İhsan DAĞI
Başbuğ'un tutuklanmasının ardından iktidara yakın bazı çevrelerde 'ilginç' bir kafa karışıklığı var. Yoksa hafıza kaybı mı demeliydim?
Genelkurmay Eski Başkanı sanki durup dururken tutuklandı. Ortada bir 'andıç', yani resmî belge var ve de 42 tane internet sitesi. Belgenin içeriği açıkça suç teşkil ediyor. Sitelerin içeriği 'kara propaganda'. Altında imzası ve parafı olan komutanların her biri, ki buna Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız da dâhil, bu belgenin ve açılan internet sitelerinin gerçek olduğunu söylüyorlar. Yani hiç kuşku yok bu 'suç delilleri' hakkında.
Mesele bu cürüm sitelerinin kimin emriyle açıldığı, yeniden düzenlendiği ve içeriklendirildiği. Davanın sanıkları yüksek rütbeli askerlerin hepsi bu işin 'emir-komuta zinciri' içinde yapıldığını söylüyor, yani Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u işaret ediyor.
Tablo buyken, davanın diğer sanıkları gibi Başbuğ'un tutuklanmasında şaşacak ne var? Tutuksuz da yargılanabilir elbette, ancak Başbuğ'u gösteren bütün bu bilgi, belge ve ifadelerden sonra mahkemenin 'siyaseten' bir karar vererek davayı düşürmesi beklenemez eğer 'hukuk devleti' olacaksak.
Sonuçta, somut delil ve ifadeler karşısında söyleyecek sözü olmayanlar şimdilerde sivil mahkemenin 'yetkisizliği'ni gündeme getiriyorlar. "Yargılansın, ama Yüce Divan'da!" Neden peki? Çünkü suçlamalar askerî 'görevle ilgili'. Darbe hazırlığı yapmak, bağlı bulunduğu hükümete karşı psikolojik savaş örgütlemek, kendi halkına karşı komplolar tasarlamak 'TSK'nın görevi' öyle mi?
Şimdilerde İnternet Andıcı Davası'nda yargılanan Genelkurmay eski Adli Müşaviri Hıfzı Çubuklu da öyle demişti daha görevdeyken; "Bilgi destek faaliyetleri çerçevesinde, ülke menfaatlerini ve TSK'nın görev ve sorumluluk alanını yakından ilgilendiren bir kısım konular..." Bu davadan yargılanacağını bilen şahıs da TSK'nın tepesinde örgütlenen bu işi 'TSK'nın görev ve sorumluluk alanı' lafıyla meşrulaştırmaya çalışıyordu. Şimdi bu 'propagandayı' gazeteci, siyasetçi, barocu siviller yapıyor.
Darbe hazırlıkları ve girişimini 'görevle ilgili' gören 'sözde siviller', Anayasa'nın 145. maddesini bilmiyor olabilirler mi? 'Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür'. Yani 'darbe suç'u askerî 'görev'le ilgili bir suç değil. Nasıl olsun ki?
Askerlerin görevleri gereği bu 'suç'u işleme 'imkânları' olduğunu, dolayısıyla bu cürümün 'görevle alakalı' olduğunu söyleyenler sadece 'komik' duruma düşüyorlar. Ne yani? Darbe girişiminde bulunan askerlerin sivil mahkemeler tarafından yargılanması için elinin altındaki uçak, tank ve tüfeği kışlaya bırakıp başka bir 'özel ordu' mu kurmaları gerekiyor?
Ne demiş Başbuğ ifadesinde: "Niyetim kötü olsa 700 bin kişilik ordu vardı elimin altında, onu kullanırdım, niye örgüt kurayım ki?" Haklı tabii. Zaten daha önce darbe yapanlar da 'kendi özel ordu'larını kurmadı, TSK'yı kullandılar. Onlar da darbe yapmak için 'çete kurmadı'; resmî orduyu çete gibi kullandı, çeteye çevirdiler.
Her şeye rağmen Başbuğ'u isteyen savunur. Ama bunu yaparken 'darbeleri meşrulaştrıcı', darbeyi 'görev' addedici cambazlıklara kalkışmasınlar.
İşin ilginci, muhtemel darbenin hedefinde olan bazı saftirikler de inanıyor bunlara. Yahu, daha geçen yıl, bırakın henüz dumanı tüten darbe girişimlerini, üzerinden 30 yıl geçen 12 Eylül darbesi yargılanacak diye nutuk atıyordunuz. Ne oldu?
Yargılanma süreci adil değilse, tutukluluk süreleri uzunsa, usul kuralları yanlışsa hükümet bunlara çare bulabilir. Meclis çoğunluğu mevcut. Ancak, 'göz yummak', hiçbir şey olmamış gibi davranmak tuhaf. Hafızalarını yitirenlere Ergenekon, Balyoz, Andıç davalarının iddianamelerini, ifade tutanaklarını okumalarını tavsiye ediyorum. Hafıza kayıplarına iyi gelebilir.
Andıçla Genelkurmay'ın kurduğu ve yönettiği internet sitelerinin işlevinin AK Parti'yi kapatma davasına malzeme sağlamak olduğunu bileceksiniz, sonra da bu siteleri düzenleyenler tutuklandılar diye ağıt yakacaksınız.
Sicilini herkesin bildiği bir 'kaos muhibbi'nin; 'siz TSK'nın yaptıklarının arkasında durun, biz de sizin' sözünü ciddiye almış olabilirler mi? Aldıkları gazla neredeyse Ergenekon, Balyoz, Andıç vs. davalarına 'faso fiso' diyecekler.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023