İbrahim Kahveci
Leyla Şahin Usta’dan Allah razı olsun!!!
Onun sayesinde yeniden Türkiye’nin teknolojik seviyesini inceleme fırsatı bulduk.
Neydi durum, yeniden hatırlayalım.
Orta ve üstü teknolojik ürün ihracatının toplam ihracat içindeki payı 2007 yılına kadar yükseliyor ve orada adeta STOP ediyor.
2007-2022 yıllarında orta ve üstü teknolojik ürün ihracatının payı yüzde 36,9’’da kaldığını görüyoruz.
Yine 2007 yılında orta-düşük ve düşük teknolojik ürün ihracatının genel ihracat içindeki payının da yüzde 63,1 seviyesinde aynı kaldığını görüyoruz. Bu arada yüksek teknolojik ürün ihracat oranının yüzde 6,0’lardan düşerek yüzde 3,0-3,5 bandına sıkışıp kaldığını yeniden anlamış oluyoruz.
Bir ülkede teknoloji seviyemiz aynı kalıyorsa aslında o ülke yerinde saymıyordur. Çünkü emsal ülkeler hızla ilerlemeye devam ederken biz geriye gitmiş oluyoruz. Kısaca buna bir açıdan gericilik de denilebilir.
Yıllarca İslamcı anlayışı -gericilik- olarak tanımlayanların ekonomi yönünden maalesef haklı olduklarını gösteren bir tablo.
Gericilik ve yozlaşma neyi getirir? Elbette fakirliği.
Fakirlik burada sonucu ifade ediyor. Çünkü ülke “değer” üretemiyorsa toplamda alım gücü geriler ve yaşam maliyeti artarken, geleceğe yönelik umutlar da söner.
Tıpkı Türkiye’miz gibi...
‘Yaşam memnuniyeti’ anketleri hızla düşerken ailelerin çocuk yapma imkanları bile bitmiş duruma geldi.
Bu ülkede daha 8 yıl önce aile başına 2,1 bebek yapılırken bu oran artık 1,62’ye bile geriledi.
Umutlar hızla biterken adeta memnuniyetin ne olduğunu adeta hafızalarımızdan silmiş olduk.
Bu durumu ücretler üzerinden de görebiliyoruz.
Mesela asgari ücretin yüzde 28’si kadar daha üstte maaş alan emekliler (ortalama emekli maaşı) bugün asgari ücretin yüzde 25 altında ücret almaktadırlar.
Toplumda asgari ücret ise genel ücret haline gelerek orta sınıfı yok ederek yozlaşmaya bir başka kapı aralanmış oldu.
Rahmetli Turgut Özal’ın orta direk hayalini fakirlikte birleşme olarak tanımlayan AK Parti toplumun geleceğe yönelik beklentilerini de yıkıp geçti.
Bugün ülkede iyi eğitimlilerin gittiği, yerlerine daha alt eğitimlilerin ülke kaderini çizmeye başladığı bir dönem yaşanıyor.
Düşük ücret
Düşük zeka
Düşük hayat standardı hayatımızı belirler oldu.
Önceki gün Yusuf Ziya Cömert “İslam’da rüşvet var mı?” başlığı ile yazmıştı. Orada gördük ki, yozlaşma ve çürüme açısından İslam’ın da içi epey boşaltılmış durumda.
Gerçekten ‘ahlak’ neden bu ülkede bu kadar erozyona uğradı? Kolaydan kazanma, rüşvet, yolsuzluk neden sıradanlaştı?
Bakınız bu tür değerler aslında ekonomiyi de ifade ediyor. İtaatin bu derece yükseldiği toplumun bilim ve teknoloji üretmesi imkansızlaşır. Değer üretemeyen toplumlarında fakirliğe mahkum olması kaçınılması imkansız bir sondur.
O nedenle kendimizi ve çevremizi yeniden sorgulamamız gerekiyor. Bizler bu derece fakirliğe mahkum olmak zorunda mıyız? Hatta evlatlarımızı, torunlarımızı çok daha büyük bir fakirliğe hapsetmek durumunda mıyız?
Mevcut gidişe baktığımızda geleceğimizin bugünden çok daha karanlık olacağını çok rahatlıkla görebiliriz. O zaman neden bu kadar karanlık bir geleceği tercih ediyoruz?
Ben gerçekten anlayamıyorum... Bir toplum göz göre göre bu derece geleceğini nasıl karartabilir? Bu durum toplumsal intihar değil de nedir?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025