Gürbüz ÖZALTINLI
Bu seçim sürecinin AKP açısından, kuruluşundan bu yana girdiği bütün seçimlerden oldukça farklı bir politik iklimde gerçekleştiğini ve iktidarın tek maliki Erdoğan’ın kaybetme ihtimalinin ilk kez bu kadar yüksek olduğunu düşünenlerdenim.
Abdullah Gül ismi üzerinde bir muhalif buluşma sağlanabilse ve seçimler iki aday arasında geçseydi tek turda bitecekti. Bu durumda kanımca, Erdoğan Gül’den daha fazla oy alır Cumhurbaşkanlığını kazanırdı. Böyle düşünmemin nedeni şu: Saadet Partisi dışında muhalif blok bileşenlerinin tamamı (en fazla CHP tabanı olmak üzere) derece derece fire vereceklerdi. Bu fire durumunu ve bunun bütün işaretlerini baştan veren laik homurdanmaları ne kadar basiretsizlik; cemaatçi içe kapanmacılık, siyasi dar kafalılık olarak nitelersek niteleyelim bu bariz bir nesnel gerçeklik Türkiye’de. Dar bir siyasi kadronun değil, bayağı etli butlu bir sosyolojinin eğilimi böyle.
Laik sosyolojide Gül’ü desteklemekte isteksiz ve aslında tepkili kesimleri dar bir seçim takvimi içinde ikna etmeyi düşünmek; Erdoğan’ı “indirmek” motivasyonunun buna yeteceğini zannetmek, hakikaten boş bir hayaldi. Bu ütopyayı savunanların ihmal ettiği şey, en gözümüzün önünde duran; herkesin dilinden düşmeyen toplumsal patolojiydi:Kutuplaşma.
Hem toplumun uzun yıllardır adım adım ve giderek katılaşarak yaşadığı kutuplaşmadan şikâyet etmek; hem de laiklerin kendi kimliklerinin dışında gördükleri AKP’nin kurucu sütunlarından birisi olan Gül’ü firesiz bir blok olarak destekleyebileceğini ummak, açık bir çelişkidir. Eğer Akşener bu realiteyi doğru hesaplayarak adaylıkta direndiyse bu da bence ilginçtir. Bu düşünceme rağmen Kılıçdaroğlu’nun Gül etrafında birleşme istekliliğini ve bunu zorlama siyasetini yanlış buluyor değilim. Reel olarak Gül projesinin yürümemesi muhalefetin şansını arttırdı evet; fakat bu arada Kılıçdaroğlu’nun ittifak açılımı da, hem ikinci tur için hem de milletvekili seçimleri açısından laikleri kendi dar ezberlerinin dışına çıkmaya hazırladı. Böylelikle laik sektör açısından, bir yandan kendi kimliklerini hakkıyla temsil eden adayla seçimlere gitmenin tatmini sağlanırken; diğer yandan Kürt dünyası ve (SP kimliğinde ifadesini bulan) dindarlarla da ittifak yapmaya elverişli bir kendine güven ve dışa açılma iklimi oluştu. Nitekim Alper Görmüş’ün de son yazılarında işaret ettiği gibi, Muharrem İnce bu iklimden fazlasıyla yararlanıyor.
Dahası, Gül girişiminin yürümemesi sadece CHP’nin değil, muhalefetin bütün bileşenlerinin kendi tabanlarını azami biçimde tatmin edecek adaylar çıkartması sonucunu verdi.
Demirtaş’ın cezaevinde yatan bir lider olarak kampanyayı doğrudan yürütememesinin yaratacağı sonuçları ise yaşayarak göreceğiz. Ben HDP’yi yüzde 13’e taşıyan seçmeninin (PKK’nın hendek siyaseti sonucu Kürt şehirlerinde yaşanan büyük felakete rağmen) bu mağduriyete rıza gösterecek psikolojide olmadığını sanıyorum. O günlerden bu günlere Kürtler arasında siyasi sempatisi azalan hareketin HDP değil AKP olduğunu sanıyorum. Suriye’ye ordu gönderen; Bahçeli’yi ve onun saldırgan milliyetçi üslubunu kendi siyasetinin başlıca bileşeni haline getirmiş olan Erdoğan’a daha önce HDP’ye destek vermiş tek bir seçmenin bile oy vermesinin çok zor olduğunu düşünüyorum.
