Figen Çalıkuşu
3 Kasım 1996’da bir kamyon, devletin içindeki inanılmaz mafya örgütlenmesini ve gerisinde olup bitenlere ait sır perdesini aralayıvermişti.
Devleti koruma refleksini taşıyan bir kanat, Susurluk Kamyonu ile bu çarkı durdurmak istemişti anlaşılan.
Aynı arabanın içinde bir emniyet müdürü, bir Kürt korucu aşiret reisi milletvekili, bir de aranmakta olan eski ülkücü mafya lideri Abdullah Çatlı bulunuyordu.
Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’dı.
Ağar, ‘Abdullah Çatlı’nın yakalandığını’ resmen açıkladı ama kendisi de devam eden yargılamalar sonunda Susurluk davasında “cürüm işlemek için teşekkül kurmak” suçundan 5 yıla hüküm giydi. Sonra da bir düzenleme ile cezasını tamamlamadan serbest kaldı.
Devlet, Susurluk çetesini dağıtmayı başardı. Mafya reislerinin hemen hemen tümü hapsedildi. Ancak daha derinlere, siyaset kurumuna ilişilmedi.
Devlet içi mafya yapılanmasının nasıl oluştuğu sorgulanmadı. Fazlası devletin kirlenmişliğini deşifre edecekti zira.
Oysa neşterin vurulması gereken yer tam da pas geçilen bu yerdi.
Devlet kendi bünyesinde suç üreten bir sisteme nasıl izin vermişti?
Asıl soru buydu.
Bu zehirli, kirli, karanlık yapıyı anlamadan ciddi bir ameliyatın nasıl yapılması gerektiği anlaşılabilir mi?
Devletin içinde suç örgütü barındırabilen yapısı değiştirilemeyince aynı piyes bugün de yeniden sahnelenebiliyor işte.
Ve üstelik 90’lı yıllardan daha vahim tehlike çanları çalan bir gonk ile perde açılıyor bu kez.
Üstelik siyasi aktörlerin de görünür olduğu, iki kirli yapı açıktan açığa birbiriyle dövüşüyor. Belki de 90’lardan farkı burada.
Türkiye’de yürütme, yargı ve yasama 90’lı yılların çok daha gerisinde.
Anayasası rahatlıkla yok sayılan, kararnameler, torba yasalar ile yönetilen, yargısı bağımsız ve tarafsız olma özelliğini çoktan yitirmiş, medyası neredeyse kalmamış, baskı ve yasaklar ile kuşatılmış, denetim, şeffaflık ve hesap verilebilirlik mekanizmaları rafa kaldırılmış bir ülke artık Türkiye.
Böyle bir Türkiye’de suç örgütü liderlerinin siyasetin koalisyon ortakları olması da kaçınılmaz.
Sedat Peker de çok yakın zamana kadar bu konumdaydı. Siyasal iktidarın itibarlı bir işbirlikçisiydi.
Ancak birkaç zamandır dışlandı, dışlanınca da anlaşılan ‘Susurluk Kamyonu’ gibi bir işlev yapar oldu. Kirli yapının üzerindeki perdeyi, her videoda biraz daha yırtıyor.
Demokrasinin ikili temel unsuru olan medya ve yargı da izliyor olup biteni.
Ancak baskı ve yasaklar arttıkça kurumlar felç oluyor, dilsizleşiyor. Yolsuzlukların, cinayetlerin, uyuşturucu ticaretinin üzeri daha bir kolaylıkla örtülüyor.
Rabia Naz, Nadira Kadirova cinayetleri hafızanızdadır. Ne oldu?
Meclis’te kabul gören mafya lideri, Ana Muhalefet Partisi CHP’nin Genel Başkanına tehdit dolu mektuplar yazdı. Ne oldu ?
Ticaret Bakanı hakkında 2016 yılına ait gümrüklere hitaben yazılmış bir uyarı yazısı çıktı. Ama gene de bakan yapıldı. Bakanlığı döneminde 540 kilo uyuşturucu ilk aramada geçmiş, ikinci aramada bulunmuş. Ne oldu? Ne olacak, ikici arama emrini veren Mehmet Ali Aslan 6 ay sonra görevden alındı.
Kolombiya’dan Türkiye’ye gelecek olan 5 ton kokain ne oldu?
Tüm bu hukuksuzluk iddialarını soruşturmak kimin işi?
Elbette taraflı ve bağlı olmayan bir yargının işi.
Bağımsızlığı ve tarafsızlığı temin edecek Hâkim ve Savcılar Kurulu bağımsız değil ki yargı nasıl bağımsız olsun.
Her şey değişti ama hiçbir şey değişmedi.
Değişmediği gibi daha da kokuştu.
Bu kokuşmuşluğun, çöküntünün ortasında Sedat Peker bu dönemin Susurluk Kamyonu gibi sanki. İsteyerek ya da istemeyerek. Destekli ya da desteksiz.
Dilerim bu kez devletin içinde bu çürümüşlüğün boy attığı bataklığın tamamen kazınmasının yolu açılır.
Kazınır mı?
Ben insanların bu yönetim biçiminden, bu çürümüşlükten, bu arsızlıktan sıkıldığını düşünüyorum. İnsanları suçlarıyla, aldırmazlıklarıyla, yüzsüzlükleriyle bıktırdılar.
İlk seçimlerde Türkiye bu bitmeyen Susurluk piyesinin perdesini kapatacak.
Bu ülke dersini aldı, bedelini çok ağır ödedi.
Hesaplaşma için seçim gününü bekliyor…
Sandık, bütün kamyonlardan daha ağır çarpacak bu yeni Susurluk rezaletine.
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2025
28.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
7.11.2025
31.10.2025
17.10.2025
10.10.2025
3.10.2025
26.09.2025