Hakan AKSAY
Rusya’nın ilk kez eski Sovyet coğrafyası dışında bir askerî harekâta girişmesi, üstelik bu adımı Ortadoğu gibi “kaynayan bir kazan”ın içine dalarak 4.5 yıldır kanlı bir krizin içindeki Suriye’de atması dünyayı yerinden oynattı.
İlk şaşkınlığı atlatanlar kendilerince tepki vermeye çalışıyor.
Rusya’nın “zamanlama” ve “siyasi-askerî hamle yapma” ustalığından hayranlıkla söz edenler az değil. Hatta kimilerine göre, neredeyse Suriye krizinin gidişatı belli oldu ve Rusya’nın karşısındaki herkes şimdiden yenildi.
Kötümser yorumların bir kısmı, Moskova ve Şam yönetimlerinin karşısında yer alanlara ait ve Suriye hamlesinden dolayı Rusya lideri Vladimir Putin’e yönelik eleştirilerle birlikte gündeme getiriliyor.
“Suriye operasyonu Moskova için ikinci bir Afganistan’ın başlangıcı” olabileceğini bir “dilek” gibi ifade edenler var.
Ama aynı cümleyi memnuniyetle değil kaygıyla telaffuz eden daha tarafsız çevreleri ve bu arada Rusya içindeki bazı yorumcuları da es geçmeyelim.
Rusya’nın tavrının ayrıntılarını ve gerçekten de tarihî önem taşıyan bu harekâta başlama nedenleri ile amaçlarını bir sonraki yazıda ele alacağım.
Ama şimdilik şu kadarını söyleyeyim:
Kremlin’in Suriye savaşına dâhil olmasıyla birlikte pek çok şey artık eskisi gibi olmayacak: Suriye de, Ortadoğu da, Rusya’nın uluslararası güçler dengesindeki konumu da...
Ortadoğu’daki birçok devlet ve siyasi, etnik, dinsel güç derinden etkilenecek; kimisi kârlı çıkacak bu gelişmeden, kimisi de zararlı... Ciddi ölçüde etkilenecekler arasında Türkiye’nin de Kürtlerin de olacağını rahatlıkla iddia edebiliriz.
Ve hiç kuşkusuz Türkiye-Rusya ilişkileri de yakın tarihinin en şiddetli sarsıntısını geçirme riskiyle karşı karşıya.

Moskova-Ankara hattında yüksek gerilim
Daha şimdiden Richter ölçeğine göre, Ankara-Moskova hattındaki kıpırdanmaların şiddeti hızla büyüyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hemen her gün verdiği demeçlerle Putin’i hizaya getirmeye çalışıyor. Bazen “üzüntüsünü” dile getiriyor, bazen “Rusya büyük hata yapıyor, hemen tutumunu değiştirmeli” diye uyarılarda bulunuyor.
Erdoğan’ın “üzüntüsünü” ve uyarılarını iletmek ve “Putin’i ikna etmek” için 23 Eylül’de düzenlediği Moskova ziyareti – cami açılışında bir konuşma yapması dışında – bir başarı getirmemişti.
Dün ortaya çıkan Rus jetlerinin Türkiye hava sahasına izinsiz girmesi olayı karşısında (Moskova bunu kabullendi ve “yanlışlıkla” olduğunu bildirdi), Başbakan Ahmet Davutoğlu da 2012’de sertleştirilen “angajman kuralları”nı hatırlatarak “bir daha olursa uçağınızı indiririz” demeye getirdi. Elbette NATO yöneticilerinin uzak alkışları eşliğinde...
22 Haziran 2012’de Suriye tarafından düşürülen Türk uçağıyla ilgili olarak sessiz kalan Erdoğan yönetimi, Rusya’nın aynı hatayı tekrarlaması durumunda gerçekten de Rus uçaklarını vurabilir mi? (Bu soruyu “Tarih ‘eğer’ bağlacını asla kabul etmez” diyen ciddi uzmanların şimşeklerini üzerime çekmemek için cevapsız bırakıyorum.)
Tam da burada Türk-Rus ilişkilerinin nereden geldiğini ve hangi aşamada olduğunu kısaca aktarmakta yarar olabilir.
Erdoğan-Putin dostluğu: ‘O eski halinden eser yok şimdi’
Ankara-Moskova hattında çok eskilere gitmeyelim. Burada ne Osmanlı-Rus harplerine, ne “soğuk savaş” dönemine, ne de iki başkentin birbirine karşı “Çeçen ve Kürt kartlarını kullandığı”, Orta Asya ve Kafkasya’da acımasız bir rekabetin egemen olduğu 90’lı yıllara döneceğiz.
Putin’in başa gelmesiyle birlikte dış politikasını enerji ihracatına bağlı olarak yeniden düzenleyen Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerde dönüm noktası 5-6 Aralık 2004’e denk gelir. Yani, tarihte ilk kez Rusya’nın bir numaralı liderinin Türkiye’ye yaptığı ziyarete. Putin’in bu ziyaretinden itibaren iki ülke arasında önceki 15-20 yıl içinde ağırlıklı olarak ticari-ekonomik bağlar üzerinden giden işbirliği, siyasi ve diplomatik düzleme de taşındı. Ve sonrasında büyük bir hızla gelişti. Üst düzey siyasi temaslar, gelişen ticaret, enerjiden turizme kadar bir dizi konudaki atılım, kültürel ve insani ilişkilerdeki gelişmeler... İki ülke neredeyse her açıdan birbirine çok yaklaşmış gibiydi.
