Fehim TAŞTEKİN
“İşleyen demokrasi”, “küresel liderlik”, “ilahi kapital” ve “özgürlükler” anlatısının kuşattığı Amerikan fanusu çatladı. Demokratlar, sayım bitmeden zaferini ilan eden, ardından delil olmadan hile-hurda iddialarına sarılan Başkan Donald Trump’ın ABD’yi düşürdüğü durum için “Biz bu değiliz” diye itiraz ediyor. Hayır, uyanma vakti, tam olarak bu ABD’nin ta kendisi.
Net sonuç hangi adayın kazandığından bağımsız olarak sandığın sosyolojiye dair masaya koyduğu verilerdir: Yalanlarıyla, saldırılarıyla, istismarcılığıyla, kurumlara müdahaleleriyle, cehaletiyle, seçilmesine ilahilik atfeden bağnazlığıyla Trump, Amerikan halkına kendini sevdirmiş. Mahkemeye itiraz etmekle yetinmeyip Beyaz Saray’a ruhani danışman Paula White-Cain’e “seçimi çalmaya çalışan şeytani konfederasyonları hedef alan” ve “zafer için tanrıya yalvaran” dua ettirebiliyorsa bu, Amerikan toplumunda karşılığı olduğu içindir. O yüzden “Bu sizsiniz” demekten başka çare yok.
Slate’ten Fred Kaplan diyor ki; “Gerçek şu ki, belki de 1850'lerin sonlarından bu yana her zamankinden daha fazla bölünmüş bir ülkeyiz; yalnızca ideoloji ve politika tercihleri değil dünyaya bakış açımıza göre de bölünmüş durumdayız. İki taraf farklı evrenleri işgal etmiş gözüküyor. Bir evren gerçekleri gözlemiyor, bilime saygı duyuyor ve en azından demokrasi ve nezaket ideallerine değer veriyor; diğer evren bunu yapmıyor. Ve ikisi birbirine köpüren bir aşağılamayla bakıyor. Trump mağlup olabilir ama Trumpizm fazlasıyla kalıyor.”
Evet, Trump yalancılığı utanç olmaktan, iftirayı suç olmaktan çıkarttı. Skandalları ifşa eden haberleri “Fake News” diyerek geçiştiriyor. Müthiş bir itibarsızlaştırma ustası. Ne var ki bu tarz-ı siyaset toplumun yarısı için inandırıcı olabiliyor.
Demokrat yorumcular ülkenin bölünmesinden yakınıyor. Tabloda, bir kanlı iç savaş eksik. Evet, Trump’ın hem kişiliği hem de siyaset tarzı ayrıştırma ve kutuplaştırmayı derinleştiriyor. Fakat sorun sadece Trump olarak çerçevelenemeyecek kadar yerleşik bir boyut içeriyor. Trump kışkırtan, cehalet ürünü ve bilimi hiçleyen söylemleriyle toplumun içinde onlarca yıldır yer etmiş bölünmenin üzerini kapatan ince tabakayı kaldırdı. Trump maskesiz Amerika’yı temsil ediyor. Başka bir ifadeyle Amerikalıların dünyaya gösterdiği vitrini gereksiz kılıyor.
Bunun yanı sıra pek çok gözlemcinin izlenimi Cumhuriyetçi Parti’de Trumpizm olgusunun tuttuğu yönünde.
Ekonomi, virüs, işsizlik, dış ilişkilerdeki kötü tabloya rağmen Biden’ın ‘mutsuz’ Cumhuriyetçilerden oy kapma stratejisi işe yaramamış. O yüzden tablo Trump açısından bir başarısızlık hikâyesine dönüşmüyor.
Beri tarafta şablonlardaki aldatıcılık, seçmenin tercihleriyle kendini ele veriyor. En basitinden sonuçlar Trumpizmin renkler ve ırklar arasında geçişkenlik kazandığını gösteriyor. Cumhuriyetçi Parti’nin daha az eğitimli, Demokrat Parti’nin daha eğitimli kesimlere yaslandığı gerçeği geçerliliğini korusa da sonuçlar bir yanda basitçe tutucu, muhafazakâr, içe dönük, bencil; bunların karşısında demokrat, liberal ve solcuların yer aldığı ya da beyazlar ve siyahlar/göçmenler şeklinde bir karşıtlığın olduğu klişelere pek de sığmıyor.
