IŞİD'le savaşta en başarılı unsur. IŞİD'i hem püskürtüyor, hem de ele geçirdiği bölgeleri kaybetmiyor.
Davutoğlu'nun “Kararı biz veririz” dediği sınır güvenliğini Amerika'nın YPG ile gerçekleştirme kararı verdiği anlaşılıyor. Obama'nın Suriye'ye ekstra 250 özel harekâtçı asker gönderme kararı alması bunun göstergesi. Amerikan yönetimi Suriye'nin Kürt bölgesinde üsler oluşturmakla kalmıyor, IŞİD'i bölgeden söküp atacak büyük bir operasyona hazırlanıyor. Amerikan askerleri, Kürtleri eğitecek, donatacak ve bölge güvenliğinin kalıcı bir unsuru haline getirecek.
Ankara'nın IŞİD sempatisi, radikal dinci bu gruplar Kilis'i cehenneme çevirirken kullandığı dilden bile anlaşılıyor. AKP yönetimi, Kürtlere kullandığı söylemi IŞİD'e karşı kullanmaktan özenle kaçınıyor. Oysa, hem ABD hem de Rusya için IŞİD en ciddi tehlikeyi oluşturuyor. Batılı müttefikleriyle temel tehdit konusunda uzlaşamayan, Esad'ın gitmesi gibi ham bir hayalin peşinde koşan, IŞİD'i Kürtlere karşı kullanarak Suriye'yi dizayn etmeye çalışan bu zihniyet iflas etti.
Suriye'nin kuzeyinde Erdoğan'ın 'kesinlikle olmaz' dediği Kürt devleti oluşuyor. Suriye Kürtleri adım adım halkının güvenliğini ve özgürlüğünü sağlayacak bir oluşumun adımlarını atarken, Türkiye kendi Kürt'lerini hızla 'öteki'leştiriyor. Ankara'da Amedspor yöneticilerine yönelik saldırı, açıkça bir nefret ve ırkçılık suçuyken, AKP bunu basit bir adam dövme kalkanı altında örtüyor.
Türkiye'yi bölme riskini bu söylem ve uygulamalar daha da güçlendiriyor.
Ekonomisi çöküntü noktasına gelmiş, dış dünyada yalnızlaşmış, dost olarak etrafında sadece Suudi Arabistan kalmış, dost dediklerine mülteciler üzerinden şantaj yapan bir yönetimimiz var. Başarısızlıklar arttıkça muhafazakârlığın ve baskının tonu da artıyor. Türkiye dünyanın en baskıcı rejimleri arasında hızla yükseliyor.
Modern toplumun temeli laiklik ilkesinden vazgeçmeye hazırlanan AKP, sadece Kürt-Türk ayrılığını derinleştirmekle kalmıyor, seküler-muhafazakâr, Sünni-Alevi ayrımını da körüklüyor. Fay hatları bu kadar kırılgan hâle gelmiş bir ülkenin sağlıklı biçimde yoluna devam etmesi mümkün değildir. Hele komşularına şiddet ihraç ederken ülkesini bir terör üssü hâline getirmişken…
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021