Fehim TAŞTEKİN
İdlib’de Türk ordusu iki ateş arasında. Suriye ordusuna karşı farklı tonlarda örgütlere kalkan oluyor. Tam olarak, “Burada şeriatı bütünüyle hayata geçirmeye çalışıyoruz. İdlib ve dağları cihadı seçenler için mükemmel bir sığınak” diyenlere. Hindikuş Dağları’ndan sonra Cebel Akrad ve Cebel Türkmen gibi yerler El Kaide ve yeni sürümleri için bulunmaz sığınak. Ya Türkiye için? Duşanbe’de düzenlenen Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı’ndan dönerken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uçağına aldığı gazetecilere altını çize çize vurguladığı ‘oyun kurucu olma’ heveslerinin pratik bulduğu yerlerin başında geliyor İdlib. Erdoğan’a ‘oyun kurucu’ olma şevkini tattıran İdlib esasen Rusya’nın Suriye’de izlediği ‘sürek avı’ stratejisinin final sahnesi. Aralık 2016’dan bu yana Doğu Halep, Humus, Kalamun, Doğu Guta, Dera ve Kuneytra cephelerinden ihraç edilen bütün cihatçı örgütler Türkiye’nin yüksek katkılarıyla İdlib rezerv alanında toplandı. Türkiye bunlardan 100-120 bin kişilik bir ulusal ordu devşirerek Rusya’nın kurguladığı oyunun içinde kendi özel oyununu büyütmeye çalışıyor. ‘Suriye Ulusal Ordusu’ ve ‘Ulusal Kurtuluş Cephesi’ bu amaca matuf oluşumlar. TSK’nin yedeğinde vekil güç tekâmüle erdiğinde Afrin’deki gibi Kürtlerin liderliğindeki özerk yapılanmalar tamamen çökertilecek, yeni Suriye şekillenirken Ankara’ya dayatmalarda bulunma imkânı verecek, bu sayede yeniden inşa sürecinde Türkiye pay alacak ve olur ya koşullar elverirse Esad’sız bir döneme geçiş sağlanacak. Fakat Rusların final sahnesi bambaşka bir şeye matuf. Rusya en nihayetinde bu örgütler için hezimet vaat ediyor: Ya diğer bölgelerdeki gibi silahları bırakıp çatışmasızlık rejimine geçecekler ya da Türkiye sınırlarına kürenecekler.
28 Nisan’dan beri Türk gözlem noktalarının bulunduğu çemberin etrafında çatışmalar, Astana-Soçi düzlemindeki Türk-Rus işbirliğine dair çelişkili görüntüler oluştursa da asıl kurgu değişmiyor.
Rus uçağının düşürülmesi ve Rus elçisinin öldürülmesinin ardından Ankara ile ‘mahkumiyet ilişkisi’ yakalayan Rusya lideri Vladimir Putin, bu sayede Türkiye’yi Suriye’de kendi oyununa çekmekle kalmayıp nükleer santral ve yeni enerji hattı projeleriyle bir de ‘stratejik bağımlılık’ ilişkisi kurdu. Daha da ileri giderek ‘savunmada bağımlılık ilişkisi’ yaratacak şekilde S-400 satışını bağladı. Böylece NATO cephesinde de yarık açtı. Çift boyutlu soğuk bir intikam bu. Putin, Rus periferisindeki renkli devrimler, Kafkasya ve Ukrayna’da Rus nüfuzuna müdahale girişimlerine uzun vadede yanıt vermeye devam ediyor. Elbette İdlib, Rusya için de risk çıtası çok yükselen bir yer. Burada çuvalın ağzını büzmesi gerekiyor; aksi halde 2015’ten bu yana adım adım biriktirdiği zafer hercümerç olacak.
ABD-AB kanadı Rusya’ya kolay bir zafer vermek niyetinde değil. İdlib, Suriye sahnesindeki diğer pazarlıklar sürerken Rusya üzerinde baskının kurulduğu bir yere dönüşüyor. O yüzden Batı cephesi Türkiye’nin silahlı örgütlere kalkan olan pozisyonuna değer biçiyor.
Türkiye’nin İdlib’de dengeyi nasıl etkilediğinin anlaşılması için 28 Nisan’dan bu yana yaşananlarla ilgili küçük bir özet geçeyim:
Putin ile Erdoğan arasındaki 17 Eylül 2018 tarihli Soçi Mutabakatı’na göre İdlib’i çeviren 15-20 kilometrelik tampon bölge kurulacaktı. Gözlem noktalarıyla denetlenen bu bölge 10 Ekim’e kadar ağır silahlardan, 15 Ekim’e kadar da terör örgütlerinden arındırılacaktı. 2018 sonuna kadar Halep-Lazkiye otoyolu (M-4) ile Halep-Hama otoyolu (M-5) açılacaktı. Bunlar olmadığı gibi Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) İdlib’in yüzde 90’ını kontrol eder hale geldi. Üstelik İdlib’den Hmeymim üssü dahil Lazkiye, Hama ve Halep kırsalına yönelik saldırılar kesilmedi. Çatışmasızlık rejiminin temini için kurulan TSK’nin 12 kontrol noktası fiilen silahlı gruplar için bariyer işlevi görmeye başladı. HTŞ’nin sivil ayağı Kurtuluş Hükümeti’nin başkanı Fevaz Hilal, TSK’ye yükledikleri misyonu şöyle dile getiriyor:
“Türk mevzilerinin oluşturulmasına halka koruma sağlayacağı umuduyla izin verilmişti. Ancak gerçekler, bu mevzilerin kendilerini de koruyamadığını söylüyor. Türk tarafının oluşturduğu bu mevzileri ve girdikleri alanları korumasını, ayrıca Rus ve Suriye jetlerinin uçuşunu ve bombardımanları engellemelerini umuyoruz. Bu mevziler bombalanıyor ve Türk askeri yaralanıyorsa bu bazı soru işaretlerine neden oluyor. Türkiye rolünü ve bu gözlem noktalarıyla ne istediğini netleştirmeli.”