En çok da Putin ile Erdoğan arasındaki “sıkı dostluk”tan bahsedilir oldu. 2004’ten sonra sık sık bir araya gelen ve telefonlaşan iki liderin “vücut dilleri” ve aralarındaki benzerlikler üzerine tonla yazı yazıldı.
Her şey neredeyse pespembeydi...

Ta ki 2011’e kadar...
Daha sonra iki lider ve iki devlet arasında soğuk rüzgârlar esmeye başladı. Erdoğan giderek artan sıklıkla Putin’i doğrudan hedef alıp eleştirmeye, hatta “paylamaya”, Putin ise onu bazen görmezden gelerek veya görüşme önerisini karşılıksız bırakarak, bazen de dolaylı anlatımlarla uyararak cevap vermeye başladı.
(Burada kısa bir parantez arasında da olsa, şipşak yorumculara ve yeni yetme “Rusya uzmanları”na bir çift söz etmek isterim. Yıllardır ne zaman iki ülkenin liderleri bir araya gelse bu “renkli papağanlar”, ezberlerindeki iki kalıbı haykırmaya başlıyor:“Türkiye ve Rusya ilişkilerinde bahar havasııı... İlişkiler geçmişte hiçbir zaman olmadığı kadaaarr...” ve “İki ülkenin karşılıklı yıllık ticaret hacminin yakında 100 milyar dolara ulaşması hedeflenmektediiirr...” Daha yaratıcı olmaya çalışanlar da var tabii. Geçenlerde bir Milliyet’ten bir gazeteci, Moskova’ya gittiğinde Kızıl Meydan’da aniden – geçmişi 18. Yüzyıl’a, Çariçe II. Katerina’ya kadar uzanan – alışveriş merkezini fark edivermiş; önce müze sandığı bu tarihî mekânın “100 yılın üstünde”geçmişe sahip olduğunu saptayarak “Aaa, Kızıl Meydan’da, Lenin’in mozolesi karşısında AVM vaaarr” tadında bir yazı döktürmüş. Ne diyelim!..)
Temel sorun: Suriye politikası
Rusya’nın Suriye politikasında ana çizgi değişmedi. Ama Libya olaylarından sonra (2011) ve özellikle son aylarda daha aktifleşti.
Erdoğan yönetimi ise “kardeşim Esad”dan “diktatör Esed”aşamasına geçtiğinde yolunu 180 derece değiştiriverdi. Üstelik bölgeyi yeterince araştırıp bilmeden, bu tür risklere girmek için gereken diplomatik ve entelektüel bagaja sahip olmadan. Sonunda Suriye, iki ülkeyi birbirinden giderek ayırırken birine artan prestij ve ağırlık diğerine ise adım adım derinleşen bir hezimet getiriyordu.
Bu arada 10 Ekim 2012'de Moskova-Şam uçağının zorla Ankara'ya indirilmesi ve 18 Temmuz 2014'te Erdoğan'ın herhangi bir kanıt göstermeye gerek duymadan “Malezya uçağını Rusya düşürdü” demesi gibi, Kremlin’in o zamanlar sineye çektiği “tatsızlıklar” da yaşandı.
Yine de genel olarak tarafların, güçlü ticari-ekonomik ilişkiler ve büyük enerji projeleri adına anlaşmazlıkların ikili ilişkileri berbat etmesine izin vermemeye özen gösterdikleri söylenebilir.
Bu arada Ukrayna ve Kırım sorununda Ankara “Batı cephesinde” yer alsa da, Moskova’ya karşı eleştirilerinin dozunu sertleştirmemeye dikkat etti.
Batı’nın Rusya’ya karşı yaptırımlarının ve karşılıklı ekonomik sorunların yoğunlaşmasına paralel olarak ikili ticaret zayıflamaya başladı. İlk telaffuz edildiği 2010 yılında “birkaç yıl içinde ulaşılması” hedefi konulan “100 milyar dolarlık yıllık ticaret hacmi”ne ne zaman erişileceği konusunda durmadan ertelemelere gidildi. En son 2023 tarihine atılan bu hedef, fiilen etkisiz ve başarısız bir slogana dönüştü.
Öte yandan Rus turistlerinin önemli bölümünün yurtdışına çıkmaktan vazgeçmesine bağlı olarak Türk turizmi ciddi darbe aldı.
Enerji alanında da sıkıntılar çıktı. 20 milyar dolarlık Akkuyu Nükleer Santrali hakkında birçok usulsüzlük iddiası gündeme geldi. Yine de yoluna devam eden projenin başlangıçta belirlendiği gibi 2020 yılında değil, 2023’te tamamlanacağı ilan edildi.
