Fehmi KORU
Seçimlere şunun şurasında hepi topu birkaç gün kaldı. Öyle sanıyorum ki, şimdiye kadar tereddüt içerisinde bulunmuş olsanız bile, Pazar günü sandık başına gittiğinizde oyunuzu nasıl kullanacağınıza artık karar vermişsinizdir.
Bir çoğunuz hayli zamandır bu konuda kararlı görünüyordu zaten.
Anketlere bakıyorum, her yeni araştırmada, bir öncekinde ‘kararsız’ olduğunu belirtmiş olanların oranı biraz daha azalmış görünüyor.
Türkiye’de halkın demokrasiye olan inancı hayli yüksek; bu seçimlere katılma oranlarından da belli oluyor.
ABD’de seçmen konumundakilerin yarısı kadarı sandık başına kadar zahmet ediyor, onların oyunun yarısını alan da Beyaz Saray’a taşınıp ülkeyi yönetmeye başlıyor.
Donald Trump oy kullananların yarısının bile oyunu almadığı halde, oradaki seçim sistemin azizliği sebebiyle, seçilmiş olarak ilan edildi.
George W. Bush da, yine halkın yarıdan fazlasının oyunu almamıştı; ona da başkanlığı Yüksek Mahkeme hediye etti.
Mısır gibi ülkelerde durum daha da vahim: Gen. Abdülfettah el-Sisi‘nin yeniden başkanlığını pekiştirdiği Mart ayında yapılan son seçime halkın katılım oranı yüzde 60 dolayımında kaldı; güçlü isimlerin adaylığına izin vermeyerek karşısına çıkan rakipleri de bizzat kendisinin belirlediği seçimden Sisi neredeyse bütün oyları alarak (yüzde 97.8 oyla) yeniden seçilmiş oldu.
Gözlemciler, halkın sevgilisi bir futbolcunun (Liverpool‘da oynayan Muhammed Salah‘ın) isminin 1 milyondan fazla seçmen tarafından pusulaya elle yazılarak sandığa atıldığını bildiriyor.
Türkiye’de durum öyle mi ya?
Son 16 yıl içerisinde yapılan seçimler ve referandumlarda halkın katılım oranı yüzde 76’ın altına hiç düşmedi; en son genel seçimin yapıldığı 1 Kasım 2015’te yurtiçi katılım oranı yüzde 87.34 olarak gerçekleşmişti. Aynı yılın 7 Haziran günü yapılan genel seçimde de katılım oranı yüzde 86.64 olmuştu.
Bu defa katılım oranının daha da yüksek olmasını bekliyorum. Çok önceden planlanmış tatillere gidenler bile bir günlüğüne evlerine dönüp oylarını kullanırlarsa şaşılmamalı. İnsanlar Pazar günü yapılacak seçimi çok ciddiye aldıklarını belli ediyorlar.
Kötü bir şey mi bu? Tam tersine, seçimlere ilgi azalır ve insanlar oylarının fazla bir anlam taşımadığını hissederlerse, esas o zaman kötü bir durumla karşılaşmış olacağız.
Geriye dönük değerlendirmeler yapanlar arasında geçmişteki bazı seçimlerle ilgili yanlış sonuçlara varanlar çıkabiliyor.
Abdülkadir Selvi‘nin kimlere bakarak böyle bir sonuca vardığını belli etmediği bir muhafazakar seçmen tahlili var bugünkü yazısında. Muhafazakar seçmenin, “Bir ikazda bulunalım derken kantarın topunu kaçırmayalım. Özal’ı ikaz edelim derken statükocular kazandı. Ülke 90’lı yılların cehennemine girdi. 28 Şubat’lar geldi” değerlendirmesi yaptıklarını belirtiyor Hürriyet yazarı.
Hem de, ’90’lı yılların cehennemi’ dediği dönemin önemli bir bölümünde en üst düzey sorumluluklar taşımış bir isim olan Tansu Çiller‘in AK Parti’nin İstanbul’da yaptığı mitinge katıldığı gün kaleme aldığı yazısında.
Halkın Özal‘ın elini zayıflatma kararını verdiği seçimlerin Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının önünü açtığını da unutmuş görünüyor Abdülkadir Selvi. Erdoğan 1990’lı yıllarda (1994’te) İstanbul’a belediye başkanı seçilmiş, onun içinde yer aldığı Refah Partisi de 1995 seçiminde sandıktan birinci parti çıkarak bir yıl sonra hükümeti kurma başarısını göstermişti.
‘Cehennem’ dediği yıllar AK Parti‘ye iktidar yollarının döşendiği dönemleri de içeriyor.
Neyse. Halkın “Özal’a bir ders verelim” dediği seçimler öncesinde rahmetlinin başında bulunduğu Anavatan Partisi kuruluş felsefesinden hayli uzaklaşmış, bu durum sonunda Özal‘ın kendisinin bile cumhurbaşkanlığını da bırakarak yeni bir parti arayışına girmesine yol açmıştı.
O dönemdeki gidişi yanlış bulan Özal‘ın gerçek dostları, Emevi Devleti‘nin yıkılışında rol almış Horasanlı Eba Müslim‘e mal edilen o meşhur sözü hatırlatmaktaydı:
“Emevi hükümdarları gerçek dostlarını yanlarından uzaklaştırdılar, düşmanlarını yakınlarına aldılar. Dostlar nasıl olsa zarar vermez, düşmanları kazanmak gerekir diye düşünerek… Yanlarına almaya çalıştıkları düşmanları kendilerine dost edemediler; uzaklaştırdıkları dostları ise onlara düşman oldu. Emevi Devleti’nin sonunu da bu getirdi.”
Kim ne yaparsa kendi eliyle yapıyor, başka alanlarda olduğu gibi siyasette de bu böyle. Turgut Özal da, yanlışlar yapa yapa, ANAP‘ın sonunu getirmişti. Halk Özal‘dan sevgisini eksiltmedi ve bunu en çarpıcı biçimde cenazesini kaldırarak gösterdi; 1989’dan itibaren yapılan seçimlerde ise oyunu azar azar ANAP’tan esirgedi.
Ben yakın tarihi böyle hatırlıyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025