Sanırım Amerikan seçimlerinin üzerinde en çok konuşulmaya değer iki boyut var: Birincisi katılımın artmasına paralel 4 milyon daha fazla oy toplayan Trump’ın ‘alternatif sağın’ temsiliyetini artırırken Cumhuriyetçilerin klasik oy depolarının dışında insanları kendisine çekmiş olması.
İkincisi Cumhuriyetçi oylardaki Latin Amerikalı oranının 3 puan artmış olması.
Trump’ın, Biden ve ekibini ‘sol öcü’ gibi gösteren söylemlerinin Küba, Venezuela ve Nikaragua’daki sol iktidarlara muhalif insanların kümelendiği Florida’da sonuç aldığı söyleniyor. Belli ki Evanjelik Hispanikler yekûnen Trump’a çalışmış.
Göçmen karşıtı politikalarla göçmenlerden oy alabilmesi bir yanıyla rakibinin başarısızlığını kanıtlıyor.
Trump, ırkçılığa prim veren söylemlerine rağmen Demokratlar hesabına yazılan siyah bloku da aşındırmış. Edison’ın anketine göre Trump siyah kadınlar arasındaki oy oranını yüzde 4'ten yüzde 8'e, siyah erkekler arasındaki oyunu yüzde 13'ten yüzde 17'ye çıkarmış.
Pandeminin siyahlardan daha çok öldürdüğü, ‘beyaz üstünlüğü’ virüsünün yayıldığı böylesi bir dönemde çok sıra dışı.
Trump’ın işadamı tecrübesiyle ekonomide daha iyi olacağı ve muhafazakâr değerleri daha iyi savunacağı kaygıları mı belirleyici? Muhtemelen. Biden’ın ‘Siyah Hayatlar Değerlidir’ isyanıyla yükselen eşitlikçi dalgayı iyi değerlendiremediği görülüyor.
En alevli konularda alçak ve yumuşak ses tonuyla naifçe ‘havari’ kesilen Trump, Müslüman kesimlerden de oy toplamış. Amerikan İslami İlişkiler Konseyi’nden Hassan Shibly’nin tahminlerine göre Trump’ın Müslümanlar arasındaki oyu yüzde 20 civarında.
Trump'ın beyaz erkekler arasındaki oyu düşerken beyaz kadınlardan daha çok destek görmüş.
Reuters’a göre Trump, bilim düşmanı ve aşağılayıcı siciline rağmen Covid-19’un en fazla ölüme yol açtığı bölgelerde oy oranını 2016’ya kıyasla yüzde 50.1'den 54.1'e çıkarmış.
Bütün bu veriler Trump’ın siyah bir başkandan sonra Beyazların intikamıyla hasbelkader iktidara geldiği ve Cumhuriyetçi siyasetin seyir defterinde 4 yılla sınırlı bir parantez olarak kalacağını düşünenleri ayazda bırakıyor. Evet Trump koltuğa veda edebilir ama Amerikan toplumundaki dönüşümün çapı ve derinliği kalıcılığa işaret ediyor.
Trump belki çoğumuz için aşağılık bir siyaset tarzının cisimleşmiş halini andırıyor. Cehaleti ve küstahlığıyla dünyayı da meşgul ediyor. Trump’ı yermek işin en kolay tarafı. Sağcılaşma, muhafazakârlaşma, bencilleşme, demokrasinin içini boşaltma, temel hak ve hürriyetlere taalluk eden tüm değerleri değersizleştirme eğilimi kök salıyor; Trump sadece bunun üzerinde sörf yapıyor. Latin Amerika ve Avrupa’da da bu virüs toplumlara ve liderlere bulaşıyor.
Sözü en keskin haliyle demokratlara getirmek lazım. Sadece ABD’nin değil kürenin demokratlarına; tembel, konformist, çelişkili, görüntüde eşitlikçi ama özünde elitist, ötekine karşı müdahaleci ve üstenci, değerler tüccarı, icraatıyla beyaz ve ikiyüzlü demokratlara; maskelilere… Buradan hepimize dersler çıkıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025