Gülay GÖKTÜRK
Doğrusu Bülent Arınç'ın yerinde olmayı hiç istemezdim.
Bir gün önce basının karşısına çıkıyor ve "Başbakan özel evlerde kalan öğrencilerle ilgili bir şey demedi, devlet yurtlarıyla ilgili konuştu, özel kiralanmış evlerde kimler kalıyor, kimlerle birlikte kalıyor, ne yapıyorlar, ne yapmıyorlar, bunlar bizim ilgi alanımız içerisinde değil. Bizim böyle bir yetkimiz de yok düşüncemiz de. Bu tür haberleri kesinlikle reddediyorum ve maksatlı buluyorum" diyorsunuz.
Ama ertesi gün hükümetinizin başı çıkıyor ve üstüne basa basa, Kızılcahamam konuşmasında sadece devlet yurtlarını değil, özel evlerde kalan öğrencileri de kastettiğini söylüyor. Ve siz de bir gün önceki tevil çabalarınızla baş başa, yapayalnız kalıveriyorsunuz.
Ben böyle bir durumda kalsaydım ne yapardım, biliyorum; ama Bülent Arınç ne yapar, doğrusu bilemiyorum...
Valiye ahlak polisliği görevi
Şu sözler Başbakan'a ait:
"Bazı yerlerde yurtlar noktasında ihtiyacına cevap veremediğimiz için evlerde kalma noktasında sıkıntı yaşanıyor. Buralarda güvenlik güçlerimize gelen istihbarı bilgiler var. Valiliklerimiz bu durumlara müdahale ediyorlar. Bundan niye rahatsız olunuyor? Bazı köşe yazarları inadına bu tür şeyleri yazıp çizecekler diye biz bu ihbarları bir kenara atamayız. (...) Bunlar aynı apartmanın içinde. Daire komşuları ihbarı yapıyor. Buralarda nelerin olduğu belli değil. Karmakarışık her şey olabiliyor. Anneler babalar feryat ediyor. Bu adımlar atılacaktır.
Bunlara da kusura bakmasınlar muhafazakâr demokrat olarak müdahil olmak zorundayız. Bu ülkede annelerin babaların kahir ekseriyetinin bu işlere asla müsaade etmeyeceğini bilen insanım. Nerede nasıl seslerin yükseldiğini bilen insanım. Bu işte biz kararlı adım atmaya mecburuz."
Sonra da ekliyor: "Bu yaşam tarzına müdahale değildir."
Ehh, bu da yaşam tarzına müdahale değilse, hiçbir şey değildir Sayın Başbakanım...
Muhafazakârlığınız nerede söker?
Erdoğan bütün argümanını muhafazakâr bir iktidar olmalarına dayandırıyor; "Muhafazakâr bir iktidar olarak, anne babalardan gelen feryatları duymazdan gelemezdik" diyor.
Oysa iktidarın muhafazakârlığının bir sınırı vardır. O sınır da sizin yönettiğiniz yurtların bittiği yerde biter. Bugün dünyanın her yerindeki üniversitelerde bu konuda farklı uygulamalar var. Kimi yerlerde kız ve erkek öğrencilerin ayrı bloklarda kalması kuralı uygulanırken, daha liberal bazı üniversitelerde kız ve erkek öğrenciler aynı binanın farklı odalarını ya da katlarını paylaşabiliyor.
Dolayısıyla, muhafazakâr bir iktidar olarak AK Parti'nin bu konuya da muhafazakârca yaklaşmasını ve devletin denetiminde olan yurtlarda kız ve erkek öğrenci yurtlarını karıştırmamasını normal karşılayabiliriz.
Ama iş özel yurtlara, hele hele evlere gelince, işte bu alan iktidarların muhafazakârlığının sökmediği alandır.
Anneler babalar isyan ediyor; hükümeti göreve çağırıyormuş...
O zaman söyleyin o anne babalara, gidip kendileri baksın çocukları ne yapıyor, nerede kalıyor, nasıl bir hayat yaşıyor diye... "Bu iş bizim işimiz değil, sahip çıkabiliyorsan sen sahip çık çocuğuna, lafını geçirebiliyorsan sen ikna et, bizi bu işe karıştırma" deyin.
Komşular rahatsız oluyor, halkın çoğunluğu da zaten aynı evde kalınmasını tasvip etmiyormuş!
Peki siz herkesin yaşam tarzının güvencesi değil miydiniz? Hemen kollarınızı sıvayıp müdahaleye girişeceğinize, neden rahatsız olan o komşulara "Ben karışamam, onlar reşit bireyler, istedikleri gibi yaşarlar" demiyorsunuz?
Bitirirken durumu şöyle özetleyebilirim:
Erdoğan'ın bu konuda aldığı tutum 11 yıllık AK Parti iktidarı boyunca yaşam tarzına yapılan en açık müdahaledir; sonuçları ağır olacak büyük bir hatadır; devletin resmen ahlak bekçiliğine soyunmasıdır. Bunca yıldır verilmeye çalışılan "Her türlü yaşam tarzının güvencesi olacağız"garantisine vurulmuş ağır bir darbedir ve ne yazık ki bundan sonra geri adım atılsa bile etkileri kalıcı olacaktır.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015