Bütün bunlara ilave olarak söylemek istediğim temel bir tespit daha var. Yine Alper Görmüş’e gönderme yaparak belirtmeliyim ki; seçimler “çekirdek oylarla” kazanılmıyor. Seçim sonuçlarını parti angajmanı çok zayıf, hatta hiç olmayan, geniş gövdeli bir sosyolojinin eğilimleri belirliyor. AKP’nin yıllara yayılan başarısının altında bu partisiz, esnek kimlikli kesimleri etkilemiş olması yatıyordu. Ben bunun sadece hizmet ve refah eksenli bir beklenti olduğunu da sanmıyorum. Kuşkusuz bu çok etkili; fakat konjonktüre bağlı olarak huzur, istikrar, beka arayışı gibi elle tutulmayan psikolojilerin de bu partisiz seçmenlerin tercihleri üzerinde etkisi olduğunu düşünüyorum.
İçinden geçmekte olduğumuz süreçte ise AKP’nin bir avantaj gibi kullanageldiği “Dünya komplosuyla karşı karşıyayız, beka tehdidi altındayız” temalı söyleminin bu partisiz seçmen dünyasında, lehine olmaktan daha çok aleyhine işleyeceğini tahmin ediyorum. Kuşkusuz bu kesimden AKP’ye yönelimlerde bu söylemin hiç etkili olmadığını söyleyemeyiz. Ama, götürdükleri mi, getirdikleri mi daha çok olacak sorusunu sorabiliriz. Benim cevabım götürdükleri çok olacak.
Bu komplo ve beka mesajı çok tekrarlandı ve giderek her türlü sorunda (Doların artışından, Fenerbahçe maçındaki olaylara kadar) masaya sürüldü. Herkes için çok inandırıcı olduğunu sanmıyorum artık; bıkkınlık vermiş ve başarısızlıkları örtmek için kullanılıyor duygusu yaratmış olabilir. Ayrıca bu söylemin eskisinden farklı olarak partisiz seçmenlere söylediği pozitif bir şey yok. Bir umut üzerine değil bir korku üzerine kurulmuş. Evet, umut duygusu kadar korku duygusu da insan tercihleri üzerinde etkide bulunur. Ama korkuyu diri tutmak için kullandığınız üslup umudu ayakta tutmak istediğiniz dile hiç benzemez; zaten görüyoruz benzemiyor da…Toplumun sizden olmayan yarısını ve dış dünyayı düşmanlaştırmadan; nefreti okşamadan korkuyu ayakta tutamazsınız. İşte şu partisiz sosyolojik sektörün AKP’de gördüğü yeni şey budur. Buna inanan ve benimseyenler vardır. Fakat onlardan daha çok; tedirgin olan, abartılı bulan ve içine düştüğümüz dünyayla kavgalı, içeride de bölünmüş çatışmalı durumdan rahatsızlık duyanların varlığı bence şaşırtıcı olmaz.
Ekonomi politikaları ve aşırı seçim ekonomisinin bu seçmenlere nasıl mesaj vereceği sorusuna ise ben, ağırlıklı olarak “alarm işareti” gibi algılanacağı cevabını veriyorum.
Son bir unsur olarak da “propaganda üstünlüğü” ne dokunmak gerekir. Bunun sanıldığı kadar iktidarın avantajı olmadığını düşünüyorum. Bu “üstünlük” de insanlarda hiç hoşlanmadıkları bir kibir, bir adaletsizlik algısını kışkırtabilir. Hiçbir zaman bu ülkenin medyası bu kadar itibarsız, bu kadar pespaye, sadece inanmış fanatik çekirdeği tatmin etmeye yarayan bir çöp olmamıştı. Hiçbir siyasi lider topluma tek taraflı olarak her gün, ama her gün seslenmemişti. Bunların “üstünlük” olduğundan çok ciddi şüphelerim var.
Buraya kadar yürüttüğüm akıl, AKP’nin daha öncekilerden farklı bir sınava doğru yol aldığını ve muhalefetin avantajlı olduğunu söylüyor.
Bu analizle sınırlı düşünürsek HDP’nin barajı aşacağını ve diğer muhalif partilerin de toplam oylarını artıracakları bir parlamento dağılımı çıkacağını kabul etmek gerekir. İktidar bloku Meclis’te yasa üretecek çoğunluğu kaybedebilir. Keza Erdoğan da ilk turda yarıyı geçip seçilecek çoğunluğu bulamayabilir.
Fakat burada ileri sürdüğüm düşünceler tüm etmenleri doğru yerden yakalayamıyor da olabilir. Hem bu şüphelerime hem de bu yazıda öngördüğüm gibi seçimlerin ikinci tura kalması ihtimalinde olabilecek gelişmelere ilişkin düşüncelerimi önümüzdeki günlerde yazmaya çalışacağım.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023