Suriye ordusunun operasyonları sürerken 29 Nisan, 4 Mayıs ve 12 Mayıs’ta Zaviye ve Morek’te Türk gözlem noktaları hedef oldu. Gerekçe ‘silahlı grupların ateş açarken Türk noktalarını kendilerine siper yapması’ idi. Gelişmeler üzerine TSK beton bloklarla gözlem noktalarını tahkim etti. Türkiye’nin BM listesindeki terör örgütlerinden ayrıştırma sözü verdiği Suriye Ulusal Ordusu ve Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin bileşenleri de HTŞ ile ortak cephe kurup çatışmalara dahil oldu. HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani, Türkiye destekli Ahrar el Şam, Feylak el Şam ve Sukur el Şam, Ceyş el İzze ve Ceyş el Nasır gibi örgütlerin komutanlarıyla birlik görüntüsü verdi. HTŞ ile omuz omuza verenler Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı hareketlerinin bölgesinden gidenler. Türk askeri konvoyu bu örgütlere zırhlı araç, Grad füzesi, güdümlü tanksavar ve Amerikan TOW füzeleri taşıdı. Bu ortaklık ve destek sayesinde Suriye ordusunun ilerleyişi durduruldu, hatta dört yer geri alındı. Ve dahası Rus kaynaklara göre Suriye ordusuna ait Su-22M4 uçağı Türkiye’nin verdiği bir roketle düşürüldü.
Rusya oyunu sonuna kadar götürmek için bu tür çelişkiler karşısında ‘çelik esnekliği’ sergiliyor. Hava ve koordinasyon desteği verdiği Suriye ordusunu yüzde 100 dizginlemeyerek Türkiye’ye oyunun yakıcı olduğunu hatırlatıyor. 13 Haziran’da yaşananlar bunun açık örneği. Milli Savunma Bakanlığı’na göre Cebel Zaviye’deki 10 nolu gözlem noktasına kasten 35 havan atıldı, üç asker hafif yaralandı. Rus Savunma Bakanlığı’na göre saldırıyı teröristler düzenledi; Türkiye’nin verdiği koordinatlarla Rus uçakları 4 hedefi bombaladı. Ankara’ya göre Rusların hikâyesi asılsız. Yine Savunma Bakanlığı’na göre 16 Haziran’da Morek’teki 9 nolu gözlem noktası top-havan atışlarıyla hedef alındı. Saldırıya anında karşılık verildi. Rusya ile temasa geçildi.
İşbirliği içinde çatışma. Her şey bir dehşet dengesi üzerinde duruyor. Bu dengenin sürmesinde özellikle S-400’ün hatırı büyük. Erdoğan’ın ABD’den gelecek sarsıcı yaptırımlara rağmen S-400 alımında gösterdiği kararlılık bir yanıyla Rusya’nın Türkiye’ye açtığı alanın daralmasını önlüyor. İstisnalara rağmen hâlâ bir ‘Rus sigortası’ sözkonusu. Putin de Türkiye’nin içine sürüklendiği yön karmaşasından azami dönemsel ve stratejik kazanımlar sağlıyor. S-400’ün getireceği bedel ve arkasında yatan akıl bir kenara gelişmeler Suriye siyasetinin ne denli takıntılı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Bir Türk yetkili, MEE sitesine demecinde, “İdlib’de muhaliflerin kaybettiği her 1 km toprak, pazarlık kozumuzun daha da azalması demektir… İdlib’in kontrolü olmadan Türk kontrolündeki Afrin ve sınır boyunca diğer bölgelerin kontrolünü sağlamak imkânsız” demiş.
Suriye’nin şehirlerini Suriye ordusundan sakınan bir stratejiyle ‘istikrar’ efsanesi yazılıyor! Laf sivilleri korumaktan açılıyor. Siviller hiç umurlarında olmadı.
Oyun kurucunun bütün oyunu cihatçılar, yağmacılar ve başıbozuklardan 120 bin kişilik ordu oluşturup bitik bir oyuna yeni perdeler eklemek. Ya sonra? Tedavüldeki söylemle “Gerisi Allah kerim”. Bugünlere böyle gelindi zaten. Battıkça çıkışı daha derinde arayan adamın hali. ABD’nin baskıları karşısında ‘oyun kurucu’ sıfatıyla alternatiflerden söz ederken Rusya ile bağımlılık ilişkisi yaratan ortaklıklara ve Çin’in yeni İpek Yol projesi ‘Bir Kuşak Bir Yol’ inisiyatifine atıf yapıyor. Ruslarla ilişkinin geleceğini İdlib tuzağı yeterince anlatıyor. Çinlerin de Türkiye’ye baktığında gördüğü ilk şey tren yollarından önce İdlib’in bir köşesini kendi emirliğine çevirmiş Taliban bağlantılı Türkistan İslam Partisi. Dikkat ederseniz küresel aktörlerin hiçbiri ulu orta oyun kurmaktan bahsetmiyor.
Noktalarsak; İdlib’de tek güvence hâlâ Rusya. Ruslar iki ateş arasında bir perde. O perdeyi tutan da şu sıralar S-400 mandalı. Mandal düştüğünde gerisi yaman.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025