Ve her şeyden önemlisi, 30 yıldır ilişkilerin lokomotifi olarak görülen doğalgaz ticaretinde ciddi sorunlar gündeme geldi. Moskova, Avrupa’ya gaz ihracatındaki en önemli hatlarından biri olarak tasarladığı Güney Akım’ın suya düşmesinden sonra, Ankara’ya “Türk Akımı”nı önerdi. Bu, gerçekten önemli bir fırsattı ve her iki ülkenin kazanacağı bir platforma dönüşebilirdi. Ancak Ankara’nın ağırdan alması, daha çok mevcut doğalgaz ticaretine ilişkin indirim talebinde ısrarcı olması, Moskova’nın ise “Türk Akımı gibi tarihî bir fırsatı anlamayan” partnerine kızarak indirimi fiilen bu projenin onaylanmasına bağlaması sonucu gerilim arttı.
Bu arada Türkiye’nin Suriye politikası ve AKP iktidarının IŞİD’e destek vermesi Kremlin’in giderek artan tepkisini çekiyordu. Geçmişinde radikal islamcılardan çok çeken ve terörizmin Kuzey Kafkasya başta olmak üzere Müslüman nüfusun yoğun olduğu yerlere sıçramasından korkan Rusya yönetiminin tedirginliği artıyordu.

Moskova da 1 Kasım’ı bekliyor
7 Haziran seçimlerinin sonuçları Moskova’yı şaşırttı. Kremlin, yıllardan sonra ilk kez “AKP’siz Türkiye”nin mümkün olabileceğini gördü. Türkiye’nin uluslararası etkisinin giderek azaldığını ise zaten uzun süredir izliyordu.
Belki de Suriye’de atmaya hazırlandığı adımlardan enerji işbirliğine kadar bir dizi konuda eskisi kadar sabırlı olmasının şart olmadığını hissetti.
Putin Suriye konusunda düğmeye basarken, “Erdoğan faktörü” neredeyse en son düşüneceği meselelerden biri haline gelmişti.
Türk Akımı ile ilgili olarak da Rus yetkililer birkaç kez (en son geçen cumartesi Enerji Bakanı Aleksandr Novak’ın ağzından), neredeyse AKP’nin gözüne sokacak kadar kalın çizgilerle “Hele bir 1 Kasım seçimlerini bekleyelim” türünden açıklamalar yaptılar. Tabii “hükümet kurulması sürecine bağlı doğal aşamaların haliyle zaman alacağını” kibarca ekleyerek.
Şimdi Esad yönetimine destek veren kapsamlı bir askerî harekâta girişen Moskova, elbette bu adımın Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin başarısız Suriye politikasının tümüyle çöküşünü getireceğini de hesaplıyordu.
İki ülke arasındaki gerilimin daha da artması ihtimali güçlü. Riskler büyük. Her şeyden önce savaştan söz ediyoruz; plana-hesaba sığmayan bir sürü gelişme olabilir.
Yalnızca “dışarda” değil, aynı zamanda ve daha çok “içerde” sıkışan Erdoğan iktidarının öngörülmez adımlar atması da imkânsız değil.
Rusya, Türkiye’nin en önemli ticaret ortaklarından biri. Enerji ithalatının büyük bölümünü karşıladığı ülke. “Bağımlılık” çift yönlü tabii. Aynı ölçüde olmasa bile, Rusya da Türkiye’ye bağımlı. İki ülke de birbirinden kolay kolay vazgeçemez.
Ancak Türkiye-Rusya ilişkilerinde tehlikeli bir aşamadan geçildiği gün gibi aşikâr.
Bir sonraki yazıda Rusya’nın Suriye’ye neden girdiğini ve amaçlarını yorumlamaya çalışacağım.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Azerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı?
1.08.2025 - Bırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda
17.07.2025 - Zindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı
26.06.2025 - Rusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir
22.06.2025 - Putin’in İstanbul görüşmeleri önerisi ile İmamoğlu davasının ilgisi ne?
11.05.2025 - Savaşın 80. yıldönümünde herkes samimi bir cevap versin: Yetmedi mi?
10.05.2025 - Taksim Meydanı’yla konuştum dün
13.04.2025 - İyimserlik ve kötümserlik üzerine ya da altı ay sonra her şey bitecekse
29.03.2025 - CHP ve DEM operasyonları: Amaç Rusya usulü “sistem içi muhalefet” mi?
20.03.2025 - Trump’ın kafasındaki raflar: Çin, Avrupa, Ukrayna, Rusya, popülist sağ…
6.03.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları










































































































































































































Murat
Yutkuna yutkuna, gözlerim dolu dolu okuyabildim. Insanin ici burkuluyor, aciyor. Ellerin dert görmesin degerli insan!